Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son 25 yılda yaşamımız olağanüstü değişti.

        *

        - Bugün her 3 yetişkinden 2’si kart kullanıyor.

        - Her 10 liralık alışverişin 1 lirası internetten yapılıyor.

        - Evlerin yüzde 70’inde internet bağlantısı var.

        - İnternetten sipariş verme ve satın alma oranı yüzde 33.

        - Türkiye’de 2015’in ilk yarısında 5.6 milyon akıllı telefon satıldı.

        - Chat, surf, like, retweet gibi kavramlar dilimize oturdu.

        - İletişimde sınır kalmadı, artık bir saniyede dünyanın diğer ucuna ulaşıyoruz.

        *

        İşte, böylesine çılgın bir değişim içindeyiz.

        Bu dijital değişimin dünyanın iş yapış biçimine yansımaması beklenemez tabii ki..

        Yansıdı doğal olarak..

        İzmir Ticaret Odası’nın dergisi Ekonomik Vizyon’da ayrıntılı bir araştırma yayınlayan Araştırma, Girişimcilik ve Meslekleri Geliştirme Müdürlüğü uzmanı Erdem Alptekin, bu yansımaları da şöyle sıralıyor:

        *

        - Evden çalışma sistemi başladı.

        - Eski mesleklerin yerini, yenileri aldı.

        - Robotlar devreye girdi.

        - Ödemeler, faturalar, havaleler internet bankacılığına geçti.

        - İnsan kaynakları şirketlerinin sayısı arttı.

        - Kendi enerjisini kendi üreten firmalar oluştu.

        - Şeffaf ve yeşil ofis dönemine geçildi.

        - Personelin yerini akıllı makineler aldı.

        - Kağıtsız dijital bürolar çoğalıyor.

        *

        Yaşadığımız büyük değişimden daha pek çok örnek verebiliriz.

        Artık hepimiz ister istemez dijital çağın birer parçası olduk.

        İş anlayışımızdan alışveriş alışkanlığımıza, haberleşme şeklimizden bankalarla ilişkilerimize kadar hayatımızın her noktasında farklılıklar oluştu.

        O farklılıkları doğru kullananlar ile yeni çağa uyum sağlayanlar, dijital dönemin başarılı kişileri ya da şirketleri olarak karşımıza çıkıyorlar.

        Uyamayanlar ile arada kalanların ise, bilin ki işleri çok çok zor..

        Bu çağ, onların çağı değil çünkü..

        ———————————

        İşimi robot alırsa ben ne olacağım

        Dijital çağ yaşamımızı değiştirdi, büyük yenilikler getirdi, hayatımız farklılaştı, hareketlerimiz hızlandı vesaire vesaire..

        Ama bunca değişiklik, akıllara şu soruyu da getiriyor:

        - Akıllı makineler, robotlar, dijital ortam insanın yerini aldıkça, gelecekte insanlar nasıl çalışacaklar, nasıl iş bulacaklar?

        *

        Bu sorunun tek cevabı var:

        l Bilgiyi iyi kullanan, uyum yeteneği yüksek ve değişime uyum sağlayan nitelikli çalışanlar, iş dünyasında her zaman sağlam yer bulurlar.

        *

        O yüzden..

        Bütün bu gelişmelerden iyi ders çıkarmamız lazım.

        Bir kere belli ki, artık ne iş yapılırsa yapılsın, teknoloji ile bütünleşmek şart.

        İnovasyonu fark edip hayata geçiren kişiler ve işletmeler başarılı olacaklar, orası da anlaşılıyor.

        Kendini yenilemeyenlerin, fark yaratmayanların uzun süre ayakta kalmalarının çok güç olduğunu da izliyoruz.

        Teknolojiden ve dijitalleşmeden anlamayanların oyun dışı kalabileceğini de biliyoruz.

        Yani, herkesin işi epey zor.

        Kabuk değiştirmek şart görünüyor, şart..

        ——————

        Yalnızlık hastalığı

        başladı, büyüyor da..

        Bugün vaktimizin çok büyük bir kısmını sanal ortamlarda geçiriyoruz.

        Faydaları saymakla bitmez belki..

        Ancak zararları da var.

        *

        İzmir Ticaret Odası Araştırma, Girişimcilik ve Meslekleri Geliştirme Müdürlüğü uzmanı Erdem Alptekin’e göre; sanal ortam, psikolojik ve fizyolojik sağlık sorunlarının artmasına neden oluyor.

        İnternetin yanında akıllı telefonlar ve tabletler, sosyal bir varlık olan insanı, giderek asosyalleştiriyor.

        Geleneksel iletişim yerine insanlar artık jest ve mimiklerin olmadığı sanal iletişimi tercih ediyor.

        Aynı ortamdaki arkadaşlar, birbirleriyle sohbet etmek yerine sürekli cep telefonlarıyla uğraşıyor, oyun oynuyor ya da mesajlaşıyor.

        Geleneksel iletişimden sosyal ağlar aracılığıyla gerçekleşen iletişime geçiş, bireyleri yalnızlık hastalığına itmeye başladı.

        Türkiye’de bulunan sosyal medya hesabı sayısı, dünyadaki 206 ülkenin nüfusundan büyük.

        Bu inanılmaz bir rakam..

        *

        Anlayacağınız..

        Dijital çağa ayak uydurabilmek için teknolojiyi kullanmamız zorunlu.

        Fakat bunu yaparken, ölçüyü kaçırmamamız da lazım.

        Gördüğüm kadarıyla, çoğunluk o ölçüyü kaçırmış durumda.

        Hal böyle olunca da, dijital ortam yarardan çok zarar veriyor.

        Yani her şeyde olduğu gibi, burada da denge lazım.

        Dengesiz dijitallik bile iyi değil..

        ——————

        Havadan

        galiba

        - F.Bahçe’nin yeni transferi Hollandalı Van der Wiel’in manken sevgilisi, Twitter’daki takipçilerini, Başakşehir-F.Bahçe maçını korsan yayından izlemeye çağırmış.

        - Havasından mıdır, suyundan mıdır nedir, memlekete kim gelse üç gün sonra bozuluyor, kafa aynen bizim gibi çalışmaya başlıyor!..

        ———

        Dayanıksız

        çıkıyorlar da

        - Bir gecede dört ünlü şarkıcı ve dizi oyuncusu nikah kıymış, evliliğe yelken açmış.

        - Hepsini kutlarım, mutluluklar dilerim, ama bakalım kaç çift 6 ayı çıkarabilecek, onu da merak ediyorum!.

        Diğer Yazılar