Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2 gün sonra Dünya Diyabet Günü. 14 Kasım, yeryüzündeki yarım milyar insan için çok önemli bir tarih.

        Her yıl insülini keşfeden Banting’in doğum günü olan 14 Kasım’da dünyanın 180’i aşkın ülkesinde çeşitli etkinlikler düzenlenir.

        Amaç, dünyanın başındaki en ciddi sağlık sorunlarından biri olan diyabetle mücadele için toplumun bilinçlendirilmesi. Bu nedenle 14 Kasım giderek dünyanın en büyük farkındalık platformlarından biri haline dönüştü.

        ‘MAVİ HALKA’ UMUDUN SİMGESİ

        Diyabetin amblemi “mavi halka”. Mavi umut, halka ise birlik demek. 14 Kasım günü dünyanın tüm metropollerinde, şehrin sembolü olan binalar, tarihi eserler maviye boyanacak.

        Mavi halka amblemi Birleşmiş Milletler’in 2006 tarihli toplantısında kabul edildi. Bu toplantıda çok önemli bir karar daha alındı. Birleşmiş Milletler tarihinde tüberküloz, sıtma, AIDS gibi dünyayı tehdit eden üç hastalıktan sonra tüm üye ülkeler bu kez giderek yayılan diyabet tehlikesi nedeniyle uyarıldı.

        Dünya bakterilerle, virüslerle, bulaşıcı hastalıklarla gelen salgınlarla mücadele etmeye alışık. Ancak ilk kez bakterisi, virüsü olmayan ama tüm dünyada hızla yayılan bir hastalıkla karşı karşıyaydı ve bu hastalıkla mücadele ve önleme yöntemleri konusunda neler yapılması gerektiğini sağlık otoriteleri henüz yeterince bilmiyordu.

        Çünkü diyabet, insanlığın kendi geliştirdiği yüksek teknolojiden kaynaklanan, beslenen ve büyüyen bir hastalık.

        DİYABET YÜKSEK TEKNOLOJİDEN BESLENİYOR

        Yüzyıl önce otomobiller dünyada yaygınlaşmaya başlayınca toplum bilimciler ve ekonomistler bunun dünyada atlı taşıma sektörünü olumsuz etkileyeceği ve petrolün ön plana geçeceği gibi iki önemli sonucu olacağını öngörüyorlardı.

        Gerçekten otomobillerin yaygınlaşmasıyla dünyada ulaşım ağı kolaylaştı ama hiç kimse özellikle sağlık planlamacıları bu yeni refah aracının insan sağlığını global olarak olumsuz etkileyeceğini tahmin edemedi.

        Bir süre sonra bilgisayarların kullanılmaya başlanması, internetin çalışma hayatına girmesi, akıllı telefonların, iPad’lerin kolay erişilebilir olması, iş hayatının e-mail üzerinden yürütülmesiyle insanlığın yaşam şekli değişmeye başladı.

        İş saatleri 8 saatten tüm güne yayıldı. Resmi çalışma saatlerinin dışında kalan uyku dışındaki tüm zamanları e-mail trafiğiyle düşük yoğunluklu yeni bir çalışma mesaisi aldı ve doğal olarak da iş yaşamının içindeki stres tüm güne yayıldı.

        Bu teknoloji fırtınasının insanlığa bedeli çok ağır oldu. Tüm günü kapsayan, stresli bir o kadar da hızlı yaşamda insanlar kendilerine ayıracak zamanları, dinlenme saatlerini ve giderek beslenme zamanlarını yüksek teknolojiye teslim ettiler.

        MİLLİ FAST-FOOD DİYABETİ TETİKLİYOR

        Yüksek teknolojinin yarattığı yeni iş modelinin tüm güne yayılması ve hızlı yaşam özellikle beslenme alışkanlıklarını değiştirdi, öğün şekli ve beslenme modeli yerini fast-food’a bıraktı.

        Amerikan tipi fast-food’lar; burger, sosis, cips, kızarmış patates, kolalı içecekler, tüm dünyada obezitenin sorumlularından birisi olarak görülür ama ülkemizde Güneydoğu Anadolu mutfağından kaynağını alan lahmacun, dürüm, kebap, baklava diğer adıyla bizim milli fast-food’umuz yüksek karbonhidratlı, yağlı ve diyabetojenik.

