Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Olacağı budur..

        Ne Gediz’i, ne Menderes’i, ne Bafa’yı, ne de diğerlerini kurtarabilirsin.

        Her sene defalarca toplu balık ölümleri de yaşarsın, zehir gibi sularla da karşılaşırsın.

        Neden?

        Çünkü sen doğaya değil, dayıya bakıyorsun.

        *

        Gediz’i, Menderes’i, Bafa’yı son 20 yıldır kaç kez haber yaptım, kaç kez manşete taşıdım, hesaplayamıyorum artık..

        Nehirlerimizin, göllerimizin göz göre göre, herkesin önünde “kirletilmesine, zehirlenmesine” bu köşede kaç defa değindim, sayısını bilemiyorum.

        Her haberden sonra yetkililerde bir hareketlenme oluyor, fakat biz arkamızı döndükten sonra o hareketlenme de bitiyor ve her şey “eski halini” alıyor.

        Taa ki, bir sonraki “felakete” kadar..

        *

        İşte, o felaketlerden bir yenisi daha yine karşımızda..

        Menderes Nehri’nde “toplu balık ölümleri” gerçekleşti.

        Bafa Gölü’nün dibi de “kimyasal madde” doldu.

        Şahane göl, tarımsal ve fabrika atıkları nedeniyle “çöp tenekesi” gibi oldu.

        Toplu ölümleri sanmayın ki “sorumlular” saptadılar, öyle bir durum yok.

        Olayı bir çoban gördü ve ihbarda bulundu.

        Sorumlular ihbardan sonra “inceleme” başlattılar, ölümlerin sebebini aramaya koyuldular.

        *

        İstedikleri kadar koyulsunlar, araştırsınlar.

        Asla bir sonuca varamazlar.

        Çünkü..

        Doğaya değil, dayıya bakıyorlar.

        Senelerdir böyleydi, bu saatten sonra da değişmez bu tablo..

        ************

        Arıtma yapmayana kimse dokunmuyor

        Nedir bu doğa-dayı dengesi, onu da açıklayayım.

        Gediz’in, Menderes’in, Bafa’nın kirlilikten kurtarılmaları için yıllarca haberler yaptık, bakın bugün de yapıyoruz.

        Seneler önce, bir bölgemizin Deri Karma Organize Sanayi Bölgesi Başkanı isyan ediyordu.

        Doğaya zarar vererek deri üretimi yapan çevre il ve ilçelere hiçbir yaptırım uygulanmazken, arıtmayla üretim yapan dericilerin üzerine gidiliyordu.

        Diğer ilçeler görmezden gelinirken, çevreye saygılı davrananlara saldırılıyordu.

        Onlar da kendilerini, “bizim suçumuz, arkamızda bir dayımızın olmaması mı” diye tepki göstererek savunuyorlardı.

        *

        Gelişmeleri izledikçe, doğa-dayı işbirliğine isyan edenlerin haklı olduğunu gördük.

        - Dayısı olanlara kimseler dokunmuyordu.

        - Dayısı olmayanlar ise günah keçisi gibiydiler.

        Hep ve sadece onlar suçlanıyordu.

        Ne yapsalar, kendilerini bu ithamlardan kurtaramıyorlardı.

        Bu durumda, baktılar ki olmuyor, diğerleri de birer “dayı” aramaya başladılar.

        Dayılar bulundukça, nehirler, göller daha çok öldü, daha çok zehirlendi.

        ************

        Kir de bitmez ölümler de..

        Doğa-dayı ilişkisi günümüzde de aynen sürüyor.

        Sadece bu meselede değil, her yerde dayısı olanlar galip geliyor.

        *

        - Arkasında dayısı olmayanlar, ağızlarıyla kuş tutsalar fayda etmez.

        - Dayıları olanlar ise, arıtma tesisi kurmadan çalışırlar, kimse ses çıkarmaz.

        - Dayıları olanlar doğayı katlederler, kimse görmez.

        - Dayıları olanlar, haksız kazanç sağlarlar, kimse duymaz.

        - Dayıları olanlar haksız rekabet yaparlar, kimse laf etmez.

        - Dayıları olanlar insan sağlığını düşünmezler, kimse hesap sormaz.

        *

        O yüzden..

        Biz daha çoook Gediz, Menderes, Bafa haberleri yaparız, yazarız çizeriz..

        Dayılar varken..

        Kir de bitmez, ölüm de..

        ************

        Yalvarırım komisyon kurmaya kalkışmayın

        Ne zaman Menderes’te toplu balık ölümü olsa..

        Ne zaman Gediz’de kirlilik patlaması yaşansa..

        Ne zaman Bafa Gölü köpürse..

        İlgili kurumlar derhal toplanıp bir “Takip Komisyonu” kuruyorlar.

        Komisyona da havalı görevler veriyorlar:

        - Birçok kurum ve kuruluş temsilcisinin bulunacağı komisyon, bölgedeki atık su ve katı atık tesislerinin kurulması, zirai kaynaklı kirliliğin kontrol edilmesi, ağaçlandırma, su kalitesinin izlenmesi, denetim, temiz üretim tekniklerinin yaygınlaştırılması, yapılacak işler için teknik ve ekonomik destek verilmesine yönelik çalışmaları takip edecek.

        *

        İzledikleri çok belli!..

        Tabii ki sonuç sıfır!..

        Bugüne kadar yığınla komisyon gördüm.

        Hepsi, doğru düzgün bir iş yapmadan lağvoldu.

        Şimdi de aynısının olmasından korkuyorum.

        Lütfen yine komisyon kurulmasın, ne olur yapmayın!..

        ************

        Yandık desenize

        - Demet Şener ile Demet Akalın, İbrahim Kutluay ile yaşadıkları ilişkiler nedeniyle kavgaya hazırlanıyorlarmış, “artık susmak yok” diyorlarmış.

        - Susmuş halleriyle her gün özel hayatlarını ve sataşmalarını dinliyorduk, susmamış hallerinin nereye varacağını düşünemiyorum artık!..

        ************

        Yanlış anladınız

        - Şarkıcı Kenan Doğulu ile evliliğinde kriz yaşadığı söylenen Beren Saat, tişörtleriyle mesaj veriyormuş, son tişörtünde “uçmayı unutma” diye yazıyormuş.

        - Bunda ne var ki, kızcağız eşine iyilik yapıyor ve uzak konserlere otomobille değil de uçakla gitmesini tavsiye ediyor, hatırlatma yapıyor, hepsi bu!..

        ************

        Misillemeye hazırlan

        - Hala “Küçük Ceylan” diye anılan 43 yaşındaki şarkıcı Ceylan, yüzünü gerdirmiş, burnu küçültmüş, göz kapaklarını yaptırmış, kas şeklini değiştirmiş, tanınmaz olmuş.

        - Aaa, şimdi Ajda teyzen gerçekten kızacak ama, kendisi böyle işlerde rekabeti sevmez, yakında kafa nakli yaptırır, gününü gösterir sana!..

        Diğer Yazılar