Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İzmir Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı ve sanayici Hilmi Uğurtaş, her ay iş dünyasının pozisyonunu ve ülkenin ekonomik gelişmelerini değerlendirir sağolsun..

        Çeşitli verileri-bilgileri toplar, onlara görüşlerini de ekleyip kamuoyuna açıklar.

        Dün de herkesin kafasını meşgul eden iki önemli konuyu açıkladı mesela..

        1- 2016 nasıl geçti?

        2- 2017 nasıl geçer?

        Uğurtaş, bu değerlendirmeye girmeden önce, genel tabloya bakmamızı istedi.

        Türkiye’nin 2002-2007 büyüme ortalaması yüzde 7’lerde idi.

        Son beş yıldır da bu ortalamanın altında büyüyoruz.

        2002-2007 yılları arasında sanayimizin büyümesi yüzde 8’lerde idi.

        Son beş yılda ise yüzde 4.5’lara, son iki yılda da yüzde 4’ün altına düştü.

        Özel sektörün dış borcu 300 milyar dolara dayandı.

        İşsizlik yüzde 11 bandını aştı.

        Piyasalar durdu, ihracat ciddi sıkıntıda.

        Yeni yatırım gelmiyor.

        Toparlanma olmazsa, 2017 ve 2018 de çok zor geçer.

        Hilmi Uğurtaş aslında pozitif bir kimliktir.

        Mesajları her zaman umut doludur.

        Ancak, bu sefer durum farklı.

        Önümüze koyduğu tablo gerçekten ürkütücü ve karamsar.

        Görünen o ki..

        Sanayi, üretim ve yatırım hak ettiği değeri bulmadıkça, işimiz giderek zorlaşacaktır.

        2017 nasıl geçer

        AOSB Başkanı Hilmi Uğurtaş’a göre, bu sorunun yanıtını vermek için Orta Vadeli Program’a bakmak lazım.

        Programın makroekonomik yapısı çizilirken..

        Global büyümenin artacağı..

        Global belirsizliklerin azalacağı..

        Finansal piyasalardaki dalgaların daha küçük olacağı..

        Jeopolitik risklerin kısmen azalacağı..

        ABD-FED politikalarının kaynak akımının önünü kesmeyeceği..

        Ticari partnerlerimizle olan ilişkilerin daha da kötüleşmeyeceği..

        Alınan tedbirler ve teşviklerle yatırımın hareketleneceği..

        Yabancı sermayenin büyümeyi tetikleyeceği varsayılıyor.

        Bu öngörüler tutar mı peki?

        Uğurtaş ve iş dünyası bu noktada da tetikte duruyorlar.

        Çünkü, pek çok etkenin ne olacağı Türkiye’nin kontrolü dışında.

        Bilinmeyenlerin bu denli fazla olduğu bir ortamda, 2017 yılı için doğru öngörüler oluşturmak, bu öngörüleri gerçekçi bütçelere yansıtmak gerçekten zor.

        Kabul edelim ki, iş dünyası sisli havada yolunu bulmaya çalışıyor.

        Sıkıntıları aşabilir miyiz

        Atatürk Organize Sanayi Başkanı Hilmi Uğurtaş, iş dünyası adına, bu ortamdan çıkışın yollarını şöyle gösteriyor:

        Terör sorunu çözülürse..

        Dış politikadaki problemler asgari seviyeye indirilirse..

        Adalet sisteminin kalitesi ve hızı arttırılırsa..

        Girdi maliyetlerindeki yükseklik makul seviyelere çekilirse..

        Finansman ve cari açıkla ciddi mücadele edilirse..

        Döviz ve kur hareketlerinde istikrar sağlanırsa.

        Dışa bağımlı üretim yapısından kurtulunursa..

        Siyasi partiler ve seçim yasası değişirse..

        İş dünyasının siyasetteki varlığı kuvvetlendirilirse..

        Türkiye süratle düzlüğe çıkar.

        Birlikte çalışalım

        hepsini çözeriz

        Başta da dedim ya, Hilmi Uğurtaş mücadele adamıdır, umut dolu kimliktir, karamsarlığa pabuç bırakmaz diye..

        Bütün bu olumsuz verileri ilettikten sonra, noktayı şöyle koyuyor:

        Bizlerin ve ülkemizin önünde pek çok ev ödevi var.

        Dışsal ve çevresel faktörlerle belirlenen şartları bir kenara bırakalım.

        Kendi ailemizde, işimizde, işletmemizde neler yapabiliriz sorusuna odaklanalım.

        Yıllardır beklenen yapısal değişimleri sadece ve sadece toplumumuz ve ülkemiz için geçekleştirelim.

        Herkesin farklı bakış açıları, farklı siyasi görüşleri olabilir.

        Ama, bu ülke için iyi olduğuna herkesin mutabık kaldığı pek çok konuda birlikte çalışmak için, artık vakit harcama lüksümüz yok.

        Zaman; öncelikli konulara odaklanarak çalışma zamanıdır.

        Ona göre davranın

        İzmirli kız kimseye bağlanmaz, çok gerekiyorsa bağlar.

        İzmirli kız asla normal kola içmez, diyet kolanın yanında en kalorilisinden pasta yer, vicdan azabı da duymaz.

        HERKES BECEREMEZ

        Amerikalılar, Şükran Günü nedeniyle ilk kez 5 gün tatille karşılaşınca şaşırmışlar, 16 şeritli yollar bile tatile çıkanlar yüzünden kilitlenmiş.

        Demek bizim gibi her bayramda 9’ar gün çaksalar, koca ülke kargaşadan tamamen kopup gidecek!..

        ÇOK BİLMİŞLER

        Gelecekteki bilimsel ilerlemeler ne olursa olsun, insanlık Ay’a asla ulaşamayacaktır.

        (Dr. Lee De Forest, vakum tüpünün kaşifi ve televizyonun babası)

        Diğer Yazılar