Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ‘Son 10 yılda Türk sporunda en büyük gelişme hangi branşta oldu’ diye sorulsa cevabım kesinlikle ‘ampute futbol’ olur.

        8 yıl önce 20 oyuncusu olan tek bir kulüpte faaliyet gösteren ampute futbolun geldiği noktayı Polonya’da düzenlenen Eurocup 2014 turnuvasında daha yakından görme fırsatım oldu.

        Kafilenin Varşova’ya adım attığı ilk dakikadan havaalanından uğurlanışına kadar bizleri hiçbir şekilde yalnız bırakmayan Büyükelçimiz Yusuf Ziya Özcan’ın tribünlerden “Şiir gibi oynuyorlar” şeklinde bağırmasına sebep olan estetik ve tempolu futbol Polonyalı taraftarlar ve diğer takımların oyuncularını hayran bıraktı. Tecrübeli Teknik Direktör Halil İbrahim Köprülü’nün takımda yarattığı rekabet ve modern oyun tarzıyla sahaya çıkan Millilerimiz finalde İngiltere’yi çok üstün bir oyunla 4-1 yenerek şampiyon oldu. Beni en çok etkileyen İtalya Milli Takımı’nın teknik ekibi ve oyuncularının Millilerimiz’le birlikte fotoğraf çektirmek istemeleriydi. Bütün oyuncularımız birer yıldız olarak ilgi gördüler.

        Tabii bugünlere bir günde gelinmedi. Daha bundan 8 yıl önce ampute futbolun kamuoyunda bilinirliği hemen hemen sıfır noktasındaydı. Önce takım sayısı 7’ye çıkarıldı. Süper Lig maçlarından önce gösteri maçları yapıldı. Doğrusu halkımız bu futbolu çok sevmişti. Belki de hiçbir branş bu kadar halka dokunmamıştı. Artık ligin kurulma zamanı gelmişti. Bedensel Engelliler Spor Federasyonu bünyesinde bugün 10 takım Ampute Süper Ligi’nde, 14 takım ise Ampute Birinci Ligi’nde mücadele ediyor. TRT’nin maçları canlı olarak yayınlaması liglerin kalitesinin artmasını sağladı. Bugün liglerimizde Gana’dan, Özbekistan’dan oyuncular mücadele ediyor. Bu büyüme belediyelerin de dikkatini çekmiş olacak ki ampute futbola önemli yatırımlar yaptılar. Bu büyüme futbolcu transferinin önünü de açtı. Bu etkin ve mücadeleci rekabet de Milli Takım’ın başarısına yansıdı. Kasım ayının sonunda Meksika’da yapılacak Dünya Şampiyonası’nın favori takımı olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Burada Türkiye Futbol Federasyonu’nun ‘Türkiye Futbol Oynuyor’ projesi kapsamında yıllardır sessiz sedasız engelli futboluna verdiği desteğinin ve stratejik işbirliğinin de altını çizmeliyim. Zaten final maçından sonra sıcağı sıcağına TFF Başkanı Yıldırım Demirören oyuncuları kutlayan bir mesaj gönderdi.

        Varşova Belediyesi’nin ve sponsorların desteğiyle profesyonel bir organizasyon gördük. Şehrin her yerini afişlerle donatmışlardı. Afişlerde; “Futbol ayakla değil, kafayla oynanır. Bize katılın!” yazıyordu. Yarı final ve final maçlarını internetten yayınladılar.

        Daha yazacak çok detay var ama bunun yerine Polonya’da kahramanlık destanı yazanların isimlerini tek tek yazmak istiyorum: Tufan Öktüren, Halil İbrahim Köprülü, İlhan Elmalı, Ali Öğüt, Mehmet Harun Kızılcı, Mahmut Kortan Aktürk, Halil Şimşek, Fatih Karakuş, Furkan Arslan, Osman Çakmak, Ali Budak, Serkan Bedel, Feyyaz Gözüaçık, Mehmet Yunsur, Muhammed Yeğen,Ömer Güleryüz, Serkan Dereli, Barış Telli, Oğuz Gökçe, Rahmi Özcan, Alican Kuruyamaç, Fatih Şentürk.

        Not: Polonyalılar’ın dediği gibi; futbolu ayakla değil kafayla oynayan ‘Tek Ayaklı Kramponlar’ın resitalini kaçırmayın derim. Cem Çınar’ın hazırlayıp sunduğu Engelsiz Spor programı bu cumartesi günü saat 09.15’te TRT Spor’da ekrana gelecek.

        Diğer Yazılar