Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GAZETECİLİKTE “Bad news is good news-Kötü haber iyi haberdir” diye bir laf vardır. Sözün patenti kimde hatırlamıyorum, ama her kim söylediyse halt etmiş.

        IŞİD tarafından rehin alınan 49 kişinin, 101 günün ardından nihayet kurtarıldığını duyduğumda aklıma ilk gelen şey buydu.

        Milli İstihbarat Teşkilatı riskli bir işin altından alnının akıyla çıktı. Tarihine altın harflerle yazılacak ve diğer teşkilatlara da örnek olacak bir iş başardı.

        Haberi aldığımda Washington’daydım. Sonraki gün New York yolunda girdiğimiz bir dinlenme tesisinde bile MİT’in bu başarısının yankılandığına şahit oldum.

        Kahve molasında sohbet ettiğim 45-50 yaşlarında bir Amerikalı, Türkiye’den geldiğimi öğrenince yüzünde kocaman bir tebessümle “Tebrikler! Ülkeniz gerçekten çok önemli bir şey başardı, 49 insanı böyle bir örgütün elinden kurtarabildiniz, çok güzel bir haber bu!..” dedi.

        Operasyonun detaylarını bilmiyordu. İşin tek kurşun dahi atılmadan kotarıldığını anlatınca “Türk tarzı kurtarma operasyonu yani... Çok farklı olmuş gerçekten” diyerek şaşkınlığının katlandığını ifade etti.

        Amerikalının şaşkınlığını anlayabildiğimi sanıyorum. Dünya epeydir mutlu şekilde sonuçlanan kurtarma operasyonlarını duymuyordu. Yabancı istihbarat teşkilatlarının düzenlediği kurtarma operasyonlarının birçoğu, ne yazık ki rehinelerin hayatlarını kaybetmeleriyle sonuçlanmıştı.

        Sadece Suriye’den bazı iyi haberler gelmişti. Son 2 yılda İran devrim muhafızları askerleri, Lübnanlı Şii bir grup ve 4 Fransız gazeteci ülkelerine sağ salim dönebilmişlerdi. Ve her üç hikâyede de MİT önemli katkılarda bulunmuştu.

        Ancak bu seferki hepsinden farklı oldu kanaatimce. Kimseden destek alınmamış olması önemli. Başarılan iş yüzde 100 bir MİT operasyonu oldu.

        MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la küresel bir vizyon edinmeye çalışan kurum, bu operasyonla Türkiye’nin vatandaşlarını ve çıkarlarını koruma-kurtarma kabiliyetini tüm dünyaya sergiledi.

        Operasyon MİT’in son dönemde neden iç-dış mahfillerin karalama çabalarına maruz kaldığını göstermesi bakımından da manidar oldu.

        Hatırlarsanız CHP ve MHP yeni yasayla MİT’e yurtdışında operasyon yetkisi verilmesini eleştirmişlerdi. Operasyon yetkisinden yoksun bir teşkilat sınır ötesinde böyle bir etkinlik gösterebilir miydi?

        Anlayacağınız lamı cimi kalmadı artık. Ulusal güvenlik gereği bazı detaylarını öğrenemeyecek olsak da başarılı bir operasyona tanıklık ettik. Gün imkânsızı mümkün hale getirip 49 kişiyi kurtaran, Türkiye’yi ve dostlarını sevindirirken karşıtlarını da kahreden MİT’i canı yürekten tebrik etmek etme günüdür.

        O bina neden boşaltılmadı?

        IŞİD Musul’a girmeden önce birçok Türk vatandaşı tahliye edilmişti. Fırtına yaklaşırken tam bir can pazarı yaşanmış, fırsatı bulanlar Musul’dan kaçmayı başarmıştı. Ancak nedense bazı Türk şoförler ve Musul’daki başkonsolosluğumuz tahliye edilememişti.

        Yabancı bir diplomatla sohbet ederken bu sorunun cevabını aradık. Benim bu meseleye dair fikrimi öğrenmek istedi. Cevabı bilmediğimi söyleyerek şu soruyu sordum kendisine: “Kendinizi bizim başkonsolosumuzun yerine koyun. Şehirden çıkış güzergâhları çok tehlikeli. Bazı vatandaşlarınız da kentten çıkamamış. Vaziyet bu. Diplomat olarak inisiyatif sizde. Nasıl bir karar verirdiniz?

        Kendisinden aldığım cevabı hatırlayabildiğim kadarıyla aktarıyorum: “Bu tür durumlar için aldığımız talimatlar var. Ona göre davranırız. Riskli durumlarda bölgeyi en son terk edecek kişiler diplomatlardır. Diplomat tek bir vatandaşının dahi bölgede kalmadığından emin olunca kenti terk edebilir. Diplomat olarak bize söylenen budur.

        Musul Başkonsolosluğu’nun neden vaktinde boşaltılmadığını merak edenlere duyurulur.

        Diğer Yazılar