Bu manşet hepimizin gururu
İşadamı Emin Dinleten ile birlikte gazeteye yaptıkları ilk ziyareti hatırlıyorum.
Ege Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rüçhan Uslu’nun o gün anlattıklarını duyunca fena sarsılmıştım.
Diyordu ki Rüçhan hoca..
*
-Artık nezle-grip gibi çoğalan kansere yakalanan hastalar, hastanelerde tedavi olabilmek için aylarca sıra bekliyorlar.
-Beklerken çok fazla acı çekiyorlar.
- Bazıları bu bekleme sırasında hayatlarını kaybediyor.
- İzmir’deki 11 bin 250 kanser hastası için hastanelerde sadece 49 yatak var.
-l Çevre illerden gelen hastalarla sayılar katlanıyor.
- Kentteki üç hastanede 229 kanser hastasına 1 yatak düşüyor.
*
Ve daha pek çok sıkıntı..
Yani, çizdiği tablo felaketti, çok üzücüydü, vicdanları sızlatıyordu.
Oysa bu ızdırabı azaltmanın, kayıpları düşürmenin, hastalara daha fazla tedavi imkanı sağlamanın ona göre bir yolu vardı.
- Evde tedavi sistemi..
Kamu hastanelerinin evde bakım ekipleri ile aile hekimlerini, kanser hastalarına evde temel bakabilecek şekilde eğitebileceklerini, ancak bunun için acil bir düzenleme yapılması gerektiğini belirtiyordu.
Bu düzenleme hastaları ve yakınlarını rahatlatacaktı.
*
Prof. Rüçhan Uslu’nun önerisini çok olumlu bulduk, çözüm bulana kadar uğraşacağımıza o gün söz verdik.
Sonuçta ise bu günlere geldik.
İki yıllık çalışmanın ardından sistem kuruldu.
Türkiye’ye örnek olacak uygulama 1 Haziran’da başlıyor.
*
Anlayacağınız..
Bugün birinci sayfadan verdiğimiz manşet, başta projenin mimarı Prof. Dr. Rüçhan Uslu olmak üzere, işbirliğine giden tüm kurumların ve yetkililerin eseridir, gururudur.
Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederiz.
—————
Memleketi böyle tanıyorlar
-Alman turistlere göre, Türkiye ucuz ve misafirperver bir tatil ülkesi..
-Güneşsiz İngiltere’nin vatandaşlarına göre, sıcak iklimi olan bir ülkeyiz.
-Türkiye’ye gelen Hollandalı’ya göre lüks, güvenli ve hoşgörülü ülkeyiz, gelmeyen ise tam tersi görüşte.
l Ruslara göre, tatil denilince ilk aklan gelen ülke Türkiye..
*
-Buralara hiç gelmeyen Fransızlar, Türkiye’yi Arap ülkesi olarak algılıyorlar.
- Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşları ise, Türkiye’yi Avrupalı olarak tanımlıyorlar.
- Amerikalılar’a göre, Türkiye tarihi, kültürel ve doğal zenginliği olan bir ülke.
l Ukraynalılar’a göre, Türkiye eğlence, deniz ve her şey dahil sistemi ülkesi.
*
-Avusturyalı turistler Türkiye’yi sempatik bir ülke olarak değerlendiriyorlar.
- İspanyollar’a göre, Türkiye tatil için gidilebilecek iyi bir ülke.
- İtalyan turistler Türkiye’yi tarihi ve kültürel açıdan zengin bir ülke olarak görüyorlar.
- Belçikalılar’a göre, ülkemiz doğal bir güzelliğe sahip cazip bir turizm memleketi..
*
Görüldüğü üzere, Türkiye algısı her ülkede farklı.
O yüzden, Kültür Bakanlığı Türkiye’nin yurt dışı tanıtımlarını her ülkeye göre farklı yapmak zorunda.
“Deniz, kum, güneş” imajı artık oturmuş, ancak Avrupalılık, Araplık, güvenlik konularında sıkıntı var.
———
İzmirli tarifine son ilaveler..
-Simide gevrek der..
- Çekirdeğe çiğdem der..
-Sigortaya asfalya der..
-Domatese domat der..
- Boyoz-yumurta sever..
*
Ve ilaveten..
*
-Gavur İzmirli’dir..
-Sümüklü İzmirli’dir..
- Hep kakafoni çıkarır.
- Dindarlığı farklıdır, irfana ihtiyacı vardır.
- Haşhaşilerin başkentinde yaşar.
-Son derece açık giyinir.
- Kafayı çeker.
-Sabaha kadar eğlenir.
*
Bakalım, her seçim öncesi geliştirilen bu tariflere başka neler eklenecek?
—————
Paşa gönül kaç para
- Sahnelere veda ettiğini söyleyen Sezen Aksu, “bundan sonra paşa gönlüm nasıl isterse, menfaatim icabı konsere çıkarım” demiş.
- Bu nasıl paşa gönül ya!.. Bugüne kadar konserlerden milyonlarca lira kazandı zaten.. Şimdi daha fazlasını mı istiyor yani!..
—————
Kim atladı kim kullandı
- Galatasaray Başkanı şampiyonluk duygularını açıklarken “pilotu atlamış uçağa bindik, başarılamayacak işi başardık” demiş.
- Tamam da açıklama yetersiz. Atlayan pilot kimdi? Yerine uçağı kim kullandı? Otomatik pilot mu devreye girdi? Onları da söyleseniz!..
——
Canını seven dinlemez
- Yıllar sonra tekrar 7 şarkılık “Sultan Emine” adlı yeni albüm çıkaran şarkıcı Mustafa Topal, “anlayana kadar dinleyin” demiş.
- Geçmişteki albümlerini senelerce dinledik, bir türlü anlamadık. Yenisi daha da anlaşılmazsa, vay dinleyenin haline!..
