Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dünyaya FETÖ tehlikesini anlatmak zaten güç; bir de yurtiçindeki kamuoyunun belli bir kısmına bu tehdidin ne kadar hayati olduğunu defalarca hatırlatmak gerekiyor. Özellikle Beyaz Türkler, sık değişen gündemle belleğini kolaylıkla yitirmeye meyilli olduğundan her defasından sıfırdan başlamak gibi bir zorunluluk oluyor. Özellikle entelektüel elit kesim FETÖ’nün psikolojik savaşına alet olarak konuyu kapatmak, ertelemek derdinde gibi. Anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarıyla FETÖ meselesi gündemde geri plana düşmüş gibi geliyor. Halbuki hem iç terör hem de dış ülkelere tehdit oluşturan örgütün bir saniye bile unutulmaması şart.

        Bir süredir FETÖ’nün en tehlikeli noktaya geldiğini vurgulamaya çalışıyorum. 15 Temmuz’daki ağır yenilgilerinden sonra artık kaybedecek hiçbir şeyleri kalmadığı için gözleri döndü ve her şeyi yapmaya hazır noktaya geldiler. Bu yüzden Rusya Büyükelçisi’ne yönelik suikasttaki FETÖ izi geçiştirilemeyecek kadar önemli.

        Dahası örgütün Pennsylvania’daki lideri Kırık Hoca hem neredeyse suçu üstleniyor hem de dolaylı yoldan tehdit savuruyor: “Bundan sonra da benzer olaylar olursa bizim üzerimize atacaklar.”Örgüt artık niyetini gizlemek zorunda bile hissetmiyor.

        Epey bir zamandır FETÖ’nün bir mağduriyet masalı yaratarak hem yurtiçinde hem de yurtdışında sempati toplamaya çalıştığı da bir gerçek. Örgütün gerçek yüzünü bilmeyen ABD ya da Avrupa ülkelerinde ilk başlarda başarılı da oldu bu plan ama şimdi rüzgâr dönüyor. FETÖ başka mağduriyetlerle kendisini bir tutarak temize çekmeye çalışıyor. Bu tuzağa düşen de yine Türkiye’nin bir kısım entelektüel eliti.

        Nitekim Kırık Hoca son açıklamasında bir mağduriyet havuzu oluşmasından ve kendilerinin de böyle anılmasından ne kadar memnun olduğunu açıkladı. Örgüt ilk günden beri başkalarının da mağduriyetini sahiplenerek kendisiyle eşitlemeye çalışıyor. Halihazırda aktif olan FETÖ hücreleri de yer yer akla operasyonlar yaparak bu oyuna katkıda bulunuyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adını bile duymadığına emin olduğum Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay’ın tutuklanması en çok FETÖ’nün propagandasına hizmet etmedi mi? Kırık Hoca son açıklamasında muhaliflere yapılan operasyonlardan memnuniyetini dile getirerek kripto hücrelerin varlığına da işaret etti. Neyse ki iki yazar salındı ve oyunun bir ayağı bozuldu. Oysa bu mağduriyet taktiğinde T24 vs. aydınları CHP’yi de etkiledi ve geçtiğimiz aylarda Kemal Kılıçdaroğlu büyük tepki çeken bir yoklama çektirerek Ahmet Altan gibi FETÖ taşeronlarını mitingde alkışlattı. Bir kesim entelektüel Gülen yıllarının kendilerine sağladığı imkânları, bedava gezileri, FETÖ’nün gazeteleri ve televizyonlarında kazandıkları paraları özlüyorlar. CHP ise kendi yetersizliğini görmeyip “Belki aradan sıyrılırım” umuduyla örgütün propagandasına dolaylı destek oluyor.

        Doğrusu, FETÖ gündemden düşmeye başlayınca beni bir tedirginlik alıyor. Çünkü tam da örgütün istediği bu. Dikkat ediyorum, şu anda Türkiye’de FETÖ tehdidini ısrarla ve inatla gündemde sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan tutmaya çalışıyor. O zaman zaman hatırlatmazsa neredeyse unutulacak.

