Bu yıl baraja tüm üniversiteler takılacak
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) mühendislik ve mimarlık okumak isteyen gençler için getirdiği yeni baraja bu yıl KKTC üniversiteleri de takılacak. Bu da mimarlık, hukuk, mühendislik ve tıp alanlarında öğrenim görmek isteyen ama baraja takılan öğrencilerin KKTC’ye kaçışını önleyecek.
YÖK, geçen yıl ilk kez üniversite tercihi yapacak öğrenciler için iki fakülteye tıp ve hukuka başarı sırası barajı getirdi. Tıp okumak isteyenler puan türünde yani MF-3’te eğer ilk 40 bin, hukuk fakültesine gitmek isteyenler ise TM-3 puan türünde ilk 150 bin başarı sırasının altında kaldılarsa bu iki bölümü tercih edemedi. Ancak bu uygulamadan KKTC’deki üniversiteler muaf oldu. Tıp ve hukuk okumak istedikleri halde Türkiye’deki baraja takılanlar da bu nedenle KKTC’ye gitti.
Bu yıl baraj genişletilerek içine mimarlık ve mühendislik programları da alındı. Ziraat, su ürünleri ve orman mühendislikleri hariç mühendislik fakültelerine girmek isteyen öğrenciler ilgili puan türünde yani MF-4’te ilk 240 bin başarı sırasında olmazlarsa bu bölümleri tercih edemeyecek.
Mimarlık fakültesi öğrencileri için de başarı sırası barajı geçerli olacak. Henüz mimarlık okumak isteyenlerin takılacağı baraj belli değil. Önümüzdeki günlerde bu bölüm için de geçerli olacak baraj açıklanacak.
Ancak geçen yıl tıp ve hukukta barajın geçerli olmadığı KKTC üniversiteleri için bu yıl aynı uygulama geçerli değil. Bu kez baraj onlar için de geçerli. Tıp ve hukuk fakülteleri için geçerli 40 bin ve 150 bin başarı sırası barajı bu yıl KKTC üniversitelerini de kapsayacak.
YÖK aslında her yıl iki bölümle “baraj” getirerek lisans tercihi yapabilmek için gereken 180 puan şartını da sessizce kaldırıyor. Bildiğiniz gibi öğrencilerin lisans programlarını tercih edebilmeleri için Lisans Yerleştirme Sınavları’nda (LYS) 180 puan almaları yeterli. Ancak YÖK, bazı programlarda başarısı düşük öğrenci istemiyor. “İnsan yaşamını etkileyen bölümler” denilerek, bazı programlar için yeni baraj puanları getiriliyor.
Oysa sınav başarısı düşük öğrencilere belli programlar yasaklanmak yerine önce sorunun asıl kaynağına inmek yani lise eğitiminin nasıl bu kadar başarısız olduğunu araştırmak gerek. Öğrenmeleri gereken konular “öğretilmeden” bu öğrencilerin nasıl olup mezun olabildiklerini ve nasıl “öğrenmenin ve öğretmenin” gerçekleşemediğini sormak gerek.
Öğrencileri cezalandırmak yerine onlara öğretemeyen sistemin sorgulanması ve cezalandırılması daha etkili bir çözüm olur.
