Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye çok zor günlerden geçiyor.

        Ekonomik anlamda büyük sıkıntılar yaşanıyor.

        Yabancı yatırımcı ülkeye adım atmıyor.

        Var olan yabancı ülkesine dönüyor.

        Yerli yatırımcı çaresizlik içinde kıvranıyor.

        Bu dönemde yeni yatırımcı bulana madalya takılıyor.

        Halimiz böyle içler acısıyken..

        Düzlüğe çıkmak için tüm kulvarlarda seferberlik ilan edilirken..

        Cumhurbaşkanı’ndan Başbakanı’na, bakanlıklardan en küçük bürokratına kadar herkes yatırıma teşvik için çağrılar yaparken..

        İzmir Konak’ta ne yazık ki bütün bunların tersi yaşanıyor.

        Yatırımcıları engellemek için binbir türlü engel çıkarılıyor.

        Akıl alacak gibi görünmese de, gerçekler böyle maalesef..

        Bugün birinci sayfa manşetimizden verdiğimiz haberde okudunuz.

        Yeni Kent Merkezi’nin Salhane – Liman arkası bölgesine yönelik olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin revize ettiği 1/5000’lik planlarına uygun planların Konak Meclisi’nden geçmemesi, ilçeyi plansız bıraktı.

        Yani..

        Toplamı 5 milyar lirayı bulan sekiz büyük proje durduruldu.

        Akıbetleri belirsiz hale getirildi.

        Sebep?

        Konak Belediyesi’nin üzerine düşen görevi yapmaması, yani Büyükşehir’in planlarını meclisten geçirmemesi.

        Başkan Sema Pekdaş istediği halde, mecliste kendilerine “Yalı Grubu” diyen bir grup meclis üyesinin planlara keyfi olarak ret oyu vermesi..

        Bu tavrın kabul edilebilir yanı yok.

        Ne İzmir adına, ne ülke adına, ne kamu menfaati adına, ne ekonomi adına..

        Bu engellemenin adı resmen yatırımcıya çelme takmaktır, belediyeyi zor durumda bırakmaktır, İzmir’e ve ülkeye kötülük yapmaktır.

        Başkanlar halleder ama

        ektikleriniz kolay silinmiyor

        Neyse ki, yaratılan krizden kurtulmanın hala iki yolu var.

        Birinci çözüm Sema Pekdaş’ın, ikincisi de Aziz Kocaoğlu’nun elinde..

        Eminim ki, sorun öncelikle Konak Belediyesi’nde halledilecektir.

        Son çare olarak ise, Büyükşehir tarafından bitirilecektir.

        Ama, bu arada olan İzmir’e ve yatırımcılara oluyor.

        Keyfi kararlar nedeniyle kentin adı “engelciye” çıkıyor, yatırımcılar da “bin pişman” ediliyor.

        Yazık, günah değil mi bu şehire..

        Yazık günah değil mi bu ülkeye..

        Yapılanlara inanamıyorum doğrusu..

        Bir çocuk değişir

        Türkiye gelişir

        Kasım ayından beri televizyonlarda izliyorum.

        Muhtemelen siz de izliyorsunuzdur.

        Ve bu kampanya filmini çok beğeniyorum.

        Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) yeni başlattığı “Hiç Bana Sordunuz Mu” filminden bahsediyorum.

        Çocukların “hiç bana sordunuz mu” sözüyle başlayan ve eğitim desteği alsalardı hayallerine, umutlarına daha da yaklaşabilmelerinin özlemini anlatan bu güzel kampanya, onların hak ettikleri nitelikli eğitime ulaşmalarına dikkat çekiyor.

        Nitelikli eğitim “bazı” çocukların değil, her çocuğun hakkı.

        Ülkemizin pek çok sorununun temelinde eğitim eksikliği yattığı da kesin.

        TEGV o yüzden..

        Hem eğitim sorunlarına dikkat çekmek..

        Hem de eğitim alanında çocuklara verdiği desteği anlatmak için..

        Bu kampanyayı başlattı.

        Amaç tabii ki gönüllülerin ve bağışçıların sayısını artırıp, daha fazla çocuğa eğitim desteği sağlayabilmek..

        Çünkü biliyoruz ki, bir çocuk değişir, Türkiye gelişir..

        Eğer çocukların umutlarına katkı koymak..

        Eğer onları eğitimle kucaklamak..

        Eğer onları geleceğe daha donanımlı hazırlamak istiyorsanız..

        O zaman..

        Lütfen Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın kapısını çalın.

        Siz de bir çocuğu değiştirin ki, Türkiye gelişsin.

        Bilmiyorsan dokunma

        Uzmanlar sürekli bu şekilde uyarıyorlar ama, gelin görün ki bu uyarıya da uyan yok bizim memlekette..

        İlk yardım müdahalesinden bahsediyorum.

        Medical Park İzmir Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Cem Ertan, doğru yapılan ilk yardım müdahalesinin hayatta kalma ihtimalini yüzde 50 artırdığını söylüyor.

        O yüzden de ilk yardım eğitimi olmayan kişilerin hastaya dokunmamaları gerektiğini vurguluyor.

        Tamam da, bu sözleri dinleyen yok ki..

        Bir kaza sırasında herkes yaralının bir tarafından çekiştiriyor.

        Bu yardım amaçlı çekiştirme de yaralıya daha büyük zararlar veriyor.

        Bilinçsiz tablonun önüne geçilmesi için, “bilmiyorsan dokunma” duyularının daha fazla yapılması lazım.

        Yoksa..

        Daha çook yaralı elimizde kalır!..

        Turizmciyi

        dinledi

        Çeşme’ye de kar yağmış, dünyaca ünlü beyaz kumlarıyla kaplı Ilıca Plajı şimdi tamamen karla örtülmüş.

        İyi ya, ne güzel işte.. Turizmin 12 aya çıkmasını istiyordunuz, öyleyse alın size kış turizmi!..

        Yata yata

        cahil kaldı

        1990’dan beri yazları şezlongta yatan Eda Taşpınar, kar yağınca evinin bahçesine de şezlongta yatan kardan kadın yapmış.

        Şezlong dışında başka mobilya bilmiyor belli ki.. Birilerinin ona yatağı, hamağı, koltuğu filan öğretmesi lazım artık!..

        Devamını

        getirseydin ya

        “Miş Miş” şarkısıyla ünlenen Simge Sağın, şimdi de masal şarkısı “Prens ile Prenses” ile ikinci çıkışı yapmaya hazırlanıyormuş.

        Bence ikinci şarkısı “Bir Varmış Bir Yokmuş”, sonraki ise “Evvel Zaman İçinde” adında olmalıydı, böylece çıkışı füze gibi olurdu!..

        Diğer Yazılar