Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Herkes hemfikir... Tribün terörünü çözmeden, Türk futbolunda marka değerini oluşturmak imkansız.

        Beri yandan, suçun şahsiliği ilkesi işletilmezse, yani sorun yaratan taraftar ile doğrudan bir mücadele yapılmazsa, Türk futbolunu gelecekte daha büyük tehlikelerin beklediği açık.

        İngiltere’de saha kapama cezalarının 20 yıldır uygulanmadığını bir kez daha hatırlatalım. Zaten TFF de Passolig’le eş zamanda saha kapamadan tribün kapama cezasına döndü. Gelecekte tribün kapama cezasının da kalkacağını tahmin ediyorum.

        Passolig aynı zamanda taraftar profilini de değiştirecektir. İktisattaki ünlü Gresham Kanunu’nun sahalara uygulaması gibi, kötü seyirci iyi seyirciyi kovamayacak, iyi seyirci kötü seyirciyi ya kovacak ya da dönüştürecek. Kulüp yöneticilerine hizmet eden veya tersine kulüp yöneticilerini boyunduruğu altına almayı amaçlayan taraftarlar arasındaki organik bağ da kopacaktır.

        Tabii ki bu kolay bir yol, kolay bir süreç de değildir. Bugün olduğu gibi birçok aksaklıklar da yaşanacaktır. Ancak Passolig’den dolayı taraftarların maçlara gelmediği şeklinde yapılan açıklama ve haberlere katılmıyorum. Sanki daha önceki yıllarda tribünler tıka basa doluymuş gibi tüm faturayı Passolig’e bağlamaya çalışıyoruz.

        Geçtiğimiz yıl ülkemizde maçlara giden toplam seyirci sayısı İngiltere 1.Lig maçlarının bile altındaydı. Daha ne çabuk unuttuk; geçtiğimiz yıl belki de ülkemizin en güzel statlarından birisine sahip Kayseri’de maç biletleri 1 liraya satıldığında dahi tribünler bomboştu.

        Öte yandan seyircilerden elde edilen maç günü gelirlerinde Anadolu kulüplerimiz çok gerilerde. Son 5 yıla bakılırsa maç günü gelirlerin kulüplerin toplam gelirinin içinde yüzde 5’e bile ulaşamadığı görülür. Halbuki bu Avrupa ülkelerinde yüzde 30 seviyelerinde.

        Bir örnek de futbolla yatan futbolla kalkan Trabzon’dan. 2010-11 sezonunda Fenerbahçe ile girdikleri şampiyonluk mücadelesinde hemen hemen evindeki tüm maçları kazanan Trabzonspor’da 17 maçın ortalaması 13 bin civarındaydı. Halbuki Avni Aker’in tribünleri 25 bin kişi alıyordu. Trabzonspor bu sezon da son yılların en iddialı takımını kurmuşken kombine alan taraftar sayısı ise sadece 3 bin 250...

        Öte yandan yeni yapılan statları ve yöneticilerin özel kampanyalarıyla bugün Konya’da 11 bin 500 kişi; Mersin’de ise 8 bin 600 kişi kombine almıştır. Demem o ki artık Anadolu kulüplerinin de modern pazarlama yöntemleriyle taraftarlarına ulaşması gerekiyor.

        Passolig’le ilgili son durumu da Genel Müdür Özgür Gündoğan’a sordum: Passolig 500 bine ulaşmış. Türkiye’de üst iki ligdeki takımların toplam koltuk sayısı 320 bin. Yani neredeyse 2 defa tribünleri dolduracak kadar Passolig sahibi var.

        Ayrıca Passolig şu anda dünyanın en gelişmiş taraftar kartı; hem statta hem ödemelerde hem de ulaşımda kullanılıyor. Taraftarın iki defa değil, her gün kullandığı bir kart.

        Yazımın başlığına dönersek; Passolig, Türk futbolundaki dönüşümü sağlayacak önemli bir kilometre taşıdır. Bunu zamanla daha iyi göreceğiz.

        Türk futbolunun marka değerini yükseltmek için herkesin taşın altına elini koymasına gerek yok, taşın altına şiddet yasasını ve Passolig’i koyun yeter.

        Diğer Yazılar