Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Doç. Dr. Levent Köstem ve eşi Güler Köstem, isteseler kazandıkları paralarla onlarca daire, işyeri vs. satın alır, kira gelirleriyle hayatın tadını çıkarırlardı.

        Hiçbir şey satın almasalar bile, birikimlerini bankaya koyar, faiziyle günlerini gün ederlerdi.

        Ama bunların hiçbirini tercih etmediler.

        Onların yerine, “kültür ve sanata katkıda bulunmayı, ülkelerine, bölgelerine kalıcı bir eser bırakmayı” yeğlediler.

        Urla’da bir arazi satın alıp, dünyanın en büyük ‘Zeytin ve Zeytinyağı Müzesi’ni kurdular.

        15 yıl boyunca Ege’yi, Türkiye’yi ve yurt dışını gezerek, müze için makine, dövme taşları ve sıkım atölyeleri için parçalar topladılar.

        Geçtiğimiz aylarda da büyük hayallerini gerçekleştirip, şahane müzelerinin açılışını yaptılar.

        *

        Normalde böyle bir tablo karşısında nasıl davranılır?

        Normal davranış biçimi şöyledir:

        *

        - En başta yerel makamlar Köstem Ailesi’nin peşinden koşarlar, bu kutsal hizmetlerine destek sağlayabilmek için birbirleriyle yarışırlar.

        - Bürokratlar işleri kolaylaştırmak için katkı verirler.

        - Vali, kaymakam, belediye başkanı ve bilumum diğer yöneticiler Köstem Ailesi’ne nasıl teşekkür edeceklerini bilemezler.

        - Hele hele Kültür Bakanlığı ceketinin önünü saygıyla ilikler ve memlekete böyle bir müze kazandırdıkları için aileyi onurlandırma, onlara omuz verme heyecanı yaşar, “sizler için ne yapabilirim” diye günde iki defa sorar.

        *

        Duyarlı toplumlarda doğru davranış yöntemi budur.

        ************

        Bir dayak yemedikleri kaldı

        Peki, burada öyle mi oldu?

        Bırakın öyle olmasını, her adımda tam tersi gelişmeler yaşandı.

        Köstem Ailesi’nin tabir yerindeyse bir “dayak yemedikleri” kaldı.

        Kimselerden destek görmedikleri gibi, tonla engelle karşılaştılar.

        Son darbeyi de Kültür Bakanlığı vurdu.

        Levent Köstem’in çocuklara ve engellilere yönelik planladığı “Zeytin ve Zeytinyağı Kültürü Tanıtım Etkinlikleri” projesine, bakanlık destek vermeyi reddetti.

        Üstelik ret yanıtını da başvurudan iki yıl sonra gönderdi!.

        15 yıllık emeğe ne güzel saygı gösteriliyor değil mi?

        Bu anlayışa, söyleyecek laf bulamıyorum doğrusu..

        ************

        Bizimkiler reddetti, yabancı kucakladı

        Başkası olsa, bu tavırlar karşısında orayı yakar, “madem öyle, o zaman ne haliniz varsa görün” deyip, çeker giderdi.

        Neyse ki, Köstem’lerin tutkuları bu engellemelerle durdurulamayacak kadar üst seviyede.

        Zeytinyağı Festivali’ni kendi imkanlarıyla gerçekleştirmek için çalışmaya devam edecekler.

        Belki bir destekçi bulacaklar, belki bulamayacaklar, ancak çocuklara o tanıtımı mutlaka sağlayacaklar.

        *

        Bu arada..

        Kültür Bakanlığı’nın yok saydığı Zeytin ve Zeytinyağı Müzesi’ni Çinliler, Japonlar ve Fransızlar keşfettiler bile..

        Heyetler gönderip müzeyi gezdiler.

        Buraya düzenli turlar düzenlemek istiyorlar ve Zeytin Rotası içine almak istiyorlar.

        İyi ki onlar var, hiç olmazsa değer, kıymet biliyorlar.

        ************

        Sevsinler seni

        F.Bahçe’nin Brezilyalı oyuncusu Giuliano, sakatlığına rağmen Başakşehir maçına çıkmış, “Fenerbahçe için oynadım, fedakarlık yaptım” demiş.

        Bunları duyunca gözlerim yaşardı yaşarmasına da, acaba bu fedakarlığın nedeni bir sezonda cebe inen 3 milyon Euro olmasın!..

        ************

        Buraya takılabilir

        Prens Harry ile nişanlanan ABD’li oyuncu Meghan Markle, kraliyet için görgü kursuna gidecek, rütbesine göre yaşayacak ve 15 kural öğrenecekmiş.

        Kuralların hepsine tamam da, fakat şu “çay fincanı kulbunu baş ve işaret parmağı ile tutmalı, orta parmağıyla da fincanı alttan desteklemeli” maddesi onu bozabilir gibi duruyor!..

        Diğer Yazılar