Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Keşke tutsa da, şu siyaset erkek egemen yapısından bir kurtulsa..

        Keşke tutsa da, kadın hassasiyeti, kadın yaklaşımı, kadın zarafeti şu politikanın ruhunu da kaplasa..

        Aslında, belki biliyorsunuzdur, böyle bir umut var.

        Türkiye’nin ilk Kadın Partisi (KP) 26 Haziran 2014 tarihinde kuruldu.

        Yani, üç yıldır siyaset sahnesindeler..

        İlkeleri de bence şahane..

        *

        - Öncelikle Atatürkçüler..

        - Toplumsal cinsiyet eşitliği istiyorlar.

        - Ayrımcılığa karşılar.

        - Emekten yanalar.

        - Çevreci, barışçı ve çoğulcular.

        - Tabandan demokrasiye inanıyorlar.

        - Şiddetin ve savaşın karşısındalar.

        - Çağdaş uygarlık yolunda ilerleme kararlılığındalar.

        - Türkiye’nin çözülemeyen sorunlarına talipler.

        -Yok sayılan kadınları ve gençleri korumak amacındalar.

        *

        Hemen, “bu parti mutlaka cinsiyet ayrımcılığı yapar” diye düşünmeyin.

        Tam tersi, yola çıkışları hiçbir biçimde cinsiyet ayrımcılığı mücadelesine dayanmıyor.

        En büyük hedefleri, kadınlarla birlikte değişim hareketi başlatmak.

        Kaldı ki, mevcut partilerdeki cinsiyet ayrımcılığını kimseler geçemez herhalde..

        Ben onların düşüncelerini ve politikalarını destekliyorum.

        Çünkü..

        Kadınsız ne demokrasi olur, ne de hayat..

        ———

        Hedef erkekleri yok etmek değil, onlarla eşit olmak

        Kadın Partisi’nin Ankara, İstanbul, Bursa, İzmir ve Urfa’da örgütlenmesi var.

        Kurucu genel başkanları Benal Yazgan.

        İzmir İl Başkanı da Emel Denizaslanı..

        Verdikleri demeçleri izliyorum da, ne diyorlarsa, hepsi doğru..

        Mesela Denizaslanı şunları söylüyor:

        *

        - Türkiye’de siyaset erkek egemen bir yapıda.

        - Biz bunu değiştirmek istiyoruz.

        - Başarır mıyız tarih gösterecek.

        - Erkeklerin siyasette olmasından şikayetçi değiliz, biz erkek egemen siyaset yapısına karşıyız.

        - Son 5 yıldan bu yana kadın cinayetleri, çocuk taciz ve tecavüzlerinde patlama yaşandı.

        - Her dört gençten biri iş bulamıyor.

        - Bütün bu problemlerin kadın bakışıyla çözümüne hazırız.

        *

        İnancım o ki..

        Günün birinde Türk halkı da Kadın Partisi’ne hazır olacak ve onu zirveye taşıyacak.

        Böylece, kadının yüksek gücü ve etkin potansiyeli siyaseti de, ülkeyi de değiştirecek.

        Günün birinde..

        ———

        Acaba bir gün..

        - Kadınsız demokrasi olmayacağını anlayacak mıyız?

        - Genel ya da yerel yönetimlere kadın bakışı getirebilecek miyiz?

        - Siyasi nefret söylemlerinden kurtulabilecek miyiz?

        - Cinsiyet ayrımcılığına son verebilecek miyiz?

        - Dinleyen ve birlikte mücadele eden siyaset anlayışına kavuşabilecek miyiz?

        - Eşitlik, adalet, hakkaniyet formülünü uygulayabilecek miyiz?

        ————

        Hoşgeldin Yılmaz hoca

        Yılmaz Vural’ı severim, yılların dostudur.

        Dolayısıyla, Göztepe’ye gelmesine de mutlu oldum.

        Aslında Okan Buruk’un ayrılışına izin verilmesi ne kadar doğru oldu, onu kestiremiyorum.

        Ben olsam, onunla devam ederdim, çünkü özellikle şu kritik haftalarda teknik adam değiştirmek oldukça risklidir.

        Ama, Yılmaz hoca da o yüzden getirildi zaten..

        Çünkü kendisi riskli işlerin bir numaralı adamıdır.

        Kısa mesafelerin kuvvetli yumruğudur.

        Şu sıralar Göztepe’ye tam da böyle bir teknik adam lazımdı.

        Takıma ve camiaya hemen uyum sağlayacak, futbolcularla anında sarmaş dolaş olacak ve hemen işe girişecek.

        Öyleyse..

        Haydi Yılmaz hoca..

        Hem 30 yıllık Göztepe hasretini dindir, hem de camiayı kanatlandır.

        Yanındayız.

        ———

        Uy bu kurala masrafı azalt

        Biz Türklerin en çok gittiği 10 Avrupa kenti var.

        Peki, buralara uçarken bilette yüzde 35 tasarruf sağlamak mümkün mü?

        Evet, mümkün..

        Seyahat arama sitesi momondo’nun tavsiyelerine, yani “gidiş tarihinden ne kadar süre önce ve haftanın hangi günü, ne zaman rezervasyon yapılmalı” önerisine dikkat ederseniz, paranız cebinizde kalır.

        Şöyle ki..

        *

        1- Amsterdam’a 60 gün önce rezervasyon yapın, salı öğleden sonralarını seçin.

        2- Paris, 54 gün, salı, akşam..

        3- Barselona, 60 gün, çarşamba, akşam..

        4- Belgrad, 60 gün, çarşamba, öğleden sonra..

        5- Prag, 58 gün, salı, akşam..

        6- Lviv, 48 gün, cumartesi, sabah..

        7- Saraybosna, 56 gün, cuma, öğleden sonra..

        8- Londra, 53 gün, çarşamba, akşam..

        9- Roma, 45 gün, salı, akşam..

        10- Berlin, 40 gün, çarşamba, akşam..

        *

        Uyun bu kurallara, masrafınızı üçte bir azaltın.

        ————

        Sen öyle sanıyorsun

        - Ivana Sert’in eski kocası Yurdal Sert, “ona soyadımı kullanmaması için dava açmadım, soyadım kendisine yakışıyor” demiş.

        - Yakışsa da yakışmasa da gram fark etmez, çünkü ona yakışanların yanında soyadı filan sıralamaya bile girmez!..

        ——

        Acilen tenise dönmesi şart

        - Rus tenisçi Maria Sharapova, 15 aylık doping cezası süresince kendini alkole verdiğini, aynı anda bir çok erkekle de flört ettiğini söylemiş.

        - Cezası iyi ki 26 Nisan’da sona eriyor, biraz daha uzasaydı onu pavyonlardan toplayacaktık herhalde!..

        Diğer Yazılar