Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KARŞIYAKA

        - İşadamı Erdal Acar, Karşıyaka’nın tüm borçlarını ödeyeceklerini söyledi. Piyango gibi değil mi?

        Karşıyaka, ligi tapusunu aldığımızı düşündüğüm 9. sırada bitirmesine rağmen gelecekle ilgili piyango sponsoru nedeniyle oldukça heyecanlı ancak bir o kadar da şaşkın... Sayın Erdal Acar’ın futbola olan tutkusunu Karşıyaka ile sürdürecek olması yüzyılı aşmış olan kulübümüz için dilerim hayırlara vesile olur. Başta şaka gibi gelen yaklaşımının icraata dönüşmesi ve kulübün önünün açılması Erdal Acar ismini Karşıyaka’da en çok konuşulan konu haline getirmiştir. Söylenen rakamların telaffuzu bile bizlere ilginç gelmektedir. Kulübün çıkmaza doğru hızla yol aldığı bir süreçte anlaşılması ve muhakemesi güç olan bir ışık olmuştur. Kulübün hamisi, babası, Onursal büyüğü olan Sayın Selçuk Yaşar’ın bile hayatını verdiği kulübü için yapılanlardan ve de yapılacaklardan memnuniyet duyacağını tahmin ediyorum. Sn. Acar tarafından neden? Niçin? Ne oldu da? ve de sonrası ile ilgili sorulara verilen cevapları esas aldığımızda, Karşıyaka’yı iddia anlamında, hem basketbol hem de futbolda güzel bir sürecin beklediğini düşünüyoruz. Tabii ki bu olanlarda Karşıyaka’nın marka değerinin büyüklüğü de yadsınamaz...

        Genel kuruldan da biraz söz etmek istiyorum, o da ilginç bir süreçti... 1912 Karşıyaka Derneği Başkanı olarak yönetim kurulundaki arkadaşlarımla birlikte her 2 adayı da dinledik. Söylemler birbirine yakın olsa da seçimi Erdal Acar faktöründen ve de Mutlu Altuğ’nun konuşmasındaki yanlış stratejisinden dolayı seçimi Ali Erten kazandı. Bonkör sponsor, kulübün şansı kadar Ali Erten’in de şansı olabilir ancak parayı verenin düdüğü çaldığı futbolumuzda ne gibi zorlukların yaşanacağını da merak ediyorum. 103 yıllık kulübün örtülemeyecek, ötelenemeyecek gelenekleri asla unutulmamalı ve bunlara mutlak saygı gösterilmelidir.

        ALTINORDU

        Altınordu olağanüstü performansına rağmen Play-Off’u kılpayı kaçırdı. Ya kaçırmasaydı?

        Son maçta tüm Altınordulular gibi İzmirlilerin de üzüldüğünü düşünüyorum. Gerçekten olağanüstü bir performanstan sonra pisipisine kaçan bir Play-Off oldu. Şeytanlar vizeyi geçen hafta almalıydı, kendilerinin becerebilecekleri bir işti, olmadı, bu haftaki galibiyet bir işe yaramadı. Maalesef olmazı olur hale getiremedi. Altınordu bu performans ve form düzeyiyle Play-Off’’a gitmiş olsaydı emin olun o turnuvanın 1. si olarak geri döner İzmir’i Süper Lig’de temsil eden takım olurdu. Ne diyelim demek ki daha zamanı varmış... Ancak bu sezonun çok iyi bir deneyim olduğunu düşünüyorum. Gücü ölçme açısından hem teknik ekip hem de oyuncular ciddi bir avantaj yakaladı. Önümüzdeki sene Altınordu’yu şampiyonluğa oynayacak bir takım olarak şimdiden ilan edebiliriz. Futbol adına tüm camiayı kutluyorum.

        BUCASPOR

        - Bucaspor ligden düştü, kazansaydı yerinde kalacaktı. 2. Lig Ege ekibini nerelere götürür?

        Bence Denizlispor’dan daha iyi takımdı. Ama düştüler... Çünkü Denizlispor’un taşıdığı inanca ulaşamadılar. Kurtulma hırsı ve gayreti söylemlerde kaldı, kafalardan ayaklara taşınmadı. Son maçtaki skor hiç ama hiç yakışmadı, kurtulma şansı en yüksek takım olmasına rağmen süper ligi garantileyen rakibine karşı kırıntı kadar varlık gösteremedi, işte bunu anlamak mümkün değil... Ne söylerlerse söylesinler kızgınlığımı hafifletecek bir şey bulamazlar. Kazanırsan hayatta kalıyorsun, yenilirsen küme düşüp yok oluyor, kulübü karanlığa gömüyorsun. Tercih bu mu olmalı... Böylesi bir hayati ikileme karşı doğru dürüst direnç göstermeksizin boynunu bükmek kadercilikten başka ne olabilir ki?

        Herkes kendi kaderini çizermiş...

        MANİSASPOR

        - Manisaspor’un ligden düşeceğini kimse tahmin etmezdi. Bu kötü sonu neler hazırladı sizce?

        Son maçta kazanması onun da bir işine yaramadı. İster istemez aklın neredeydi sorusunu getirdi. Tarzanlar da klasik bir süreçten geçtiler. Kulüp olarak yaptıkları yanlışlıklar bilinen bir filmi akla getirdi.

        Yanlışların çokluğu, bozulan kulüp dengesi, ekonomik dar boğaz, siyah-beyazlıları bitiren faktörlerdi. Bir yere geldikten sonra o noktaya tutunamamak seyircinin heyecanını da yok ediyor. Manisa son dönemlerde yalnız kaldı.

        Genelden bugüne dönersek siyah beyazlı takım kendisiyle ilgili tüm kritik maçları kaybetti .

        Hiç sürpriz yapmadı. Söylemleri kağıt üzerinde kaldı. Kurtuluş için farklı bir kimlik oluşturamadı. Bulunduğu yer kritik olmasına rağmen özel bir motivasyon üretemedi. Kısaca, memur zihniyetinden uzaklaşamadı.

        Sonunda da ne ektiyse onu biçti.

        DENİZLİSPOR

        - Denizlispor’u ligde tutan nedenleri sıralamanızı istesek, en önemli olarak neyi başa çekersiniz?

        Yeşil siyahlıları kutluyorum. Özellikle son haftalarda onurlu bir mücadele sergilediler.

        Rakiplerine göre durumları daha kötü olmasına rağmen inanarak, kendilerini karanlıktan aydınlığa taşıdılar. Son haftalarda kazandıkları kritik maçları farklı kimliklerle oynadılar.

        Kurtuluş mücadelesi böyle yapılır.

        Topyekün aynı duyguları hissedeceksin, tek bir hedefe kilitlenip sahada tek bir vücut halinde hareket edeceksin. Herkes birbirinin eksiğini kapatacak ve üstüne koyarak yürüyeceksin. Rakip ayırt etmeden sadece kazanmak için oynayacaksın. Kazanmak için aklınla ayaklarını en üst düzeyde kullanacaksın, koordinasyonun eksiksiz yani tam olacak.

        Kısacası davul zurna çalmayacaksın, iş yapacaksın.

        Denizlispor’un yaptığı gibi...

        Diğer Yazılar