Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AK Parti İzmir Teşkilatı bugün Kuşadası'nda "İzmir Teşkilat İçi Eğitim Programı"na giriyor.

        644 partilinin katılacağı ve iki gün sürecek kampta, pek çok parti yöneticisi, bakan ve milletvekili konuşmalar yapacak, bilgi ve tecrübeler aktarılacak, eğitimler verilecek.

        Temel olarak, partinin kendini tanıması, teşkilat olma özelliği üzerinde siyasi çalışmalar yapılacak.

        Bir bölümde "yerel seçimlere nasıl hazırlanmalı" konusu işlenecek.

        Bunların hepsini biliyoruz.

        Kampın ön yüzünde olup-bitecekler böyle..

        Ancak, kampın bir de öteki yüzü var.

        Orada da, kimselerin fazla bilmediği "özel yetenekler" kendilerini gösteriyorlar.

        Kampa katılanlar hazırlıklı olsunlar ve onlara dikkat etsinler diye, bugün biraz o kimliklerden bahsetmek istiyorum.

        "Özel yetenek" saatlerinde, en fazla dikkat edilmesi gereken isimlerin başında, milletvekilleri Aydın Şengül ile Hamza Dağ geliyor.

        Çünkü ikisi futbolda çok iddialılar, biri kendini "Messi", diğeri de "Ronaldo" ile kıyaslıyor ve kampta yakaladıklarını mutlaka yaka paça sahaya götürüp, bütün hünerlerini gösteriyorlar.

        Dolayısıyla her kampta "gol kralı" olup, unvanlarına unvan katıyorlar.

        Şengül ile Dağ'ın tahriklerine kimler kapılabilir diye düşündüğümde, aklıma bir isim takılıyor:

        Bilal Kırkpınar..

        Kampta "Arşil ile Şota" gibi dolaşıp, futbol kurbanı arayan Şengül ile Dağ, İzmir Gençlik Kolları Başkanı Bilal Kırkpınar'a mutlaka yaklaşacaklar ve masumane bir maç teklifi yapacaklardır.

        "Topla senin gençleri, şöyle bir oynayalım, vakit geçsin" diyerek, onları sahaya çekmeye uğraşacaklardır.

        Kırkpınar'a tavsiyem, gençlerin yeterli antrenmanı yoksa, teklifi "bugün başım ağrıyor, nasırım azdı" gibi bahanelerle derhal savsaklamasıdır.

        Yoksa, "iki usta futbolcu" karşısında perişan olurlar.

        Kampta bir de "denizaltı tavlacıları" var ki, onlar da az değiller.

        Mesela milletvekili Ali Aşlık..

        İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay..

        İzmir İl Teşkilat Başkanı Mahmut Atilla Kaya..

        Tanıtım ve Medya Başkanı, İzmir İl Başkan Yardımcısı Aziz Demir..

        Bu dörtlüden de "görüldükleri yerden kaçılması" gerekir.

        Gözüne kestirdiklerine en masum halleriyle tavlayı uzatıp, "ya gel iki çift zar atalım, can sıkıntımız gitsin" türünden yaklaşırlar.

        Masaya oturana kadar, tavlayı sanki hayatlarında ilk kez görüyormuş gibi davranırlar.

        Ancak, kıstırdıkları kurbanlarını oyun sırasında acımasızca evirip çevirirler, sonra da tavlayı koltuk altlarına verip gönderirler.

        Kampa temiz duygularla katılan partilileri, bu "özel yeteneklere" karşı uyarma görevimi yaptım.

        Ağlarına düşüp düşmeyecekleri, artık kendilerinin bileceği iştir.

        33. Gün

        Önceki gün hayatını kaybeden ünlü televizyoncu Mehmet Ali Birand'ın vefat haberi, dünkü bütün gazetelerde yer aldı.

        Çoğunun başlığı "Birand'ı kaybettik", "Bir ustayı kaybettik", "Bir efsaneyi kaybettik" şeklindeydi.

        Ama, bir gazete farklı bir başlık atmıştı:

        - 33. GÜN..

        Akşam gazetesinin siyah zemin içinde verdiği bu başlığı çok beğendim.

        Belli ki üzerinde düşünülmüş, özel olmak için arayışa gidilmiş ve yaratıcılık kullanılmış.

        Diğer gazeteler sıradan başlıklarla çıkarken, bir tek Akşam ayrıcalığını göstermiş.

        Az satsa da, mali sıkıntılar çekse de, İsmail Küçükkaya genel yayın yönetmeni olduğundan beri gazetenin çizgisi ve özel haber eğilimi çok gelişti.

        İsmail kardeşimin başarılarının devamını dilerken, 33. Gün başlığı için de tebriklerimi yolluyorum.

        Kadın girişimcinin başına gelenler...

        - İzmirli kadın girişimci Aslıhan K., "kredi veriyoruz, para veriyoruz, destek sağlıyoruz, yeter ki girişimci olun" çağrılarına kanıp, 8 ay önce işyeri açmak istedi.

        - Kaymakamlık destek veriyor diye görüşmeye gitti.

        - Kefil veya ipotek istediler.

        - "Kardeşim, böyle saçmalık mı olur, param olsa size niye geleyim ki" dedi.

        - "Uygulama böyle" cevabı aldı.

        - "Belediyeye git, onlar girişimciyi destekliyor" teklifi yapıldı.

        - Belediye "bizim öyle bir görevimiz yok" dedi.

        - "Esnaf ve Sanatkarlar Odası'na git, krediyi oradan al" teklifi yapıldı.

        - Odaya gitti, "önce kayıt ol" dediler.

        - 500 lira verip kaydını yaptırdı.

        - Kayıttan sonra derdini anlattı, işyeri açmak için kredi başvurusu yapmak istediğini söyledi.

        - "İş yerini aç, 6 ay geçtikten sonra gel, kaç para istiyorsan ona göre kefil getir ya da ipotek göster" dediler.

        - "KOSGEB'te girişimciler için kurs veriyor, oraya katıl" teklifi yaptılar.

        - KOSGEB'e gitti, kursları yakala yakalayabilirsen..

        - Sonunda, mecbur kalıp bankaya gitti, kredi çekti.

        Sonra, "kredi borçluları çoğalıyor" diyorlar.

        Nasıl çoğalmasın ki..

        Minik hatırlatma

        - 1977'de bugün..

        - Miami-Florida tarihinde ilk kar yağışı gerçekleşti.

        *

        - 2005'te bugün..

        - "Türkler: Bin Yılın Yolculuğu 600-1600 sergisi Londra'daki Royal Academy of Arts'ta açıldı.

        Ödeşelim

        -Bizimkiler, Japonların küp karpuz yetiştirmesine tepki göstermişler

        - Aa. Öyle kızmaca yok. Karşılığında biz de robot üretelim, ödeşiriz.

        Diğer Yazılar