Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçtiğimiz gün Manisa’da yeni yıldan itibaren başlatılacak olan yeni bir uygulamayı yazmıştım bu köşede..

        Esnafa karşı sıfır işgaliye uygulaması..

        Bu projeyle, Manisa zabıtası 2018’in ilk günüyle birlikte harekete geçerek, kaldırımlara, caddelere yığın yapılmasını önleyecek.

        Dükkanların, esnafın işgaliyesine izin vermeyecek.

        Sözü edilen çalışmayı desteklediğimi, eğer başarılı olurlarsa Manisa’ya gidip başta Başkan Cengiz Ergün olmak üzere, zabıtanın elini sıkacağımı ve hepsini tebrik edeceğimi belirtmiştim.

        *

        Yazıyla birlikte epey mesaj aldım okurlardan..

        Aynı çalışmanın İzmir’de de yapılmasını istiyorlar.

        Sıfır işgaliye uygulamasının öncelikle Kordon’da başlatılmasını, sonra da kentin her yerine yayılmasını talep ediyorlar.

        Bu konuda gelen önerileri şöyle özetleyebilirim:

        *

        Kordon’daki palmiye ağaçları aslında doğal bir çizgi.

        Özellikle akşam saatlerinde masalarla binalar arasında yürünemiyor, doğal çizgi çok aşılıyor.

        İzmir Büyükşehir Belediyesi acilen buraya el atmalı ve sıfır işgaliyeyi sağlamalı.

        *

        Bu önerileri iletenler, ekleme de yapıyorlar:

        Sıfır işgaliyeyi başarsınlar, sen Manisa’ya giderken biz de Aziz Başkan’a koşarız, kendisini ve zabıtayı tebrik ederiz.

        Yeter ki bitirsinler bu çirkinliği..

        *************

        SOYLU, MENDERES’İ BAŞTAN YARATABİLİR Mİ

        İzmir’in şirin ilçelerinden Menderes’in Belediye Başkanı Bülent Soylu’nun çalışmalarını beğeniyorum genelde..

        Tüm ilçe belediyelerinde olduğu gibi, elindeki “sınırlı olanaklara” rağmen iyi ve yararlı işler yapmaya çalışıyor.

        Son projesini de tuttum mesela..

        Belediyeye ait bahçelerdeki tüm mandalinaları 46 mahalledeki “anaokulu ve ilköğretim okulu öğrencilerine” dağıttı.

        Meyveleri satıp gelir elde etmek yerine, böyle bir tercihte bulunması, hoşuma gitti doğrusu..

        *

        Başkan Soylu, ekonomik dengesini oturtmayı başaran ve hizmetlerde aksama olmasına izin vermeyen bir yönetici..

        Yakından da şahidim, en hassas olduğu konu “temizlik”..

        Oldukça geniş bir alandan sorumlu olmasına rağmen, temizlikten ödün vermiyor.

        Anketlerde bile vatandaşın “temizlik memnuniyeti” ilk sırada çıkıyor.

        Soylu’nun asıl hedefi ise, “Menderes’i İzmir’in en yaşanabilir ilçesi” haline getirmek.

        Trafiğiyle, inşaat yoğunluğuyla, temiz havasıyla, tatil yöreleriyle, mesire yerleriyle, spor kompleksleriyle, sosyal yaşam alanlarıyla, mimari dokusuyla İzmir’in parmakla gösterilen, en huzurlu, en mutlu insanların yaşadığı ilçesi yapmak.

        *

        Peki, yapabilir mi?

        Orasını bilemem, zamanla göreceğiz.

        Fakat, yapabilmek için çok çalıştığını ve tüm gücünü kullandığını iyi biliyorum.

        *************

        TRAMVAY KÜLTÜRÜNE ALIŞMALIYIZ

        Tramvay, modern şehirlerin bir numaralı göstergesidir.

        Ne mutlu ki, artık İzmir’de de tramvaya kavuştuk.

        Kavuştuk ama her kavuşmada olduğu gibi, bunda da karşılıklı “duyarlılık” ve “dikkat” gerekli.

        Taşıt sürücüleri ile yayalar, bundan böyle tramvayın varlığını da kabul edip, trafikte ona göre davranmalılar.

        Avrupa kentlerinde de tanık oluyoruz.

        Tramvay, “en kalabalık” caddelerde, trafiğin “en yoğun” olduğu sokaklarda işliyor, yayalar ile taşıtlar tramvayın işleyişine uyum sağlıyor.

        Bizde de öyle olacak elbette..

        Ki..

        İzmir olarak diğer kentlere oranla daha rahatız, çünkü tramvay hatlarının büyük bölümü bağımsız çalışıyor.

        O yüzden, “Gözünüz Tramvayda Olsun” başlıklı halkı bilgilendirme kampanyasını ciddiye almalıyız.

        Tramvaylı şehirlerde yaşamak, tramvay kültürüne de sahip olmayı gerektiriyor çünkü..

        *************

        DİNAYET DE NEYİN NESİ

        Bu aralar sık karşılaştığım için dikkatimi çekti.

        O nedenle, dilimize oturtulan bazı kelimelerin söyleminde düzeltmeler yapmak zorunlu hale geldi sanki..

        *

        Dinayet değil, Diyanet..

        Promasyon değil, promosyon..

        Taşaron değil, taşeron..

        Şöför değil, şoför..

        Proğram değil, program..

        *

        Yapılan yanlışlardan daha çok var belki, ama son günlerde bunları o kadar fazla duydum ki, öncelikle onları yazayım istedim.

        *************

        ONLARA DA DÜZEN LAZIM

        Bundan böyle duruşmalara devlete karşı suç işleyenler badem rengi tulumlarla, katiller, tecavüzcüler ve hırsızlar ise takım elbiselerle gelecekmiş.

        Bana göre onlara da disiplin getirilmeli, her takım elbise giyilmemeli, “dar ceket ile dar-kısa pantolonlu İtalyan kesimi olacak” diye düzeltilmeli..

        *************

        BUNLARI BİL DE...

        Bali’de tatile çıkan Aslışah Alkoçlar, “Vikingler” dizisinde Kral Ragnar rolünü oynayan Avustralyalı Travis Fimmel’e tanışmış, daha yakından tanımak için tatilini uzatmış.

        Yalnız baştan söyleyeyim, Vikingler’de bir huy var, bütün saldırılarını ayinler sırasında ve kutsal günlerde yapıyorlar, cuma günleri sen de gardını al bari!..

        *************

        KUŞUN YANINA KEDİ OLSAYDI

        Şarkıcı “Kuşum Aydın”a yılbaşı gecesi “Tavşan Kızlar” eşlik edecekmiş, seyirci onlarla coşup eğlenecekmiş.

        Kuş ile tavşan arasında pek uyum olmaz, tavşanlar yerine “Kedi Kızlar” gelseydi eğer, işte o zaman kopup giderdi millet!..

        Diğer Yazılar