Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Toplum olarak nedense eleştiriye hiç tahammülümüz yok. En ufak bir eleştiri ile karşılaştığımızda hemen savunmaya geçip, sinirlenip hemen yasaklama yoluna gidiyoruz. Oysa eleştiri eksiklerimizi görüp onları düzeltmemiz için yapılan bir değerlendirmedir. Hatalardan ders alırız, eksiklerimizi görüp onları gidermeye çalışırız.

        Neden mi bunları yazıyorum?

        Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Hilmi Çolakoğlu’nun Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) sonuçlarında Türkiye’nin 72 ülke arasında 50’nci sırada yer almasıyla ilgili Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) yaptığı değerlendirmelere verdiği tepki yüzünden.

        Milli Eğitim Müdürlüklerine bir yazı gönderen Müsteşar Yardımcısı şöyle diyor:

        “2017 yılında ERG tarafından tüm birimlerimize gelecek görüşme, veri talebi, işbirliği teklifi, toplantı davetlerine icabet edilmeyerek MEB stratejisinden sorumlu kişi olarak tarafıma yönlendirilmesini önemle arz ve rica ederim.”

        Bazı STK’ların bakanlığın iyi niyetini yanlış yorumladıklarını dile getiren Çolakoğlu’na göre bu STK’lar “Hiçbir pratik faydası olmayan, saygı ve sevgi sınırları içinde tanımlanamayacak üsluba yöneliyor. Bunlar bilhassa günümüzde milletin devletine olan güven ve itibarını aşındırmaya, öğretmen, öğrenci ve velilerde karamsarlık ve kötümserlik oluşturmaya yönelik bir niyet yükleniyor”.

        REKLAM

        14 yıldır eğitim alanında veriye dayalı ve bakanlığın da aralarında yer aldığı paydaşlarla birlikte çalışan ve eğitim alanında dikkat çekici raporlar sunan bir sivil toplum kuruluşu Eğitim Reformu Girişimi (ERG), PISA’daki Türkiye’nin durumu ile ilgili yorum yaptığı için “bu iyi niyeti yanlış anlıyor ve kötüye kullanıyor”.

        Çolakoğlu, yapılan eleştirileri bilimsel ve araştırmalara dayalı bulmadığını söyleyerek, sürekli bakanlığı eleştirdiğini bu yüzden de 2017 yılından itibaren bu STK’nın davetlerinin hiçbirine katılınmamasını belirtiyor; söyleyerek, “tüm taleplerin kendisine yönlendirilmesini” istiyor.

        Dün bu yazıyı gazetecilerden öğrenen ERG yöneticileri ise şaşkındı. 14 yıldır en önemli paydaşlarının MEB olduğunu söyleyerek eleştirilerin tek amacının her zaman olduğu gibi, eğitim sistemini birlikte daha ileriye taşımak olduğunu vurguladılar. ERG’nin varlık nedeni kuruluşundan bu yana dile getirdikleri gibi “Çocuğun ve toplumun gelişimi için eğitimde yapısal dönüşüme nitelikli veri, yapıcı diyalog ve eleştirel bakış yoluyla katkı yapmak” olarak açıklayan yöneticiler şöyle konuştu:

        REKLAM

        “Eğitimde karar süreçlerinin veriye dayalı olması, paydaşların katılımıyla gerçekleşmesi, her çocuğun kaliteli eğitime erişiminin güvence altına alınması yapısal dönüşümün ana unsurlarıdır. Çalışmalarımızı Türkiye’nin önde gelen 17 vakıf, üniversite ve şirketinin desteğiyle sürdürüyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 14 yıldır ülkemiz için masanın etrafında beraber oturduğumuz en önemli paydaşımızdır. MEB ile her zaman veri temelli, tarafsız ve diyalog odaklı bir biçimde iletişimi sürdürmek için azami gayret gösterilmiştir. Ülkemizin kutuplaşmış ve güven eksikliği olan eğitim tartışmaları alanında MEB’in birçok politikası- nı kamuoyunda desteklenmiş, eksik kalan ve gelişmeye açık alanlar da her zaman dile getirilmiştir. Bu doğrultuda çalışmaya ve başta MEB olmak üzere eğitimin tüm paydaşlarıyla iletişime ve işbirliğine açık olmaya devam edilecektir.”

        Diğer Yazılar