Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İyi zamanda, işlerin güzel gittiği dönemde kurumlara ya da kişilere destek vermek, alkışlamak, omuz omuza olduğunu söylemek kolaydır.

        Ancak asıl mesele..

        - Tablo tersine döndüğünde de aynı tavrı sergileyebilmektedir.

        - Zor durumda kalındığında da kollarını koşulsuz açmaktır.

        - Desteğe ihtiyaç duyulduğunda da gerekeni yapabilmektir.

        *

        Bunları niye yazıyorum?

        - Göztepe için yazıyorum.

        - Göztepeliler için yazıyorum.

        *

        Çünkü, Göztepe son haftalarda böyle kritik bir ortamdan geçiyor.

        Süper Lig yarışında bazı maçlarında tekliyor.

        Puanlar kaybediyor, hakemlere takılıyor, kötü futbol oynuyor falan filan..

        Ama, sonuçta yarış devam ediyor ve şampiyonluk umudunu hala yüksek düzeyde koruyor.

        Bazıları, her maç sonrası Teknik Direktör Okan Buruk’un istifasını istiyor, bazı futbolcuların kulüple ilişkisinin kesilmesini öneriyor.

        Her yenilgi veya beraberlik sonrası camiadan bunlara benzer tepkiler geliyor.

        *

        Oysa ben diyorum ki..

        *

        - Buruk’u tanımam etmem.

        - Fakat bu tavır, tamamen yanlış bir tavırdır.

        - Bu tepkiler, tamamen yanlış tepkilerdir.

        *

        Eğer başarı istiyorlarsa..

        Göztepeliler’in acilen bu davranışlarından vazgeçmeleri gerekir.

        Kötü dönemde de teknik heyetlerini ve takımlarını desteklemeleri gerekir.

        Onlardan bu beklenir.

        Tepki koyma değil kenetlenme günleri

        Göztepeliler üzüntülerinde haklı olsalar da, zaman tepki koymak değil, kenetlenme zamanıdır.

        Bu dönemde doğru olan..

        *

        - Takıma, futbolculara, teknik adamlara ve yönetime asıl şimdi sahip çıkmaktır.

        - Asıl şimdi desteklemektir.

        - Takım bocalama dönemine girdiyse, asıl şimdi güç vermek gerekir.

        - Teknik heyet moralsizse, onları asıl şimdi kucaklamak gerekir.

        *

        Yoksa..

        Anlık reaksiyonlarla, gündelik tepkilerle, haftalık kararlarla hedefe asla varılamaz.

        Eğer istikrar ortamı bozulursa, tüm dengeler de bozulur.

        O zaman, ne yapsan nafile..

        Bu sezon da elinden gider, gelecek sezon da..

        Sepil ödünsüz ve çok doğru duruyor

        Bu sancılı dönemde her olumsuzluğun, her tepkinin, her kargaşanın karşısında tek kişi ödünsüz ve düzgün bir duruş sergiledi.

        O kişi de Başkan Mehmet Sepil’di.

        Tabii bir de yönetici arkadaşları..

        Sepil ve ekibi..

        *

        - Kelle avcılarına prim vermedi.

        - Dere geçerken at değiştirmedi.

        - Ne takımına, ne de teknik heyetine inancını hiç kaybetmedi.

        - Kötü günde işin kolayına kaçıp desteğini kesmedi.

        *

        Ya ne yaptı?

        *

        - Futbolcusuna ve teknik direktörüne daha fazla sahip çıktı.

        - “Bu durumu düzeltecek yine sizlersiniz” diyerek moral aşıladı.

        - “Kimse bir yere gitmiyor” mesajıyla, “sezonu beraber bitireceğiz” güvencesi verdi.

        - İki yenilgiyle pes etmeyeceğini herkese duyurdu.

        *

        İyi ki böyle başkanlar, böyle yöneticiler var.

        Varlıklarıyla Türk futboluna ve kulüplere bir nebze olsun “istikrar, düzen ve kararlılık” getiriyorlar.

        Ne yazık ki hala çok azlar.

        Ama sayıları arttıkça, bilin ki futbolumuzun ve kulüplerimizin kalitesi de artacaktır.

        Kazaya uğrama da

        - Dizi oyuncusu Begüm Kütük, “iyi futbol oynarım, rövaşata bile yaparım, ikinci kez dünyaya gelsem erkek çocuğu olmak isterim” demiş.

        - Erkek çocuğu olmayı bence iyi düşün, ya mazallah G.Saraylı Sabri gibi filan doğarsan, o zaman rövaşata bile yapamazsın, ona göre!..

        Eşi Hollandalı olan ne yapsın

        Posta Gazetesi yazarı Oral Çalışlar, dünkü köşe yazısına bu başlığı atmış.

        Çalışlar, sorunun cevabını “sakin olalım, duygularımız mantığımızın önüne geçmesin” diye vermiş.

        Ben ise cevabı biraz daha açmak isterim.

        Bana göre eşi Hollandalı olanların yapacakları şimdilik şunlardır:

        *

        1- Hollandalı kayınvalidenin geri dönüşüne izin verilmeyecek.

        2- Hollandalı eş yaptıklarını telafi edene kadar, kendisiyle sıcak ilişkiler askıya alınacak.

        3- Hollandalı tanıdıklara, akrabalara, komşulara eve giriş sahası kapatılacak.

        4- Hollandalı-Türk komşu grubu lağvedilecek.

        İstediğiniz oldu işte

        - Oyuncu Burak Sağyaşar’ın göbeği, bebek bekleyen dizi oyuncusu eşi Hatice Şendil’in hamilelik karnı ile yarışır hale gelmiş.

        - Erkekler hamilelik döneminde eşlerini yalnız bırakmamalı deniyor ya hep, öyleyse alın size örnek bir erkek!..

        Diğer Yazılar