Üniversiteler bu gençlere hazır mı?

Son günlerde üniversite tercihi yapacak gençlere okumak istedikleri bölümlerini nasıl seçeceklerini anlatıyoruz. Peki Y kuşağını temsil eden bu gençler için üniversitelerin ne kadar hazır olduğunu sorguluyor muyuz? Eğitim kurumları bu gençleri ne kadar dikkate alarak programlarını oluşturuyor?

“Teknolojinin içinde doğmuş, beklentisi yüksek, aile koruması altında ama sosyal, bağımsız, sabırsız ve çok kolay sıkılan bir kuşak” olarak nitelendirilen bu gençlere acaba üniversiteler ne kadar hazır?

Çünkü onlara eski yöntemlerle bir şey öğretmeniz mümkün değil, dikkatlerini çekmek için yaratıcı olmak ve teknolojiyi çok iyi kullanmanız gerekiyor.

Forbes tarafından 1345 öğrenciyle yapılan araştırmaya göre Y kuşağı, eğitimi fiziksel ortamdan bağımsız “sanal” olarak düşünüyor. Araştırmaya katılanların yüzde 50’sine göre öğrenmek için fiziksel ortamdaki sınıflara ihtiyaç yok ve gelecekte de sınıflar sanal olacak. Üstelik araştırmalar bu gençlere yönelik eğitimin “özel” tasarlanması gerektiğini gösteriyor.

İnsan kaynakları yönetimi ve kişisel gelişim alanlarında çalışan İdil Türkmenoğlu ile Elif Duru Gönen’in bu kuşağın eğitimiyle ilgili yaptığı saptamalardan bazıları şöyle:

- Onlar kendilerine bir şey aktaran “öğretmen” ya da “akademisyen” istemiyorlar. Akademisyenden beklentileri mentor olması.

- Mutlaka onları dinleyin, isteklerine kulak verin. Mümkün olan her durumda onların süreci şekillendirmesine izin verin.

- Derslerde teknolojiyi mutlaka kullanın. Modern araçlarla eğitim görmek istiyorlar. Bu yüzden de dersleri düzenlerken konsantrasyon sağlamakta zorlanacaklarını, uzun süre birini dinleyemeyeceklerini bilin.

- Kişisel hedefleriyle yakından ilgilenin.

- Açık ve net olun. Kurumun sadece olumlu yönlerini dinlemekten hoşlanmayacaklar.

- Okulun sosyal imkânlarından söz edin.

- Hibrit karakterler oluşturun. Esneyebilecek kariyerler istiyorlar. Farklı disiplinleri birleştirin.

- İzlemeyi değil, müdahil olmayı seviyorlar, onlara katılımcı olmaları için fırsat yaratın.