Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ne mutlu bize ki, İzmir; Atatürk’ün talimatıyla doğan fuarcılığı her geçen yıl daha da büyüterek yaşatmayı sürdürüyor.

        “Fuarlar kenti olma” hedefine her sene bir adım daha yaklaşıyor.

        Cumhuriyet tarihinin en köklü geleneğini en üst düzeyde tutuyor.

        Tarih boyunca kültürlerin ve ticaretin buluşma noktası olan İzmir Enternasyonal Fuarı’na 85 yıldır ev sahipliği yapıyor.

        Gaziemir’de açılan Fuar İzmir ile birlikte de, profesyonel fuarcılığı dünya çapında uyguluyor.

        *

        Fuarcılığımızla övünebiliriz, çünkü bunun için pek çok nedenimiz var.

        Mesela..

        *

        - Türkiye’de fuar ünvanı ile düzenlenmesi uygun görülen 463 fuar arasında İzmir, 26 fuarla en çok fuar düzenleyen üçüncü şehirdir.

        - En kapsamlı fuarlar İzmir’dedir.

        - Türkiye’de en çok ziyaretçiyi İzmir Enternasyonal Fuarı çeker.

        - Katılımcı sayısında da İzmir ilk sırayı alır.

        - Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı bu alanda bir numaradır.

        - Pek çok fuarımız Avrupa’nın da en büyüğüdür.

        *

        Anlayacağınız..

        Pek çok alanda olduğu gibi, fuarcılıkta da İzmir Türkiye’nin öncüsüdür.

        Türkiye’de bu kentten başlayan uluslararası fuarcılığın çıtası, her geçen yıl daha yukarı çekilmektedir.

        İzmir ile fuarcılık birbirinden ayrılmaz bir bütündür.

        Mermeriyle, gelinliğiyle, tarımıyla, hayvancılığıyla, otomotiviyle, zeytiniyle, mobilyasıyla, ayakkabısıyla, eğitimiyle, modasıyla, teknesiyle tüm fuarlar gurur kaynağımızdır.

        Zorlu günlerden geçerek bugünlere ulaşan fuarımızı ve fuarcılığımızı büyüterek yaşatmayı sürdürmek, ayrıca boynumuzun borcudur.

        Çünkü Ata’mıza sözümüz var.

        Bizim piknikçi hizaya gelir mi

        Sonunda Denizli Valisi Ahmet Altıparmak’ın da tepesini attırdılar.

        Ki, bence bu meselede aslında bütün Türkiye’nin tepesinin atması gerekiyor.

        Tepeyi attıranlar, bizim piknikçiler..

        Piknik alanlarını öyle kirletiyorlar, arkalarında öyle çöp dağları bırakıyorlar ki, kızmamak, kahrolmamak elde değil.

        Her taraflarında çöp bidonları olduğu halde, artıklarını öylece etrafa saçıp gidiyorlar.

        Vali Bey, en son Saklıgöl Piknik Alanı’nda yapılanları görünce, kendisini tutamadı, tepkisini koydu ortaya..

        Çöplerini toplamayanların kameralarla tespit edileceğini, piknik alanlarına girişlerinin yasaklanacağını, bu da olmazsa piknik yasağı getireceğini duyurdu.

        *

        Duyursun, hatta daha da sert önlemler alsın.

        Ancak, piknikçiler nasıl hizaya getirilir, orasını pek bilemiyorum.

        Bildiğim tek şey var ki..

        Piknik kültürün yoksa, ki yok, o zaman işimiz çok zordur.

        Adından belliydi

        - İzmir Gelinlik Fuarı’nın galası, ünlü Portekizli modacı Micaela Oliveira’nın “bir varmış, bir yokmuş” temalı defilesiyle yapılmış.

        - Defilenin adı cuk oturmuş, çünkü şeffaf gelinlikler gerçekten de varla yok arasındaydılar!..

        Ya onu da yapsaydı

        - Beşiktaş maçında tribünlere dilini çıkaran F.Bahçeli’nin Hollandalısı Van Persie, “dil hareketinden kusurlu” bulunmuş.

        - İyi ki sadece dil çıkarmakla kaldı, çünkü bir de elini şortuna sokma hamlesi vardı, orayı ucuz atlattık anlaşılan!..

        Böyle koz verilir mi

        - Şarkıcı Demet Akalın, artık çıktığı kulüplerde tek bir müşteri bile sigara içerse, uyarmadan sahneyi terk edecekmiş.

        - O zaman rakip kulüplerin ve şarkıcıların işi kolay.. Adamlarını oraya gönderirler, puroları yaktırırlar, seni de duman ederler!..

        İhanet etmez

        - Deniz, sıcak ve şezlongla bütünleşen Eda Taşpınar bu defa tersten çakmış, karlar içindeki Avusturya’da bir detoks merkezine kapanmış.

        - Muhtemelen orada da terapilerini ve medikal masajlarını bir şezlongda yaptırıyordur, o yüzden endişe etmeyin!..

        Trabzonspor’un şampiyonluk anlayışı

        Dikkat ediyorum da, sene içinde “üç kez şampiyonluk hedefi” açıklıyorlar.

        İlki sezon başında oluyor, büyük bir inançla “şampiyonluğa koşacağız” deniliyor.

        Ama, beklenen başarı gerçekleşmeyince, daha ilk yarı bitmeden şampiyonluğa havlu atılıyor.

        Sonra, devre arasında “yeni transferler” yapılıyor, camia yeniden hareketleniyor.

        Peşinden ikinci kez “hedefimiz şampiyonluk” açıklamaları geliyor.

        Lakin, bu açıklamalarda küçük bir fark oluyor.

        “Hedefimiz şampiyonluk ama gelecek sezon için” ifadesi kullanılıyor.

        Derken, lig bitiyor, bu defa yeni dönem hedefi açıklanıyor.

        Üçüncü kez “amacımız şampiyonluk” sözleri ediliyor.

        *

        Her sene; ikisi mevcut sezon, biri gelecek sezon için tam “üç kez şampiyonluk hedefinden” söz ediliyor, ama hiç şampiyon olunamıyor.

        Bu anlayış Trabzon’a özgü olsa gerek, çünkü başka kulüplerde örneğine rastlamadım henüz!..

        Ne etsin garibim

        - Amerika ve dünya Trump karşıtı gösterilerle sarsılırken, Obama Karayipler’de deniz keyfi yapıyormuş.

        - Garibim, belalısı Trump Karayipler’e de el atmadan son bir keyif yapıyor işte, ne var bunda!..

        Diğer Yazılar