Seda Zeynep Köse Pisa'da
SEDA ZEYNEP KÖSE PİSA'DA
szk@haberturk.com
instagram/ tatildeyimdonucem
Tatilstil.com ile hızla devam eden İtalya tatil turumuzda, Pisa, Siena ve San Gimignano'ya gitmek üzere, Floransa'dan hareket ediyoruz. Bu üç şehirde, birbirinden özel, tarihi dokularıyla, doğal güzellikleri ile etkileneceğiniz şehirler. İlk durağımız eğri kulesi ile ünlü Pisa oluyor. Kuzey İtalya'da yer alan şehir, Pisa Katedrali ve vaftizhanenin bulunduğu "Piazza del Duomo", 1987 yılından bu yana Unesco Dünya Mirasları listesi'nde yer alıyor. Pisa'nın diğer bir önemli özelliği, ünlü bilim adamı Galileo Galilei'nin yaşamış olduğu kent olması.
Pisa'ya girdiğimiz anda bizi hayrete düşüren bir görüntü ile karşılaştık. Üzerinde Ulu Önder Atatürk'ün resminin bulunduğu Türk bayrağını görünce, hem çok şaşırdık, hem de duygulandık. Bangladeş'li satıcıların ellerinde taşıdıkları Türk bayraklarını görünce, hemen yanlarına gidip konuşmak istedim. Bizi Pisa'da şaşırtan diğer bir olayda, Türk kahvesi yapan bir İtalyan'la tanışmak oldu. Antonio, bizler için nefis birer Türk kahvesi hazırladı. Misafirperverliği, güleryüzü için buradan tekrar teşekkür etmek istiyorum. Sözün özü, aranızda Türk kahvesi tiryakileri varsa, Pisa'da bu özleminizi giderebilirsiniz. Türk kahvesi 3 euro.
Gelelim Pisa kulesine. İtalya'da daha önce ziyaret edemediğim nadir noktalardan biri olduğundan, bu eğriliği ile nam salmış, kuleyi görmek heyecan verici olmadı değil. Evet kule eğri, tarafımdan da onaylanmıştır. Kulenin hikayesine gelince. Pisa kulesi, üst üste binmiş, 6 yuvarlak sütundan oluşuyor. Kulenin yüksekliği 56 metre ve kuleye çıkmak isterseniz, 294 adet basamak tırmanmak zorundasınız. Pisa kulesi, inşasının tamamlandığı tarih itibari ile, güneye doğru eğilmeye başlamış, bunun nedeni ise, temelindeki yumuşak zeminde oluşan çökme imiş. Kule ile ilgili bir ilginç bilgi daha paylaşayım; aslında Pisa kulesinin yapılış amacı, Pisa şehrinin gücünün ve zenginliğinin bir sembolü olması. Kule, Cenova ve Venedik'e rakip olarak yaptırılmış. Pisa kulesinin önündeki klasik fotoğraf çekimlerinin ardından (ben yapmadım), Campo dei Miracoli yani “Mucizeler Meydanı”nda yer alan Pisa Katedrali (Duomo di Pisa), Vaftizhane (Baptisterio) ve Anıt Mezar'ını (Camposanto) görüyor ve bir sonraki durağımız, San Gimignano'ya doğru yola çıkıyoruz.
San Gimignano'ya giden yol, rüya gibi. Havanın da güzel olması bu masalsı şehri çok daha çekici kılıyor. Siena'ya bağlı bir komün olan San Gimignano, etrafı surlarla çevrili, bir Ortaçağ kasabası. "Ortaçağın Manhattan"ı olarak adlandırılıyor. Öyle huzurlu, öyle güzel bir lokasyon ki; orada kalasınız geliyor. San Gimignano'da, Unesco Dünya Mirasları Italya listesinde bulunan şehirler arasında hemen belirteyim.
Tatilstil.com'u ziyaret etmek için tıklayınız
Kuleler şehri San Gimignano'da görmeniz gereken önemli noktalar arasında, Sant'Antigo Kilisesi, Palazzo Comunale, Piazza del Cisterna ve Erbe Meydanı yer alıyor. Bu arada, yemek yiyecek olursanız; Trattoria Rigeletto'da yiyin. Küçük, şirin ve nefis İtalyan lezzetleri tadabilirsiniz. Bir başka alternatif ise, dilim pizza. Bir çok pizza dükkanı var, hepsinin pizzaları da leziz.
Hiç ayrılmak istemeyerek, bu özel şehre veda ediyor; benim İtalya'daki en favori şehirlerimden biri olan Siena'ya geçiyoruz. Siena Toskana bölgesindeki şehirlerden biri ve şehrin tarihi merkezi de, Unesco Dünya Mirası Listesi'nde. Bu mistik şehir, İtalya'nın, en çok turist çeken şehri.
Siena'ya vardıktan hemen sonra, Piazza del Compo meydanına doğru ilerliyoruz. Eski ve içindeyken başka bir dünyadaymış hissi veren Siena sokakları, gerçekten görülmeye değer. Hep söylerim, dünyanın en güzel, kaybolanası sokakları diye. Evlerin renkli panjurları, pencere önündeki çiçekler, bu sokakları daha da keyifli kılıyor.
Piazza del Duomo'da bulunan ve İtalya'nın en önemli gotik yapılarından biri olan Siena Katedrali'ne varıyoruz. Katedral, aynı zamanda, ülkenin ve dünyanın en seçkin dini yapıları arasında yer alıyor.
Görkemli yapının kabartmalı, heykellerle süslenmiş olan duvarları nefes kesiyor. Piazza del Campo meydanı, Siena'nın en ilgi çeken nokatalarının başında geliyor. Bu meydan, etrafında, geleneksel olarak, her sene şehir mahalleleri arasında düzenlenen at yarışları yani Palio yarışları açısından da ünlüdür.
Meydanda yer alan, Siena Palazzo Pubblico yani Belediye Sarayı, 13. yüzyılda kamu binası olarak inşa edilmiş, gotik bir yapı. Siena San Bernardo vaazının sergilendiği yapı, tamamen kırmızı tuğlalar kullanılarak inşa edilmiş. Meydanda tüm haşmeti ile karşılıyor sizi ve gün batımında en güzel halini görebiliyorsunuz. Siena'da görmeniz gereken diğer bir nokta, tarihi merkezdeki “Via di Fontebranda Sokağı”. Meydanda yer alan kafelerde, Siena'nın yöresel mutfağına ait özel tatlar deneyebilir, bir kahve molası verebilirsiniz.
Siena'da hava kararmaya başlarken, bizde yavaş yavaş dönüş yoluna geçiyoruz. Gezimiz, Bologna ve Venedik'le devam edecek. Karnaval coşkusunu yaşamak için, takipte kalın.
Tatilstil.com'u ziyaret etmek için tıklayınız
