Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE siyasetindeki zihin açıklığının nişanesi niteliğindeki şu parlak fikir bombardımanına bayılıyorum.

        CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye sorununu kafasında 2 dakikada çözüvermiş. Kılıçdaroğlu, “Fazla kalmayacağız, Kobani’ye gireceğiz, IŞİD’e haddini bildirip hemen geri çıkacağız” diyerek tezkere teklifinde bulunuyor. Dünyanın 4 yılda çözemediği Suriye krizini bu kadar kolay halledebilen bir muhalefet liderine sahip olduğumuz için kendimizi şanslı hissetmeliyiz.

        AK Parti’yse “Bir girelim pir girelim” modunda. Hükümet, “Tampon, uçuşa yasak bölge ne varsa ilan edip Suriye’ye girelim. Esad, IŞİD, PYD-PKK’yı hallettik mi bu iş bitmiş demektir” diyor. Sizi bilmem ama bu planı bana biraz dar kapsamlı geldi. Mısır’daki Sisi’yi de plana dahil ederlerse şahane olacak.

        Ama hakkını yemeyelim. Kimse parlak fikirler konusunda MHP Lideri Bahçeli’yle yarışamıyor. Malumunuz Bahçeli, eylem yapanların Kobani’ye gönderilmesini önerdi. İşin güzel tarafı, HDP Lideri Selahattin Demirtaş da Bahçeli’nin Ferdi Tayfur dinlerken bulduğu sanılan bu fikre, “Açın kapıları, IŞİD’i tükürüğümüzle boğalım” diyerek destek verdi. Uzlaşmaları güzel. Şimdi HDP ve MHP’nin “IŞİD’in eylem yapanlar tarafından tükürükle boğulmasını” öngören ortak tezkereyle TBMM’ye başvurmalarını bekleyebiliriz.

        Yurtta manzara böyle şahaneyken, IŞİD’le mücadeleden ümitli olmamak için hiçbir sebep yok sanırım. Ayrıca Türkiye’yi çaktırmadan Suriye’ye iten koalisyondan da farklı parlak fikirler geliyor. ABD, “Türkiye üslerini versin, muhalifleri eğitsin, gerisineyse karışmasın” diyor. Ülkesindeki lakabı “Bay Normal” olan Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ise Türkiye’ye anormal fikirler veriyor. Hollande, “Türkiye Suriye’de tampon bölge kursun” diyor.

        Türkiye’ye gelen üst düzey bir diplomatı da İstanbul’da Türk gazetecilerle buluşup Kobani’deki savaşı Hollywood filmlerine benzetiyor ve “Türk ordusu, Kobani’nin düşmesini engellemeli” diye konuşuyor.

        Gelgelelim Fransız dostlarımız, işin hukuki boyutuyla ilgili ufak ayrıntılara pek girmiyorlar. Fransa müdahale için BMGK’dan, NATO’dan ya da AB’den bir karar çıkarabilecek mi?

        Tavsiye ettikleri şeyin hukuktaki adı savaş sonuçta. Ancak savaşta her zaman beklenmedik şeyler olabileceğini unutuyorlar. TSK, Suriye’ye girdikten sonra siviller yanlışlıkla ölse ve BM de Türkiye’den hesap sormaya kalksa ne cevap vereceğiz? “Fransa önerdi, biz de giriverdik” diyemeyiz herhalde.

        Hem benzetmek gibi olmasın ama “Kuveyt’e gir” denilen Saddam’ın ve Irak’ın başına getirilenleri de unutmadık. Bugün, “Araplar ve Kürtler istemiyor” diyerek Türkiye’nin tampon bölge talebine karşı çıkan ABD yönetiminin, yarın Türkiye’yi de Saddam gibi suçlamayacağından nasıl emin olacağız? Fransa Cumhurbaşkanı Hollande bu soruya cevap verebilecek mi?

        Veremeyecekse, benim tarafım belli. Bahçeli ve Demirtaş’ın “Tükürük tezkeresinden” yanayım.

        Kobani’de algı savaşı

        KOBANİ biraz da algı meselesi. Tüm dünya barbar IŞİD örgütünün Kobani’de PKK’yla savaşına odaklanmış durumda. Türk savaş uçakları da böyle bir ortamda havalanıp PKK’yı bombalıyor.

        Gerekçe basit. PKK karakola saldırıyor, TSK da karşılık veriyor. Gelgelelim, dünya meseleyi böyle okumuyor.

        Washington Post Gazetesi’nin dünkü haberine bakalım. Gazete, haberi Kobani’deki gelişmelerle birlikte duyurdu. Haber, “ABD Kürt savaşçılara ve sivillere saldıran IŞİD’i bombalarken, Türkiye de Kürt savaşçıları bombaladı” şeklinde verildi. Dünyanın geri kalanında da haberin verilişi üç aşağı beş yukarı böyleydi.

        Şimdi kendinizi sıradan bir dünyalının yerine koyun. Daha sonra özür dilemek zorunda kalan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın, “Türkiye IŞİD’i destekliyor” derken gerçekleri söylediğini düşünmez misiniz?

        Manzara net sanırım. Maksadı meçhul, yanlış bir algı, zihinlere büyük bir titizlikle ve başarıyla işleniyor.

        Diğer Yazılar