Bize ne ego savaşınızdan!
Bülent Bayraktar ile Hande Sümertaş, Marsilya’da gazetecileri fısır fısır “Bunlar paracı, kumarcı, şerefsiz...” diye haber sızdırdı. Bu Arda ve ekibinin iddiası. Yine Arda ve ekibine göre Fatih Hocaları bu ekibi basına sattı.
Terim’e göre ise “bunlar adam değil”. Bu ekip Apo’yu (Abdullah Avcı) yediği gibi Terim’i de yemek istiyor. Sonuçta akıl oyunları falan derken, psikolojik savaşı kaybedip tüy diken Arda oldu. Yara almasına ve yıpranmasına karşın Terim şu anda ellerini avuşturmuş, “Ben demedim mi bu adamlar adam değil diye” diyordur herhalde.
İyi de bana ne sizin ego savaşınızdan! Ahmet’ten, Mehmet’ten Ayşe’den, Zehra’dan milli takımı sevmesini bekliyorsunuz, ama biriniz hoca, diğeriniz kaptan olarak derdiniz, ego savaşınız. İyi de bizim umurumuzda değilsiniz ki! Milletin umurunda olan, milli takım ve o takım ile gururlanmak. Epeydir bu takım ile gururdan çok utanç duyuyoruz. Şimdi Arda’yı ‘bitiren’ Terim’i göreceksiniz ki “babacan” tavırlı edalara bürünecek ve en kısa sürede geri çağırmanın yollarını arayacak. Alın takımınız sizin olsun. Siz milli takımı bırakıyorsunuz ya, milletin bir kısmı çoktan bıraktı zaten, haberiniz yok!
NE ‘ADAM’LIK AMA!
ÖNCE YAP SONRA GERİ VİTESE TAK
Fatih Terim dedi ki; “Bunlar milletten özür dilemezlerse bir daha kadroya almayacağım. Bundan sonra bu formayı şerefle taşıyanlar giyecek...” Özür falan dilemedikleri gibi Arda “Ya ekibimi de çağır ya da ben de gelmiyorum” dedi. Seve seve hepsini çağırdı. İmparator usülü geri vitese takmayı öğrendik! Kendine sürekli ‘Adam’ diyen tayfanın, tespihçi biatçı tufeylinin lideri Arda gece saat 03:00’te 65 yaşında adamın yakasına yapıştı ve onu uçağa alanın anasına karısına sövdü. Kendisini tutanlara da ‘tutmayın beni’ numarasını yaptı. 12 saat önce anasına karısına sövdüğü adamlara sonra “Başkanım ve hocam” dedi. Barça usülü geri vitesi de böylece öğrenmiş olduk!
TEK ULUSLARARASI BAŞARI ARDA’NIN MI?
Arda’nın yaptığının yenilir yutulur olmadığını bilen bir takım dangozlar özür mözür kısmını hiiiç gündeme getirmeden sadece şu kriteri önümüze çıkarıyorlar: “Arda gibi kaç tane uluslararası markamız var?” O mafyoz, dangoz ve ktipyozlara soruyorum; Fazıl Say için; Orhan Pamuk için; Yılmaz Güney için; Mehmet Okur için bunları söyleyebilir misin? “Bunlar gibi kaç uluslararası markamız var?” diyebilir misin? Nuri Bilge Ceylan ve Fatih Akın isimlerini hiç duydun mu? O zaman bu ‘uluslararası başarı’ kriteri geçerli değildir. Çok sevdiğiniz o içi boşalmış ifadenizle söyleyeyim: Adam gibi deyin ki ‘Yanlış da yapsan biz senin yanındayız kardeşim...’ Ama sizin için Barça’da oynayan kanka önemli.
ET MİSİNİZ BALIK MI?
Arda sizin için Terim’e “Ya hepimizi çağır ya da ben de gelmiyorum” dedi. Peki siz ne yapacaksınız? “Terim varken biz yokuz” diyebilecek misiniz, yoksa ‘her koyun kendi bacağından asılır’ı mı tercih edeceksiniz? 62 yaşındaki adam dövmeye kalkışılırken “Burası tam yeri” diyen Caner efendi başta olmak üzere hepinize soruyorum: Et misiniz balık mı? Göreceğiz!..
