Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MİLLİ Eğitim Bakanlığı’nın özel okullarda okuyan öğrencilere yönelik teşvik düzenlemesinden bu yıl 250 bin öğrenci yararlanacak. Dershanelerden özel okullara dönüşen kurumları da kapsayan bu teşvikler arasında okul öncesi eğitim de yer alıyor. Çocuklarını özel okula gönderecek 48-66 ay arasındaki 50 bin öğrencinin velisi de 2 bin 500 TL alarak bu teşvikten yararlanabilecek. Devlet okul öncesi eğitimi teşvik için özel okullara yıllık 125 milyon TL ödeyecek.

        Bu destek “okul öncesi” eğitimi ne kadar teşvik eder bilinmez.

        Ancak bakanlığın yapacağı çok küçük bir düzenlemenin okul öncesi eğitimde okullaşma oranlarını kesin artıracağını söyleyebiliriz. Bu da devlete ait anaokulu ve anasınıflarında ücret alınmaktan vazgeçilmesi. Yani okul öncesi eğitimin ücretsiz olması. Çünkü aylık ortalama 50-200 TL arasında değişen ücretler İstanbul’da belli bölgelerdeki okullarda öğle yemeği de veriliyorsa aylık 600 TL’ye kadar çıkabiliyor.

        Ekonomik olarak sınırlı kaynaklara sahip birçok aile ise bazı okullarda ayda 50 TL bile olsa bu ücreti ödemek istemiyor. Oysa öğrenciler arasında eşitsizliği gidermenin en doğru yolu, başta düşük ekonomik ve sosyal profile sahip ailelerin çocuklarına bu eğitimi aldırmaktan geçiyor. Dünyanın birçok ülkesi bu eğitimin önemini anladığı için okul öncesi eğitimi de yasayla zorunlu kılıyor. Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) raporuna göre de Danimarka, İsrail, Lüksemburg, Macaristan, Polonya, Slovenya, Arjantin, Meksika ve Uruguay okul öncesi eğitimi zorunlu tutan ülkelerden sadece birkaçı.

        PISA’ya Türkiye’den katılan 15 yaşındaki öğrenciler arasında 1 yıl ya da daha az bu eğitimi alan çocukların ortalama puanı hiç okul öncesi eğitim almayanlara göre ortalama 42 puan daha yüksek. Yine Türkiye’de okul öncesi eğitimden yararlanan ve yararlanmayanları 1982’den 2004’e kadar izleyen başka bir çalışma bu eğitimi alanların daha uzun süre okulda kaldığını, çoğunun üniversiteye gittiğini ve daha yüksek statülü işlerde çalıştığını gösteriyor.

        Kısaca okul öncesi eğitime yapılacak her yatırım ülke ekonomisine de kazanç olarak geri dönüyor. Çocuklar sadece sağlıklı ve başarılı yetişkin olmuyor. Bu eğitim, orta ve uzun vadede tüm toplumu etkileyen sosyal ve ekonomik kazançlar sağlıyor. Okul öncesi eğitimin maliyetleri ile yararlarını karşılaştıran bir başka çalışmaya göre yararı maliyetinin ortalama 7 katı. Yani 1 TL’lik yatırım size orta ve uzun vadede 7 TL olarak dönüyor. Aynı yatırımın geri dönüşümü bir hayvancılık projesinde 1.62, bir çimento fabrikasında 2.27 TL.

        ERG ve ACEV’in hazırladığı rapora göre ise 5 yaş grubunda olup gelecek yıl okula başlayacak her 10 çocuktan 4’ü bu eğitimi alamayacak.

        Eğer Türkiye okul öncesi eğitimin bir lüks değil de zorunluluk olduğunun farkına varabilirse özel okullara teşvik verdiği gibi devlet okullarında da bu eğitimin ücretsiz olmasını sağlar ve yasayla da zorunlu hale getirir

        Diğer Yazılar