Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Times Higher Education (THE) dünya üniversitelerini sıralayan önemli kuruluşlardan biri. Ancak son 2 yıldır yaptığı sıralamayla bu işi “piyangoya” döndürmüş durumda.

        Neden böyle düşündüğüme gelince; önce geçen yılın sıralamasını hatırlayalım.

        Geçen yıl dünya üniversiteleri sıralaması ilk açıklandığında dünyanın “en iyi 100 üniversitesi” arasında 85. sırada ODTÜ’nün yanı sıra Boğaziçi 139., İTÜ 165., Sabancı 182. sırada ve Bilkent 201- 225, Koç ise 301-350 bandında yer aldı. Bir önceki yıla göre ODTÜ en az 116, Boğaziçi 60, İTÜ 36, Bilkent 21 sıra birden yükseldi. Sıralamayı ilk gördüğüm anda tıpkı bu yıl olduğu gibi “THE sıralama kriterlerini değiştirmiş olmalı” diyerek THE Editörü Phil Baty’ye nedenini sordum, “Kriterlerde değişiklik yok” dedi.

        Türk üniversitelerine sıçrama yaptırmada 2 bilim insanına 2013’te Nobel Fizik Ödülü kazandıran Higgs Bozonu’yla CERN’deki araştırmalarla ilgili yayımlanan makalelere yapılan binlerce atfın etkili olduğu anlaşıldı. Başta ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ olmak üzere 13 Türk üniversitesi CERN’de yürütülen çalışmalarda yer alıyor ve dünyanın önemli bilim insanlarıyla ortak makale yayımlıyordu. Gerçi bu makalelerin bazılarında binlerce imza vardı. Örneğin birinde 5 bin 154 imza vardı ve 33 sayfalık araştırmanın 24 sayfasını bu imzalar, 9 sayfasını da bilimsel yayın oluşturuyordu.

        Geçen yıl “Higgs Bozonu Türk üniversitelerini sıçrattı” başlıklı bir yazı yazarak üniversitelerin neden yükseldiğini anlattım. Bu yılın sıralaması daha açıklanmadan önce kriterlerin değişeceğinin işaretini Baty vermiş ve bol imzalı makalelerin de atıfların da dikkate alınmayacağını söylemişti.

        Sıralamayı gördüğümde de değişen tek kriterin “bin imzanın üzerindeki makalenin dikkate alınmaması” olmadığı ortaya çıktı. Ama sadece bu kriterin bile atıf havuzundan 19 bin 627 atfın çıkarılmasına yol açtığını da unutmayalım.

        Önemli bir değişiklik THE’nın 2011’den bu yana kullandığı Thomson Reuters veri tabanı yani Web of Science (WoS) yerine iki kat makalenin hatta raporların tarandığı, İngilizce dışında başka dilde yayınların da olduğu Scopus’a geçmesi. Scopus sıralamada yayın başına atıf (cpp) yerine toplam atıf sayısını dikkate aldı. Bu da Türk üniversitelerine en az yüzde 10 puan kaybettirdi. WoS, “atıf puanlarında” ülke ortalamalarına göre ayarlama yapıyordu. Bir kurumun yayınlarının aldığı atıfların ülkedeki toplam atıf sayısına göre değerlendirilmesini sağlayan “bölgesel modifikasyon” Scopus yayın ve atıf verilerinde kullanılmadı ve sıralamaya yansıtılmadı. Sıralamanın bir ölçütü olan “tanınırlık anketi”nde ise Kuzey Amerika’nın ağırlığı yüzde 25’ten yüzde 18’e düşürülerek Güneydoğu Asya’nın etkisi artırıldı.

        İşte tüm bu kriterler geçen yıl ‘sıçrayan’ Türk üniversitelerine ‘düşüş’ olarak geldi. Tartışmalı biçimde geçen yıl kullanılan kriterler gibi bu yıl değiştirilenler THE sıralamasını bir “piyango”ya dönüştürdü. Bu sene Türk üniversiteleri kaybetti, ama kimbilir seneye kriterler değişirse “büyük ikramiye” çıkabilir.

        Diğer Yazılar