Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Seçimlerin ardından bu hafta gözler ekonomiye dönüyor. Türkiye ekonomisinde yeni siyasi dönemle birlikte yeni bir sayfa açılıyor. Ama yeni hükümetin daha zor bir ekonomik ortamla karşılaşacağı kesin. Türkiye’nin girişimiyle G20 ülkeleri tarafından oluşturulmasına karar verilen Kadın 20 (W20) ile küresel büyümeyi hızlandırmak için kadının potansiyelinden yararlanmaya hazırlanırken, seçimlerde toplam 531 kadın adaydan kaçının milletvekili olduğuna gelmeden önce siyasi partilerin kadın aday sayısında artışın bu seçimde daha iyi olduğunu söylemeliyim. Siyasi partilerde, “2011 Genel Seçim”inde 268 olan kadın milletvekili aday sayısının, “2015 Genel Seçim”lerinde 531’e yükselmesi umut vericiydi. Burada hiç kuşkusuz 268 kadın adayla tüm adaylarının % 43’ünü aday göstermesiyle HDP ilk sırayı aldı. CHP ve AKP tüm adaylarının % 18’ine denk gelen 103 ve 99 kadın adayla ikinci sırayı alırken MHP tüm adaylarının % 9’u olan 61 kadın adayla sonuncu oldu.

        KADINA ŞİDDETLE MÜCADELENİN EN İYİ YOLU NE?

        Geçtiğimiz hafta araştırma şirketi IPSOS’un dünyada kuruluşunun 40. yılı etkinliği olarak düzenlenen “Araştırmada Yenilikler 2015” konferansında yönettiğim panelde, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’ndan Esen Özdemir, IPSOS Türkiye Araştırmalar Enstitüsü’nden Semiha Feyzioğlu ve oyuncu Tuba Ünsal ile birlikte Türk kadınının toplumsal cinsiyet eşitliğinde nereye geldiğini masaya yatırdık. Maalesef sadece Dünya Ekonomik Forumu Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitliğinde 142 ülke arasında 125. sırada yer alması ile sınıfta kalıyor. IPSOS araştırmalarına göre, sorulduğunda, Türk kadınının % 80’i erkeklerinin ise % 62’si “Kadın ile erkek eşit değildir” diyor. İşin daha da kötüsü, “Kadının çalışması için kocasının rızası gerekir” diyen erkeklerin oranının % 60, kadınların ise % 54 olması. “Kadın ve erkek çocuk bakımında eşit roller üstlenmeli” diyen erkeklerin oranı % 53 kadınların ise % 66; yani çocuğun sorumluluğu ağırlıkla kadın üzerinde kalırken neden son rakamlara göre yeni istihdamın sadece % 26’sının kadın olduğu anlaşılıyor.

        Toplumsal eşitlikte kadınla erkek sınıfta kalınca kadına yönelik şiddet maalesef azalmıyor. Türk kadını duygusal, fiziksel, ekonomik, cinsel şiddet ve ısrarlı takip olmak üzere 5 farklı şiddet şeklini yaşamakla kalmıyor sorulduğunda kadınların sadece % 12’si şiddet gördüğünü belirtiyor. Yani araştırma sonuçları ve rakamlar kadın ve şiddete dair hiç iç açıcı değil.

        Panelin sonunda yasaların var olduğunu ancak uygulamada sınıfta kalındığını, Türk kadınına haklarına sahip çıkması için eğitim sisteminden aileye ve medyaya farkındalık yaratılması için pek çok çalışmanın yapılması gerektiğini gördük. Biz panelde uygulama iyileştirilsin derken, Anayasa Mahkemesi’nin dini nikâh kıymak için önce resmi nikâh kıyma şartını kaldırması kadınların daha da mağdur edileceğini gösteriyor. Umarız yeni milletvekillerimiz ve yeni atanacak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı bu konuya sahip çıkar. Bu seçimin sonuçlarından kadınların var olan haklarına ne kadar sahip çıktığını da kadın seçmenin oylarının nereye gittiğini analiz ederek görebileceğiz.

        SOSYAL PROBLEME EKONOMİK ÇÖZÜM

        Kadın 20 (W20) Başkanı KAGİDER Onur Kurulu Üyesi Gülden Türktan’ı tebrik etmek için aradığımda IPSOS’un panelinden bahsedince, kadına şiddetle en iyi mücadelenin kadının ekonomideki potansiyeline odaklanmaktan geçtiği görüşünde olduğunu anladım. Türktan’dan duyduğuma göre, diğer G20 ülkeleri, Kadın 20 başkanlarını atamaları ardından küresel büyümeyi hızlandırmak için kadının potansiyeline odaklanacaklarmış. Dünya ekonomisinde tüketimin % 65’ini sağlayan şirketlerin liderliğinin % 30’unu kadınların yaptığını göz önüne aldığımızda küresel büyümeyi hızlandırmak için kadının potansiyelinden yararlanmak çok iyi bir fikir. Kadın 20’nin bu konuda yaratacağı açılımları merakla bekliyorum.

        Diğer Yazılar