Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KOLAY değil!.. Bıçak sırtında olan şey, kökü 300 yıl öncesine uzanan bir evlilik... Bugün referandum için sandığa gidecek olan İskoçlar, İngilizlerle yaptıkları bu evliliğe devam edip etmeyeceklerine karar verecekler.

        Sonuç “Evet” olur mu bilinmez. 2 hafta önceki bir anket “Evet” oylarını yüzde 50’nin üzerinde gösteriyordu. Önceki gün açıklanan ankete bakılırsa durumda büyük bir değişim yaşanmış ve “Hayır” oyları yeniden öne geçmiş durumda.

        İngiliz tarihini ve kurnazlık ötesi siyasetini bilen herkes, referandum öncesinde birçok ayak oyununun sergilendiğini tahmin edebilir. Dolayısıyla son açıklanan anket de Londra’nın İskoç seçmeni yanıltmaya yönelik bir operasyonu olabilir.

        Londra yönetimi, referandum kampanyasını “İskoçya’nın İngiltere’nin desteği olmadan ayakta duramayacağı” propagandası üzerinden yürüttü. İskoç ekonomisinin bağımsızlık durumunda yaşanacak sarsıntıyla yıkılacağı, işsizliğin tavan yapacağı, mükelleflerin vergi yükü altında ezileceği yeni bir İskoçya’nın doğacağı tezi aralıksız şekilde işlendi.

        Birlikten ayrılmaları halinde İskoçların İngiliz imparatorluğunun geniş nimetlerinden yoksun kalacağı, yoksullaşacağı öne sürüldü. Söylenenlerin bir kısmı doğru da olabilir şüphesiz. Ancak hiçbir propaganda bu birliğin bozulması halinde asıl zararı Londra’nın göreceği gerçeğini perdelememeli. Bağımsızlık halinde dünyadaki iddiasını büyük ölçüde yitirmiş yeni bir İngiltere’nin doğuşunu izleyeceğiz. Yeni İngiltere’nin doğuşu, eski kolonilerindeki diktatörlüklerin varlığını da tehlikeye atacak.

        Referandumdan “Evet” kararı çıkarsa İngiltere’nin nüfusu 6 milyonluk bir eksilmeyle 57 milyona düşecek. Yaşanacak demografik ve ekonomik yıkımın Londra’ya uluslararası anlamdaki faturası bir hayli ağır olacak. Halihazırda İngiltere, dünyanın 6’ncı büyük ekonomisi olmanın keyfini sürüyor. Bu konumunu da büyük ölçüde güçlü İskoç ekonomisine borçlu. Böyle bir durumda İngiltere’nin G-7’deki ve BMGK’daki varlığı dahi sorgulanmaya başlayacak.

        İngiltere’de 2017 yılında yapılacak çok önemli referandum var. Avrupa Birliği’nde kalınıp kalınmayacağına karar verilecek. 2017’deki referandumdan “Hayır” kararının çıkıp İngiltere’nin AB’de kalması ise bugünkü referandumdan da “Hayır” çıkmasına doğrudan bağlı.

        Bunun sebebi de gayet basit. Londra’nın bugüne kadar AB’de kalmasının önemli sebeplerinden biri, birlik yanlısı olan İskoçlardı. Bugün bağımsızlık kararı alınırsa, İskoçlar İngiltere’nin AB referandumunda oy kullanmayacak. İskoç’suz yapılacak bir referandum da kuvvetle muhtemel İngiltere’nin AB’den kopuşuyla neticelenecek.

        Aynı şekilde İngiltere’nin iç siyasetinin de “Evet” kararıyla büyük bir felaketle karşı karşıya kalacağı aşikâr. Halihazırda İngiltere iç siyasetindeki dengeyi İskoç seçmenler sağlıyor. Anamuhalefetteki İşçi Partisi’nin her 4 vekilinden 1’i İskoçya’dan. İşçi Partisi her zaman için İskoçya’dan en fazla milletvekili çıkaran parti oluyor. İktidardaki muhafazakâr parti, son seçimde İskoçya’dan sadece bir vekil çıkarabilmişti.

        İskoçların ayrılması halinde muhalefetteki İşçi Partisi’nin İngiltere’de bir daha iktidara gelme ihtimali neredeyse sıfırlanacak. Bu da iç siyasette denge denen şeyi ortadan kaldıracak.

        Hasılıkelam, Londra’nın dünyanın da desteğini arkasına alarak yaptığı onca şantaj ve kara propagandaya rağmen bugün referanduma gidecek olan İskoçlar, “İngiltere’den ayrılabilir miyiz?” sorusundan ziyade “Ayrılmalı mıyız?” sorusuna cevap verecekler.

        Sonuç “Hayır” olursa da bu İskoç halkı için “bağımsızlık” rüyasının sonu anlamına gelmeyecek. Bağımsızlık düşük farkla kaçarsa, bu Alex Salmond’un başını çektiği İskoç milliyetçilerinin bağımsızlık yolunda daha da kamçılayacak. Milliyetçiler yeni referandum için tetikte beklemeye devam edecek. Bu evlilik er ya da geç boşanmayla sonuçlanacak.

        Diğer Yazılar