Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ah Alpay, vah Alpay..

        15 yıl önce “enayiliğiyle” futbolcu olarak Türkiye’yi yakmıştı, şimdi de benzer ruh haliyle Eskişehirspor’u bitirdi.

        Önceki günkü Göztepe maçında karşımıza Eskişehirspor Teknik Direktörü olarak çıkan Alpay Özalan, hakem bir pozisyonda hata yaptı diye, maçın bitmesine 2-3 dakika kala takımını sahadan çekti.

        Bu saçma sapan hareket herkesi şaşırttı.

        Çünkü, ortada sahadan çekilmeyi gerektirecek hiçbir neden yoktu.

        Ama Alpay bu..

        Yapar mı yapar..

        Hatırlıyorsunuzdur..

        Aynı Alpay, bu kez futbolcuyken, yine bir hareketiyle, ama bu defa “yapmadığı hareketiyle” dünyayı da şaşırtmıştı.

        O dönem, tarihimizde ilk defa Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılıyorduk.

        Keza, rakibimiz Hırvatistan da ilk heyecanını yaşıyordu.

        İki ülke İngiltere’deki organizasyonda, 11 Haziran 1996 günü karşı karşıya geldi.

        Milliler, rakip karşısında dirençli bir futbol sergiliyordu.

        Maç boyunca kalecimiz Rüştü’nün başarılı performansının yanına Hırvat forvetlerin beceriksizlikleri de eklenince, normal sürenin son 5 dakikasına golsüz eşitlikle girmiştik.

        İşte o dakikalarda meşhur stoperimiz Alpay sahneye çıkmıştı.

        Savunmamızın arkasına sarkan ve gole giden Hırvat santrfor Goran Vlaovic’e ceza sahamıza girmeden yetişen Alpay, rahatlıkla faul yaparak golü engelleyebilirdi.

        Herkes Alpay’dan faul yapmasını beklerken, o kalktı rakibinin gole gitmesine izin verdi.

        Vlaovic de topu ağlara göndermekte hiç zorlanmadı.

        Turnuvanın sonunda Alpay, Vlaovic’i düşürmediği için “centilmenlik ödülüne” layık görüldü.

        Demek ki, mevzu Alpay olunca şaşırmamak lazım.

        O zaman da Alpay’ın kendisini neden düşürmediğini anlayamadığını söyleyen Vlaovic, şimdi yeni vukuatı görünce, bir kez daha sarsılmıştır garibim!..

        Otomobilinizi çöpe atmayın

        Türkiye’nin bütün otomotiv sanayi sitelerinin en büyük problemi nedir, biliyor musunuz?

        Çöpe atılan araçlar..

        Peki, nasıl oluyor bu çöpe atma işlemi..

        Şöyle ki..

        Aracınızı sanayi sitesine tamire götürüyorsunuz.

        Fakat fazla masraf çıkıyor.

        Bunu ödemek yerine, otomobilinizi orada bırakıp gidiyorsunuz.

        Bir daha da almaya gitmiyorsunuz.

        O yüzden sanayi sitelerinde yüzlerce terk edilmiş araba birikiyor.

        Otomobiller oralarda çürüyor.

        Hem otopark, hem de güvenlik sıkıntısı yaratıyorlar.

        Örnek vereyim.

        Sadece İzmir 2. Sanayi Sitesi’nde terk edilen araçların sayısı geçtiğimiz günlerde 170’i buldu.

        Hepsi binbir zahmetle Bornova Belediyesi’nin şantiye alanına çekildi.

        Diğer sanayi sitelerinde de aynı problem yaşanıyor.

        İzmir 2. Sanayi Sitesi Başkanı Erol Çamkıran sorunun halledilmesi için yetkilileri göreve çağırıyor.

        Fakat çözüm nasıl sağlanır, işte orasını bilemiyorum.

        Araçların sorumsuzca terk edilmesini önlemek, sanırım en mantıklı yol olacaktır.

        Bu haliyle umut yok

        Şarkıcı Hande Yener, yeni sevgilisinin aldığı tek taşı yanağına takmış, “aşkımız uzun ömürlü olacak, içimde kelebekler dolaşıyor” demiş.

        Umarım olur, ama içinde en kısa ömürlü canlı olan kelebeğin dolaşması iyiye işaret değil, keşke kaplumbağa filan olsaydı onlar!..

        O zaman anlamıştık

        İrlandalı sarışın mankenle evlenen şarkıcı Serdar Ortaç, “Türkiye’nin en güzel kadınları hep esmerlerdir” demiş.

        Kara Biberim’i yazmandan ve söylemenden böyle düşündüğün çok belliydi zaten!..

        Taksitle bu kadar

        Bankadan kredi alarak film çeken yönetmen Gülten Taranç, Antalya Film Festivali’nde ödül kazanmış.

        Demek zahmetli kredi yerine kolay peşin parayla çekseydi, Cannes’dan bile ödül getirirdi!..

        Yaşasın.. Ayvalık yine başlıyor

        Ayvalık Zeytin Hasat Günleri, benim en çok özlediğim ve beğendiğim etkinliklerin başındadır.

        Her geçen gün, Türkiye’nin ve hatta dünyanın en ciddi zeytin/zeytinyağı merkezlerinden biri olarak daha da öne çıkan ve “Coğrafi İşaret” sahibi olan Ayvalık zeytinyağının önemini, bu festivalde daha iyi kavrıyoruz.

        Ayvalık Ticaret Odası da bu bilinçle ve zeytinyağının insan yaşamındaki vazgeçilmez yerini, her defasında daha etkin biçimde hatırlatmak ve zeytinyağı tüketimini arttırmak temel amacıyla, 2005 yılından bu yana her yıl Ayvalık Zeytin Hasat Günleri düzenliyor.

        Anlayacağınız..

        4-5-6 Kasım tarihlerinde tekrar Ayvalık’ta olacağız.

        Üreticisiyle, işletmecisiyle, işadamlarıyla, ithalatçısıyla, ihracatçısıyla, konuklarıyla, sanatçılarıyla ve halkın yoğun katılımıyla gerçek bir “şenlik” yaşayacağız.

        • Hasat Günleri’nde yine ilgi çekecek yenilikler, kapsamlı değişiklikler planlandı.

        Örneğin bu yılın hasat töreni, Ayvalık’ın zengin bir tarihe sahip cazibe merkezlerinden Altınova’da, Hacı Bayram Camii’nin arkasındaki zeytinlikte düzenleniyor.

        Caminin önündeki tarihi alanda ise müzik dinletileri yapılacak.

        Bu dinletiler Ayvalık’ın değişik köşelerinde de gerçekleştirilecek.

        Zeytinyağı Pazarı ise, zaten başlı başına ilgi kaynağı..

        Organizasyonda yabancı alımcılarla yerel ve ulusal zeytinyağı sanayicileri bir kez daha buluşacak.

        Yani..

        Bu etkinliğin yeni pazarlara açılma yolunda sektöre önemli girdiler sağlayacağını söylersek, hiç yanlış olmaz.

        Diğer Yazılar