        Türkiye profiline bakıldığı zaman diyabet oranının Güneydoğu mutfağının hâkim olduğu bu bölgede diyabet oranı çok yüksek.

        Sonuçta giderek daha fazla fast-food ve ağır yemeklerle beslenen ve teknolojiyi çok seven bir toplum olarak Türkiye’de diyabet patladı.

        TÜRKİYE’DE DÜNYA ORTALAMASININ İKİ KATI

        Toplum olarak spor ve aktivite karnemiz zayıf özellikle de son 20 yılda akıllı telefonların, iPad, televizyonlardaki dizi ve programların patlamasıyla daha hareketsiz bir toplum haline geldik. Diyabet hızla artmaya başladı.

        Türkiye’de diyabet ortalaması, dünya ortalamasının iki katı. Avrupa’nın üç katı. Diyabet artış hızı açısından Avrupa’da birinciyiz. Ülkemizde diyabetli nüfusu 10 milyon kişiyi aştı.

        Bu kadar yaygın bir hastalık olan diyabet iyi tedavi edildiği zaman insanın yaşam kalitesini ve süresini bozmuyor. Ama diyabet kontrol altına alınmadığı zaman agresif bir hastalık oluyor.

        Diyabet dünyada ilk ölüm nedeni olan 8 hastalıktan 6’sının birinci derecede sorumlusu.

        Bu kadar önemli olan bu hastalığı önlemek, kontrol altına almak da kolay. En önemli nokta dikkatli, planlı ve programlı olmak.

        YAŞAM BOYU DİYABET OLMAMANIN YOLLARI

        Diyabet açısından riskli gruptaysanız diyabet sizin için bir kader değil sadece birkaç önlem sizi yaşam boyu diyabet olmaktan korur.

        - Hızlı yemek ya da fast-food artık dünyamızın bir gerçeği. O zaman evde kendi sağlıklı fast-food’unuzu hazırlayın. Tam tahıllı, çavdarlı ekmek, peynir, yeşillik ile hazırlanmış bir sandviç, yanında bir kâse salata ve ayran yeterli. Sandviçinize soğuk et de koyabilirsiniz.

        Bunu hazırlamak zor mu, hayır. Malzemeyi önceden almışsanız 3-5 dakika, taşımak ayıp mı, hayır. İngiltere’de kendi sandviçini hazırlamak bir kültür, hem de daha sağlıklı.

        - Kendinize bir adımsayar alın ve yürüyün. Otomobil uzun yol içindir, kısa mesafeler için yürümeyi tercih edin. Günlük hedefiniz 10 bin adım olmalı. Bu çok mu fazla, hayır. 10 bin adım 6 kilometrelik bir mesafe eder, bu da günlük 1-1.5 saatlik aktivite demektir.

        Günde 22.5 saat oturup 1.5 saatlik bir aktivite hiç de zor olmasa gerek. Bunu vücudunuza saygı olarak alın.

        - Akşam yemeğinden kahvaltıya kadar iş, mesai ve e-mail’lerinizi kapatın, ertesi gün patronun sitem etme ihtimali olsa da emin olun çok mutlu olacaksınız. Kendinize e-mail’siz, mesajsız, bir zaman ayırın. Yürüyün, müzik dinleyin, kitap okuyun.

        Diyabetin ana nedenlerinden biri olan stresi azalttıkça daha sakin daha enerjik ve daha aktif bir insan olacaksınız.

        - Sakın kilo almayın, ideal kilonuzun en fazla % 10-15 civarında dolaşın. Kilo almamanın en önemli iki kuralından biri aç kalmamak.

        Akşamüstü mutlaka küçük bir sandviç, ayran, kahve alın ki akşam yemeğinde kontrollü olasınız. İkincisi, tatlıdan beyaz undan yapılmış her şeyden uzak durun, tam tahıllı, yüksek çavdarlı, tahıllı ekmek yiyebilirsiniz. Yemeğe salata ile başlamak çok önemli. Salata yemeklerin glisemik indeksini düşürür, emilimini yavaşlatır, kan seviyesinin yükselmesini ve insülin hormonunun uyarılmasını önler.

        Bu sihirli 4 anahtarı uygulayın; yaşam boyu diyabet sizin için sorun olmayacak.

        Diğer Yazılar