        Benim pozisyonum başından beri belli: Türkiye’de FETÖ tehlikesine karşı savaşacak tek liderin Erdoğan olduğunu düşünüyorum. Tam belki bir alternatif çıkar, bu savaşı başkaları da üstlenir derken ya CHP’nin yoklama saçmalığı çıkı- yor ya da merkez basın meseleyi erteliyor. Oysa FETÖ partilerle, siyasi pozisyon almakla ilgili değil. Hepimizin geleceği için acilen bitirilmesi şart ortak bir tehdit.

        YILIN İLK ‘HİT’İ

        Ödül törenlerinde teşekkür kalıplarıyla konuşur ya insanlar, Donald Glover beklenmedik şekilde Altın Küre Ödülleri’nde Migos’a gönderme yaptı. “Bad and Boujee” şarkısını yaptıkları için. Ardından Migos’un şarkısı patladı tabii ki. Billboard listesinde 1 numaraya yükseldi ve Rae Sremmurd’ü yerinden etti. Sadece tek bir teşekkürle... Ödül alan “Atlanta” belki de şimdiden televizyon tarihine geçtiği, son 10 yılın en iyi dizisi olduğu için Glover’ın söylediği her söz altın kıymetinde artık.

        # SEÇİM 2024

        SİLİKON VADİSİ BAŞKAN ÇIKARACAK

        Aslında ilk işaretler Facebook’un ABD’nin Sermaye Piyasası Kurulu’na (SEC) yazdığı bir notla belirdi. Şirketin kendi içinde yaptığı düzenlemeye göre, Facebook kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg’in kamusal görevde yer almak isterse hisselerinden feragat etmesi gerekmeyecek.

        Fortune bu yazışmayı nisanda keşfetti.

        Geçen senenin sonuna doğru bir zamanlar ateist olduğunu açıklayan Zuckerberg, dinin önemini keşfettiğini söyledi. Hemen ardından eşiyle kurduğu Chan Zuckerberg Girişimi’ne Obama’nın eski seçim kampanyası sorumlusunu atadı; başka politikacılar da vakıfta görev yapıyor.

        Ve en önemli işaret: 2017 hedefleri arasında Amerika’nın her eyaletini gezip herkesle tanışmayı kafasına koyduğunu Facebook’ta açıkladı.

        Bu bir seçim turu mu?

        Daha seçilmiş Başkan Trump tam olarak göreve oturmadı ama şimdiden gelecek bahisleri açıldı.

        Silikon Vadisi’nin nabzını en iyi tutan gazetecilerden Nick Bilton’a göre Zuck’ın başkanlığı şimdilik dedikodu olsa da bazı gerçek işaretler taşıyor.

        Facebook kurucusu geçimsiz, arkadaşlarını arkadan bıçaklayan, olumsuz imaja sahip biri gibi bilinirken... Bir anda milyonlarca dolarlarını bağışlayan, politikada söz sahibi bir hayırsevere dönüşüyor adım adım. Obama’yla düzenlediği toplantılar, göçmenlik yasa tasarısına destek vermesi siyasi olarak öne çıktığı anlar Zuck’ın. Eğer başkanlığı düşünürse bir heves değil, gerçekten tarihe geçmek için yarışacak. Fena da bir başkan olmaz gibi sanki...

        Bilton’a göre 32 yaşındaki Silikon Vadisi milyarderinin yarışa girmesi 2024’ü bulur; 40’ında genç bir aday... Rap yıldızı Kanye West de 2020’de başkanlığa aday olacağını açıklamıştı önce, ama Donald Trump’la buluştuktan sonra bu kararı 2024’e itti. Zuck’a karşı Kanye? ABD gerçekten eğlenceli bir ülke.

        Diğer Yazılar