Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın stadlardan “Arena” isimlerinin kaldırılması talimatıyla başlayan Türkçe tartışması, aslında üzerinde durulması gereken önemli bir konu.

        Çünkü, yabancı dil özentisi nedeniyle Türkçemizi yok etmeye az kaldı.

        Böyle devam edersek, yakın bir süre içinde Türkçe diye bir dil bırakmayacağız el birliğiyle..

        *

        Oysa biliyoruz ki..

        Her dil kendi olma özelliğini taşımalıdır.

        Konuşulduğu medeniyet dairesinde diğer dillerle etkileşim halinde olan her dilin, yabancı dillerden etkilenmesi gayet doğaldır.

        Bunu da anlıyorum.

        Ama, Türkçesi varken yabancı kelime kullanmak, bir özensizlik olduğu kadar en hafifinden bir özentidir.

        *

        Ayrıca gördüğüm kadarıyla da, bu tuhaf özenti bizdeki kadar hiçbir millette yok.

        Türkçe’yi çarpıtma, kelimelerle oynama, kendi dilini kullanmama gibi bir gayreti, başka ülkelerde pek göremezsiniz.

        Oysa dil, bir ülkenin ve milletin bayrağı sayılır.

        Bana göre, bu konuda özellikle gençlere önemli görev düşüyor.

        Türkçe’ye her alanda sahip çıkmaları gerekiyor.

        Kendi dilini kullanamayan toplumların, kültürlerinin de gelişemeyeceğini unutmasınlar.

        Fakir olan dilimiz değil, biziz

        Türk Dil Kurumu’nun verilerine göre, zengin diye övündüğümüz Türkçe 32 bin kelimeye kadar düşmüş durumda.

        İnsanlarımız ise sadece 250-300 kelime kullanıyorlar.

        Dolayısıyla, düzgün Türkçe konuşulamıyor, dertler anlatılamıyor.

        Aslında dilin kendisinde fakirlik yok.

        O fakirliği biz yaratıyoruz.

        Buna acilen son verilmesi lazım.

        Yoksa Türkçe’nin sonu gelecek, bilesiniz.

        İnsanoğlu olunur da..

        Hintli işadamı, yatırımcı ve yardımsever Ratan Naval’ın Londra sohbetindeki sözlerinden bazılarını aktarıyorum.

        Ben bunları beğendim, bakalım siz nasıl bulacaksınız..

        *

        - İnsanoğlu olmakla insan olmak arasında pek çok fark vardır.

        -Çok azı bunu anlar.

        *

        - Doğduğunuzda sevilirsiniz.

        - Öldüğünüzde sevileceksiniz.

        - Arasını siz başarmalısınız.

        Turizmci konuşmadan önce ben konuşayım

        Bölgemizde turizm sezonu ufak ufak açılıyor.

        Turizmciler şikayetlerine ve çalışmalarına başlamadan önce, ben turizmimize yönelik saptamalarımı ve önerilerimi ileteyim:

        *

        - Ülke ile birlikte bölgeler de markalaşmalı.

        - Her bölgemize bir tanıtım logosu yapılmalı.

        - Likya Uygarlığı, Karya Uygarlığı gibi binlerce yıl hüküm sürmüş uygarlıklar iyi tanıtılmalı.

        -Turizmi tehdit eden konulardan en önemlisinin çevre olduğu bilinmeli..

        - Otelciler hizmet kalitelerini yükseltmeli.

        *

        -Sadece güzel otel yapmaları yetmez, çevrelerini korumaları ve düzenlemeleri de önemli.

        - Avrupalı’nın çevre ve kültürel tarih için geldiği akıllardan çıkarılmamalı.

        -Çevre sorunu ve estetik yoksunluk bir an evvel halledilmeli.

        -Yabancıların terör saldırısından çok sağlık, hijyen, gürültü ve kaba davranıştan şikayetçi oldukları unutulmamalı.

        - Sağlık turizmi daha fazla ön plana sürülmeli, doğal kaynaklardan yararlanılmalı.

        Yeni Tip İmar’da bu karar çok yerinde

        Yeni Tip İmar Yönetmeliği iki ay sonra yürürlüğe girecek.

        İnşaatçılar, yeni yönetmelikte istenen şartların sağlanabilmesi için sürenin biraz daha uzatılmasını istiyorlar.

        Uzatılır mı, uzatılmaz mı, orasını bilemiyorum.

        Fakat, yönetmelikte yer alan bir maddenin gayet güzel olduğunu söyleyebilirim.

        O maddede diyor ki..

        *

        - Her bina farklı renge boyanmayacak.

        -Burada belediyeler devreye girecek.

        -Belediyeler, mahalin ve çevrenin özelliklerine göre, yapılar arasında uyum sağlamak, güzel bir görünüm elde etmek amacıyla dış cephe boya ve kaplamaları ile çatının malzemesini ve rengini tayin edebilecek.

        - Bitmiş yapılar için de sözkonusu yetki kullanılabilecek.

        *

        İşte budur..

        Binalarımızdaki karmaşayı, çirkinlikleri, başıboşluğu bu kararlarla belki bir nebze disiplin altına alabiliriz.

        Tabii uygulanırsa..

        Tadında bıraksan

        - Oyuncu Özge Özpirinçci, “aşıkken aptal olurum, sakarlık yaparım, delilikler sergilerim, saçma sapan konuşurum” demiş.

        - Umarım aşık olma süreci daha fazla devam etmez, çünkü bu gidişat pek aklı başında gibi görünmüyor!..

        Bu havalar mahvetti

        - Eda Erol ile bir ay önce sözlenen şarkıcı Alişan’ın arkadaşları, magazincilere “Alişan ilk kez sırılsıklam aşık oldu” demişler.

        - Olmuştur, çünkü sırılsıklam olmak için doğru mevsimi seçti, baksanıza ortalık yağmurdan, selden geçilmiyor ki!..

        Davacının da hayırlısı

        - Bir ayıyı bahçesindeki ağaçta kirazları yerken gören Bursalı çiftçi, ayıyı cep telefonuyla videoya çekmiş, “şikayet edeceğim seni, mahkemeye vereceğim, işte delil” deyi tehdit savurmuş.

        - Bu davaya bakacak hakime Allah şimdiden sabır versin!..

        Diğer Yazılar