Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KATAR, Mısır meselesindeki darbe karşıtı tavrını unutup Türkiye’yi yalnız mı bıraktı? Not defterimi karıştırırken fark ettim bu soruyu. 2014’ü, yanıtının “Evet” çıkması halinde etkisi epey hissedilecek bu soruyu defterime not düşerek kapatmışım.

        Araya Paris saldırısı girince meseleyi yazamadım demek ki. Olsun yine de geç kalmış sayılmayız. Sorumuzu bugün yanıtlayalım.

        Malumunuz Katar, 2013’teki darbenin ardından Türkiye’ninkine yakın bir pozisyonu benimsemişti. Darbe karşıtı ortak tavırları nedeniyle Katar ve Türkiye’yi “Ortadoğu’nun ikilisi” olarak tanımlayanlar da çıktı.

        Mısır’daki Sisi darbesinin destekçileri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar’ı ortak üyesi oldukları Körfez İşbirliği Konseyi’ni (KİK) kullanarak cezalandırmaya kalktılar.

        KİK’in Kuveyt, Bahreyn gibi tarafsız kalmak isteyen petrol zengini üyeleri de “darbeci cephenin” baskısına fazla direnemediler. Neticede KİK’in tüm üyeleri, geçen yıl ortak bir kararla Katar’dan elçilerini çektiler.

        Bu kriz Arap dünyasını derinden sarstı. Neyse ki arabulucuların devreye girmesiyle krizin daha fazla büyümemesi sağlandı.

        Katar Emiri, Suudi Arabistan Kralı’yla görüştü. Toplantı salonunda verilen samimi pozlar, iki tarafın da krizi aşma niyetinde olduklarını gösterdi. Katar bu diplomatik tecride bir son vermek istiyordu. Suudi Arabistan da aynı şekilde yaptığı hatanın farkına varmıştı. Bir tarafında İran tehdidi, diğer tarafında da IŞİD ve El Kaide terörü yükselirken en hayati dayanak noktası KİK’i Sisi için yakması hiç akıllıca bir iş değildi.

        Ortak akıl, uzlaşıyı zorunlu kıldı. Varılan mutabakat, 2014’ün sonlarına doğru da meyvelerini vermeye başladı. Önce büyükelçiler Katar’a geri gönderildi. Sonra da sıra Katar’ın Mısır’daki darbeci rejime bazı sıcak mesajlar göndermesine geldi.

        Kasım ayında yapılan KİK Zirvesi’nde Katar Emiri Tamim, “Mısır’ın güvenliği bizim güvenliğimizdir” diyerek ilk adımı attı. İyimser analistler, Tamim’in bu açıklamasını Katar’ın da Mısır’daki darbeyi desteklemeye başlaması olarak yorumladılar. Nitekim aralık ayı da bu yorumun haklılık payını yükselten bazı gelişmelere sahne oldu.

        Katar’ın Mısır’daki El Cezire kanalı kapatıldı. Ancak yapılan açıklamada kapatma kararının geçici olduğu ima edildi. Bu arada El Cezire kanalı, Mısır’a ilişkin haberlerde “darbe” terimini “fazla” kullanmamaya başladı.

        Derken iki devlet arasında mühim bazı diplomatik temaslar da gerçekleşti. Önce Katar ve Mısır’ın istihbarat şefleri aralık ayında Kahire’de buluştular. Sonra da Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, aralık ayının son haftasında Katar’ın Kahire’deki maslahatgüzarını kabul etti.

        Arap dünyasının dikkatle izlediği bu toplantıda önemli bir kişi daha vardı. O kişi de Suudi Arabistan Kralı’nın Özel Kalem Müdürü Halid el Tuvaysi’den başkası değildi. Tuvaysi’nin salondaki mevcudiyeti Suudi Arabistan’ın arabulucu rolünün devam ettiğinin, krizin ise henüz aşılmadığının işaretiydi. Görüşmenin ardından krizin bittiği ilan edilemedi. Sisi, Mısır’ın “geçmişe sünger çekmeye” hazır olduğunu söylemekle yetindi. 2014’ün son günlerinde Körfez turuna çıkan Sisi’nin Katar Emiri ile buluşma planı suya düştü.

        Görüşmeye dair bazı gizli bilgiler Arap basınına yansıdı. Sisi, Katar’dan Müslüman Kardeşler’i terör örgütü ilan etmesini talep etmişti. Katar ise bu talebi geri çevirmişti.

        El Ahram Gazetesi’ne konuşan Mısırlı bir diplomat, “Pozisyonlarımız halen farklı. Müslüman Kardeşler ile ilişkisini kesmeyen Katar, daha fazla geri adım atmıyor” diyerek normalleşme sürecinin tıkandığını doğruladı.

        Netice-i kelam, geldiğimiz noktada başta sorduğumuz sorunun cevabı şimdilik “Hayır” gibi görünüyor. Katar, Mısır ile ilişkilerinde tansiyonu düşürmeye yönelik göstermelik adımlar atmanın ötesine geçmiyor.

        Diğer Yazılar