Kocaman gelirse Yeniçeriler kalır
ÖNCE Aykut Kocaman’ı ‘kafalayıp’ Daum’u yediler. Bu konuda başkanlarını ikna ettiler. Sportif Direktör iken Daum’un; sağ beki Önder Turacı; sağ kanadı Deniz Barış ile Kazım olan kadrosuna ‘yeterli’ diyen Kocaman, teknik adam oldu. Deniz- Turacı-Güiza-Kazım’lı kadroyu ‘yeterli’ gören Kocaman, 3 yılda 27 oyuncu transfer etti. Dile kolay, 91 milyon Euro sadece bonservis ödetti. Menajer komisyonları, oyuncu alacakları dahil 3 yılda Fener’i 140 milyon Euro’luk yaptı. 2 kez şampiyon olmuş; 2 kez son maçta 1 gol eksikliğiyle kaçırmış Daum’un yerine gelip rekor harcama yaptıran Kocaman; 1 kez şampiyon oldu; 2 kez de şampiyondan 10 puan fark yedi. Hep söyledim; HARCAMA=VERİMLİLİK kıyasında dünyanın en pahalı 2. antrenörüdür kendisi.
Kocaman; geldiği günden beri yemeye çalıştığı Alex’in (Başkan da itiraf etti sonunda) insanüstü performansı ile kazandığı tek şampiyonluğu ve ilk Türkiye Kupası zaferini unutup 3. yılda dahi olsa “Alex’i bitirme planı”nı devreye soktu. Ali Yıldırım’ın açık desteği ile belli oyunculardan oluşan ‘Yeniçeri’lerin yardımıyla başkanı mecbur ettiler. Alex gitti. Tıpkı Daum’un Kocaman’a kurban verilmesi gibi başkan bir kurban daha verdi. Sonra 4 kez istifa eden; Emre’yi de ‘kurbanlıklar’ listesine koyup amacına yarım sezonluk da olsa ulaşan Kocaman, sezon sonunda yine istifa etti. Ama Daum ve Alex’i yerken yanında olan ekibinin çıt’ı çıkmadı. Ali Yıldırım da zaten ondan önce gitmişti.
Sonra Ersun Yanal geldi. ‘Yeniçeri Ocağı’ yine kazan kaldırdı. Kocaman’la haftada 2 gün idman, kalan günler ‘lay lay lom’a alışmışlar; Yanal’ın ağır çalışma şartlarına isyan ettiler. Başkan son 5 yıldır ilk kez doğru bir şey yapıp hocasının yanında durdu. Ligin ilk yarısında F.Bahçe oyun mentalitesiyle tribünlerini mest; fizik gücüyle rakiplerini pert etti. Ama Yeniçeri’ler durmadı. Sürekli başkana şikayet ettiler. Şampiyonluk göründüğünde; Yanal’ın “Gelin tarihe imza atalım. Puan ve gol rekoru kıralım” teklifine; ‘Hoca perşembe-cuma idman; pazar maç yeterli’ dediler. Nihayet Yanal’ı yiyip yeniden az idman; rahat düzen içinde yorulmayacakları, saçma sapan yana pas oyununu uygulatacaklarını düşündükleri İsmail’i pompaladılar. Eh haliyle olmadı tabii. Başkana sürekli hatalar yaptıran ekibin yönetim temsilcisi Ali Yıldırım geri döndü. ‘Yeniçeri’lerin yabancı olanı gitti. Ama “Alex’i biz yedik” diyen; Daum-Yanal’ı yollayan; başkanlarına “bunları yönetiyorum” imajı verdirip aslında kendileri başkanı yöneten bu ekip olduğu yerde duruyor. “Futbolcuya Dayalı Düzen” yıkılmaz ise bu takımdan seneye de bir şey olmaz, sonraki seneye de... Şimdi okuyoruz ki Ali Yıldırım yine Kocaman’ı istiyor. Eğer yeniden Dünyanın En Pahalı 2. Antrenörü ile çalışılacaksa, F.Bahçe yine bir sürü transfer yapar ve bu kez UEFA FFP dolayısıyla Avrupa yasağı gelir. Daha da önemlisi yeniçeriler yine istediğini alır. Ama bu kez ‘yenilecek kelle’ sadrazamların değil, bizzat padişahın kendisininki olur!
ÜLKER'İN SON TATLISI GODİVA
Ülker, F.Bbahçe ile sponsorluğunu bitirdi. Murat Ülker’in rahatsız olduğu 3 konu var:
1- 15-20 milyon Dolar’lık anlaşma yapıyoruz, hep daha fazlasını veriyoruz.
2- Kulüp taahhüt ettiği bütçeyi katmadığı gibi, verdiğimiz paradan voleybol takımına v.s harcama yapıyor.
3- Geçen sene G.Saray final serisindeki çirkinlikler ortada. “Kendi yaptırdığım salonda locama gelemeyeceksem ne işim var benim” dediğini biliyorum.
Dolayısıyla birikmiş rahatsızlıklar sonunda Ülker ismini çekti. Ama Murat Bey, çok sevdiği F.Bahçe’sinin basketbol takımına son ‘tatlı’ hediyesini vermeye hazırlanıyor. Bu sene takıma forma sponsoru olarak Godiva ismini vermeyi planlıyor. Hem de 16 milyon Dolar’a. Anlaşma an meselesi. Tabii yönetim bu 16 milyon Dolar’ı başka şubelere de ayıracaktır. Ülker de “Artık karışmıyorum. Ben daha ne yapayım” diyecektir!
