Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇTİĞİMİZ haftalarda bu köşede “Fenerbahçe, bu kötü mali tablosuyla bu kadar transferi nasıl yapıyor?” diye sormuş ve “Ya maden buldular ya da finansör” demiştim. Kulağıma çalınanlar o ki; Fenerbahçe’nin gelecek yıldan itibaren 2 büyük sponsoru olacak. Biri inşaat firması olan Emaar, diğeri de büyük Fenerbahçeli Murat Bey’in Ülker’i...

        Ülker’i zaten biliyoruz. Ataşehir Ülker Arena’ya ismini veren firma, basketbol sponsorluğundan çekildi. Ama basketbol takımının formasına 16 milyon Dolar karşılığı Godiva ismini vermek istiyor. Bu anlaşmanın 2 yıl olması öngörülüyor. Ama Ülker’in tek destek fikri bu değil. Stadyumun isminin de Ülker olması muhtemel. Ayrıca forma ön reklamı da pazarlık dahilinde.

        Diğer talip ise Dubai menşeili gayrimenkul firması olan Emaar. Emirates’in de hissesinin bulunduğu Emaar’ın Türkiye’de yatırımları var. Halihazırda Soyak Grubu ile yaptıkları yeni projenin tanıtımı için de iyi bir tanıtım fırsatı olacağını düşündüklerinden Fenerbahçe’nin hem stadına hem de formasının ön tarafına talipler. Duyduğum, 150 milyon Dolar’lık bir bedelle 10 yıllık sözleşme istedikleri. Emaar’ın Türkiye Ceo’su Ozan Balaban’ın ciddi bir Aziz Yıldırım muhalifiyken Yıldırım listesinden seçime girmesi ve hatta A.Ş.’nin yönetimine de dahil olması açıkçası beni şaşırtmıştı. Sebebi Emaar’ın bu işbirliği arayışıymış belli ki. Öte yandan Aziz Bey her iki sponsorunu da işin içine dahil etmeyi planlıyormuş. Bana göre 18 yıllık başkanlık hayatında en büyük başarısı ‘para vermek isteyen herkesi’ kırmadan, dökmeden onları da asgari müşterek de memnun ederek ‘oyuna dahil etmek’ olan Aziz Bey’in her iki firmayla da anlaşabileceği söyleniyor. Stat ismi Ülker’de olursa forma sırtı reklamı da Ülker’de kalır, formanın ön reklamı Emaar olabilir. Tersi de mümkün. Tabii bu rekabet Fenerbahçe’ye maddi katkı olarak geri dönecek. 150 milyon Dolar’ın artması ya da 10 yıl yerine 5 yıl yapılması söz konusu olacak.

        Nani’ler; Van Persie’ler, işte bu nedenle rahat telaffuz ediliyor. Tabii ki uzun vadeli sponsorluk sözleşmelerinin bir transfer döneminde harcanması-temlik edilmesi ‘geleceği satmak’ olarak değerlendirilebilir. Ama Yıldırım’ın hiç kredisinin kalmadığı bir ortamda bu tür harcama kaynağını ‘geleceğe matuf yatırıma’ kullanmasını beklemek de hayalcilik olur.

        Demirören’den sonra TFF Başkanı Terim olur

        Yıldırım Demirören, 4 yıllığına yeniden federasyon başkanı seçildi. Hayırlı olsun. Sonucu çok belli yarışa tek aday olarak girdi ve kazandı. Herkesin söylediği gibi “60 imza, yüzde 20 baraj şartı demokratik değil” meselesi ilk mali kongrede çözülür. Baraj iner.

        Ama TFF Başkanlığı’nın popülaritesinin kaderi bundan böyle 297 delegenin elinde değil; TBMM’deki 550 yeni vekilin elinde. Eğer Süper Lig A.Ş.’nin; TFF yerine yayın ihalesi yapması; TBMM tarafından yasalaşırsa 2017’deki ihaleden sonra TFF Başkanı’nın popülaritesi de önemi de azalacaktır. Koca koca iş adamları bu makam için yarışmayacaklardır. Çünkü yeni ihale şartları uyarınca parayı yükselten veya düşüren, parayı dağıtan kurum Süper Lig A.Ş. olacağından güç de o kurumun başındaki isimde olacaktır. Yüzde 4’e düşmüş ihale payı ile TFF; kendi mali yapısını ancak döndüren, eğitimlerini, hakem ücretlerini ödeyen ve asıl işi organizasyon ve milli takım olan bir yapıya bürünecektir. Bana göre Demirören yönetimi mevcut iktidarları döneminde tesisleşmeleri tamamlar, sonra da ihale katkı payı yüzde 4’e düşmüş; işi organizasyon ve milli takım olan bu yapıyı devreder. O zaman bu görev için Fatih Terim aday olabilir ve yeni TFF başkanı seçilir. TBMM’den yasanın geçmesi halinde bu iddiamın arkasındayım. Moda tabirle “At FAV’a bekle” diyelim...

        Diğer Yazılar