Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından alınan bir kararla her 25 Kasım, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak anılıyor.

        Cuma günü bizde ve dünyanın pek çok yerinde yine anmalar yapılacak.

        Bu günün anlam ve önemi büyük, çünkü şiddetin boyutları sadece üçüncü dünya ülkeleriyle sınırlı değil.

        Kadın hakları konusunda önemli gelişmelere imza atan ülkelerde bile, kadına yönelik şiddet giderek artıyor.

        Peki seçilen gün neden 25 Kasım?

        Bu tarih Dominik Cumhuriyeti’nde 1930-61 yılları arasında ülkeyi yöneten diktatör Rafael Trujillo tarafından 1960’ta katledilen 3 kadın aktivist olan Mirabal kardeşler anısına Birleşmiş Milletler tarafından “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak belirlendi.

        25 Kasım’ın sembol isimleri olan Mirabal kardeşlerin en temel hakları olan özgür düşüncelerini ifade etmesine karşı uygulanan şiddet aslında bugün dünyadaki milyonlarca kadına uygulanandan farksız.

        Eşine düşüncelerini açtığında dövülen..

        Ailesine aklından geçenleri söylediğinde cezalandırılan..

        Bazı ülkelerde toplum içerisinde kendisini ifade ettiği için linç edilen..

        Kadınların hepsi Mirabal kardeşlerin kaderini paylaşıyor.

        Türk kadınları da dahil ne yazık ki..

        Gülme komşuna..

        Gülme Bodrum’a..

        Bodrum’da bir banka müdürü, müşterisinin işlemleri için evrak asıllarını istemiş, müşteri sekreteri Aslı’yı göndermiş.

        Fıkra gibi bir olay yani..

        Ancak, bazen böyle gariplikler yaşanabiliyor.

        Mesela, anılarımdan birini aktarayım hemen..

        Yeni Asır’dayız.. Bir gün Gürkan Ertaç abimizin Ankara’daki kızı telefonla evi arar, bir istekte bulunur:

        Babacım, hani otomobil alacaktık ya, ben Volkswagen istiyorum. En iyiler, en yeniler Gönen’de, oradan alalım mutlaka..

        Ertesi gün Gürkan abi sabahtan Balıkesir Gönen muhabirini arar:

        Oğlum, Volkswagen’in en iyileri sizin oradaymış, arabaları meşhurmuş, ben de alacağım, bir araştırıver bakalım.

        Muhabir şaşırır, Gönen’de böyle bir şöhret hiç duymamıştır, fakat Gürkan abinin ısrarı karşısında “tamam bakayım” der.

        Bakar, bakar da, sonra tekrar Gürkan abiye döner:

        Abi başkana, kaymakama, uçan kuşa bile sordum, bizim buralarda meşhur Volkswagen merkezi filan yok, kimse bilmiyor böyle bir özelliği..

        Gürkan abi çaresiz kızını arar:

        Kızım, bütün Gönen’i taradım, orada hiç Volkswagen yokmuş, kimse bulamadı, İzmir’den baksak olmaz mı?

        O zamanlar İzmir’de Gönen Otomotiv meşhurdu ve Volkswagen satardı.

        Gürkan abinin ufak bir yanlış anlaması, konunun ta Balıkesir Gönen’e kadar uzamasına yol açtı.

        Yani demem o ki..

        Gülme komşuna..

        O yüksek performansa bu yüksek değer normal

        Türkiye Mükemmellik Ödülleri töreninde, Medicalpark İzmir Hastanesi “4 Yıldız Yetkinlik Belgesi”ne layık görüldü.

        Yani, “mükemmel hastane onurunu” kazandı.

        Ödülün hiç sürpriz tarafı yok bana göre..

        Medicalpark’a gidenler hastanenin her yönüyle dört dörtlük olduğunu görüyorlar zaten..

        İzmir’de beşinci yılını dolduran bu ödüllü hastane..

        46 branşta hizmet veriyor.

        Bine yakın personelinin 110’u akademik unvanlı uzman doktorlardan oluşuyor.

        5 yıl içinde 2 milyon 100 bin protokol sayısı ile, neredeyse İzmir nüfusunun yarısına sağlık hizmeti verdi.

        Acil başvuru sonrası kabul edilen hasta sayısında 340 bini geçti.

        Ameliyat sayısında 38 bini buldu.

        20 bin anjiyo, 1500 bye-pass yaptı.

        81 organ nakli gerçekleştirdi.

        445 kemik iliği transplantasyonu sağladı.

        Bu tablo bize neyi anlatıyor peki..

        Dünyada sayılı merkezlerde gösterilen büyük bir performansı..

        Mükemmellik ödülü fazlasıyla hak edilmiş zaten..

        Mesaj anlaşıldı

        Oyuncu Gökçe Bahadır, bir aydan beri çıktığı işadamıyla kendisini görüntüleyen gazetecilere, “tanıyorum, ama yazın diyemem” demiş.

        Magazin dilinde bu karışık ifadenin açılımı şudur: Ne olur yazın ki, sevgili olduğumuzu o da kabul etsin ve herkes duysun artık!..

        Adına bak huyunu bul

        Burcu Esmersoy, “bir erkekle tanıştığımda ona ilk önce burcunu sorarım, yengeç ve balıksa uzak dururum” demiş.

        Sana Burcu adını verenler, bu özelliğini sen daha doğmadan, ana karnından keşfetmişler demek ki!..

        Kabahat doktorda

        Kayserili Muhammet, “ata bin, düşer” diyen doktorunu dinleyip, böbrek taşını düşürmek için otistik çocuklarda kullanılan yarış atını çalmış.

        Doktor iyi ki at yerine “Ferrari’ye bin” filan demedi.. Yoksa şimdi lüks oto hırsızlığından hapislerdeydi!..

        Diğer Yazılar