Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fenerbahçe zaferleri önemlidir; yelkenleri rüzgarla doldurur. Ama F.Bahçe galibiyeti başta Prandelli olmak üzere G.Saray takımına olmaması gereken bir özgüven getirmiş. Prandelli, Fener maçına kağıt üstünde 4-3-3 dizilimli Olcan’ın sol beki kovaladığı bir taktikle çıkmış; yetinmemiş ceza alanı önünde kümelenmiş ve savunma mantığı ağırlıklı başlamıştı. F.Bahçe buna rağmen daha hakim gözükmüş ama fazla sayıda net pozisyon bulamamıştı. Ama aynı Prandelli Dortmund karşısına 4-1-2-1-2 çıktı. Hata 1: Dortmund’u Fenerbahçe’den daha az tehlikeli bir takım olarak görmek.

        Hata 2: Dünyanın topla en hızlı çıkan takımına karşı tandemin önünde tek başına Melo’yu; sağına ve soluna bellerini döndüremeyen Hamit ile Selçuk’u koymak.

        Hata 3: Pandev’i, üstelik 2. santrafor olarak oyuna başlatmak.

        Oysa Prandelli tipik bir İtalyan hoca gibi 4’lü savunma önüne kanatları da kapatan ve DzemaliÇolak gibi rakiple temas kurabilecek oyuncular tercih etmeli; klasik 4-4-1-1 ile sahaya çıkmalı; savunma ağırlıklı ve tempoyu düşük tutan bir oyun planıyla başlamalıydı. Ama işte o gaz bir kere geldi mi akıllı düşünemiyorsunuz. Maç öncesi “yenersiniz” ilelerle, maç öncesi omuz omuza toplanmalarla olmuyor. Daha 5. dakikada Dortmund gazı aldı. Öne geçti mi Real Madrid’i bile çırak çıkaran Dortmund için maç o anda bitti aslında. Gerisi bireysel yetenekler ve yeteneksizlikler silsilesi.

        Maça başlangıç stratejisi; rakip analizi ve sahaya sürülen 11’in yapısı itibariyle dünkü ağır mağlubiyetin en büyük sebebi Prandelli’dir. Ama elbette İtalyan hoca iyi bir plandoğru bir 11 ile çıksa bile G.Saray’ın Dortmund’u yenmesi çok ama çok zordu. Çünkü kabul edelim ki korkunç yetenek farklarını her Avrupa rakibine karşı görüyoruz. Bizim oyuncularımız sürekli rakiplerinin kucağında aldıkları topları geriye oynamak zorunda kalırken Dortmund’lular hızlıca kalemize aktı. İlk golü düşünelim, Reus’un sol açıktan alıp, Sneijder hariç istediğiniz oyuncuyu koyun; arka direkte Aubameyang’a o pası hiçbir oyuncumuz atamazdı. Gerçek budur. Kalite farkı tabelaya yansıyor işte böyle. G.Saray için bundan sonra tek mantıklı hedef Anderlecht maçından 3 puan alıp Avrupa Ligi’ne katılmaktır.

        PAS OYUNCUSU BİTTİ

        Pas oyuncularının devri bitti. Topu al; 40 kere dürt, sağa sola ayak içi pas ver futbolcusunun devri bitti. Reus gibi; Mkhitaryan gibi; İlkay gibi Kagawa gibi dripling yapabilen ve elbette hızlı pas verebilen oyuncular devri artık.

        KALİTE FARKI ÇOK

        Gökhan Gönül dahil Piszczek’in 2. goldeki ortasını yapabilecek sağ bekimiz var mı? Aslında stoper olan, dün sol bek oynayan Sokratis gibi Reus’a aşırtma pas atabilecek bir tane stoperimiz var mı? Bıraktım önemli isimlerini, Dortmund’un bekleri bunlar. Avrupalı ile kalite farkımız uçurum boyutuna gidiyor.

        Diğer Yazılar