Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İzmir, emniyet müdürleri açısından şanslı bir kent.

        Genelde üst kalitede ve iyi birikime sahip kimlikler buraya atanıyor.

        Yeni Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın da o düzeydeki kimliklerden biri..

        Kendisiyle dün tanıştım.

        Tarzını, üslubunu, vurgularını, zarafetini, en önemlisi de mesleğine olan düşkünlüğünü ve ciddiyetini oldukça beğendim.

        Belli ki, o da “uykusuz müdürler” geleneğinden geliyor.

        Zira, İzmir’e adım attığından beri geceleri ancak birkaç saat uykuyla yetinebilmiş durumda..

        Çünkü, olayları bizzat takip etmeyi ve gelişmelerin içinde olmayı ilke olarak benimsiyor.

        *

        Aşkın, başta da söylediğim gibi, yüksek donanıma sahip bir emniyet müdürü..

        Üstelik bu birikimleri ve tecrübeleri uluslararası nitelikler taşıyor.

        *

        - Amerika’da dil öğrenimi yaparak, ABD polisiyle asayiş hizmetleri çalışmalarına katılmış.

        - Yine aynı ülkede terörle mücadele ve özel operasyonlar konusunda eğitim görmüş.

        - Kanada Kraliyet Atlı Polis Teşkilatı’nda önemli suçların soruşturması konusunda çalışmalarda bulunmuş.

        - Türkiye’de emniyetin pek çok kademesinde önemli görevler almış.

        - “Polisin Hitap Tarzı” konulu projesi de “en iyi proje” seçilmiş.

        *

        Hüseyin Aşkın ile sohbetimizde, görev süresince ağırlıklı olarak hangi meselelere eğileceğini de az çok anladım.

        Terörle mücadele, FETÖ operasyonları ve kentin güvenliği elbette birinci sırada..

        Sonraki hedefte uyuşturucuya karşı mücadele var.

        Şehrin kabadayıları, fuhuş örgütleri, her türlü çete oluşumları da Aşkın’ın özel takibinde olacak.

        Ayrıca, trafik düzenlemesi ve disipliniyle de yakından ilgili..

        Bu konuda da farklı çalışmalar yapacağını düşünüyorum.

        *

        Kendisi hakkında ilk izlenimlerim böyle..

        Umarım..

        İzmir ile başlayan ilk emniyet müdürlüğü görevi, başarılı kariyerine yeni parlak sayfalar katar.

        ———

        Yeşil Elma öyle alınmaz, böyle alınır

        - İlk defa, “Yeşil Elma Çevre Ödül Töreni”ne katıldım.

        - İlk defa, bir Türk sanayi kuruluşunun en büyük uluslararası çevre ödülünü aldığını gördüm.

        - İlk defa, bir termik santralın böyle bir gurur yaşadığına tanık oldum.

        - İlk defa, bir törende en fazla alkışı Türk şirketinin topladığına şahitlik ettim.

        *

        İzdemir Enerji’yi ne kadar kutlasak azdır.

        Geçtiğimiz hafta Londra’da tarihi Parlamento Binası’nda düzenlenen törende, dünyanın en prestijli çevre ödülünün sahibi oldu.

        Hareketli elektrotlu elektrostatik filtre sistemiyle toz emisyon değerini dünya limitlerinin altına çekmeyi başaran İzdemir Enerji, kurduğu tesisle çevre konusuna dünya çapında öncülük ettiğini de kanıtladı.

        *

        Takdir edersiniz ki..

        - Çevre ödülü almak kolay değildir.

        - Hele hele uluslararası çevre ödülü almak hiç kolay değildir.

        - Hele hele bir termik santralla uluslararası çevre ödülü almak hiç mi hiç kolay değildir.

        Ama İzdemir Enerji bütün bunları aşarak, o ödülü almayı başardı.

        Üstelik dünyada ilk kez yaptı bunu..

        *

        Ve düşünün ki..

        Aliağa’da 2,5 yıldır çalışan tesis, çevre temizliği alanında en titiz olan Almanya’dan bile daha üstün konumda..

        İzdemir Enerji çıtayı o kadar yükseklere taşıdı ki, artık bir termik santral için “Yeşil Elma Ödülü” fena halde zorlaştı.

        Almanlar için bile..

        ———

        Ben birinci projeyi seçtim

        Folkart değişik bir sistem deniyor.

        Basmane Çukuru olarak bilinen arazi için hazırlattığı üç farklı gökdelen projesini halkın onayına sunuyor.

        İsteyenler 31 Aralık akşamına kadar oy kullanıp, fikirlerini bildirecekler.

        Anket sonucu hangi proje daha çok oy alırsa, o hayata geçirilecek.

        Aynı zamanda, projeye isim de önerilecek.

        En fazla önerilen isim, projenin adı olarak benimsenecek.

        *

        Anlayacağınız..

        Ortak akıl çalışmasıyla bir ilk gerçekleştiriliyor.

        Kentlilerle paylaşıma gidilmesi açısından güzel bir düşünce..

        Projelere dün ben de göz attım.

        Üçü de gerçekten birbirinden ihtişamlı görünüyor.

        Ama ben en çok birinciyi ve üçüncüyü beğendim.

        İkisi arasından eleme yaptığımda ise..

        Sanıyorum birinciyi seçerim.

        Hatta seçtim bile..

        ———

        Ucuz atlatıldı

        - Beşiktaşlı Caner Erkin, popçu Edis’in “Bir Dudak, Bir Yanak Yolla” şarkısını dinlerken, yanındaki sevgilisi Şükran Ovalı’yı öpücüklere boğmuş.

        - Sahneye iyi ki Edis çıkmış. Ya Mustafa Topaloğlu çıksaydı ve “Oy memişler memişler, fındık fıstık yemişler”i söyleseydi, o zaman ne olacaktı!..

        ———

        Çok bilmişler

        - Bilgisayarlar gelecekte belki sadece 1.5 ton ağırlığında olacaklar.

        (Popular Mechanics Dergisi, 1949)

        *

        - Ameliyatlarda acının dindirilmesi aptalca bir hayaldir. Onu aramaya çalışmak saçmalıktır. Ameliyatlardaki bıçak ve acı, hastaların zihninde ebediyen birlikte yaşayacak iki kelimedir.

        (Dr. Alfred Velpeau - 1839)

        *

        - Sound’larını beğenmedim, ayrıca gitar gruplarının modası geçti.

        (Decca Record Plak firmasının bir yöneticisi, Beatles hakkında - 1962)

        Diğer Yazılar