Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Salı günü Litvanya ile oynanan çeyrek final maçını kaybedip Dünya şampiyonasına veda edince milli takımımızın başarılı olup olmadığı tartışmaları başladı. Basketbol otoritelerinin bazıları Ersan İlyasova, Enes Kanter, Semih Erden, Kenan Sipahi gibi oyuncuların çeşitli nedenlerden dolayı kadroda bulunmamalarına rağmen alınan sonuçların ve oynanan basketbolun iyi olduğunu savunuyorlar. Bir kısmı ise bu noktaya kura avantajı ve şansın yardımıyla gelindiği tezini ileri sürüyorlar.

        SİNAN EN İYİSİYDİ

        Her iki görüşe de katılmamak mümkün değil. Eksik kadromuza rağmen takımımızın geriye düştüğü maçlarda bile mücadeleyi bırakmayan, hırslı ve istekli savunmayla farkı kapatıp müsabakayı kazanmayı başarmaları takdire şayandır. Turnuva boyunca yaptığı savunma yanında hücum gücüyle de Sinan Güler en iyi oyuncumuzdu. Ayrıca savunmada pota altını domine eden ve hücumdaki katkısıyla Ömer Aşık en faydalı oyuncularımızdandı. Diğer faydalı oyuncumuz Emir Preldzic takımın lideri konumundaydı. Takımımızın Pınar Karşıyaka’lı oyuncusu Barış Hersek ilk maçlarda fazla süre alırken çok da faydalı oynadı.

        Diğer görüşü incelediğimizde kura avantajımız hakikaten vardı. Zaten milli takım yetkililerimiz daha turnuvaya gitmeden bunu belirtmişlerdi. Grubumuzda dünya sıralamasında bizim üstümüzde bulunan yalnız Amerika Birleşik Devletleri vardı. Grup maçlarını ikinci sırada bitirmemiz normaldi, nitekim öyle oldu. İkinci turda eşleştiğimiz Avustralya da sıralamada bizim altımızda bulunan bir takım. Dünya sıralaması en son 2012 olimpiyatlarından sonra yapılmış ve biz 7. sıradayız. Büyük ihtimalle bu şampiyonadan sonra aynı yerimizi koruruz veya bir sıra yukarı çıkarız. Çünkü 6. sıradaki Rusya bu turnuvaya katılmadı. Yenildiğimiz Litvanya 5. sırada yer alıyor. Şans faktörüne gelince. Grup maçlarında karşılaştığımız Finlandiya maçının bitmesine 15 saniye kala 3 sayı gerideyken, en skorer oyuncuları Koponen’in iki serbest atışı kaçırması, ardından Cenk Akyol’un 3 saniye kala attığı üçlükle beraberliği sağlaması ve Avustralya ile oynadığımız ikinci tur karşılaşmasında 50 saniye kala 5 sayı (59-64) yenikken Emir’in attığı iki mucizevi üçlük her zaman olabilecek durumlar değildi. Bu pozisyonlarda şansın yanımızda olduğu inkar edilemez.

        KUTLUYORUM

        Şimdi ne diyelim? Nasreddin hoca misali. Sen de haklısın, sen de... Ama yine de ‘wild card’la bu turnuvaya katılmaya karar veren federasyonun ne kadar doğru bir iş yaptığını söyleyelim. Bizim takımımız katılmasaydı bu şampiyonadan bu kadar keyif alamazdık. Her şeye rağmen ülkemizi tüm güçleriyle temsil eden sporcularımızı ve teknik heyetimizi candan kutluyorum.

        Diğer Yazılar