Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        * Almanya’dan yetişmişlerin biri, diğer ikisinin kaldığı odayı basıyor, yanında getirdiği ‘mafyoz kankisi’ odadakilerden birinin ağzına silah sokuyor... Yatağın altına saklanmak zorunda kalan; Almanya’da TV’de bu olayı milyonlara anlatıyor.

        * Maç başlamadan oyundan çıkan ve stadı terk eden kaleci, adı esame listesine yazıldığından tekrar stada çağrılmak isteniyor. Kimse ulaşamayınca o an o takımda olmayan kulüp takımından arkadaşından yardım isteniyor. O arkadaş kaleciyi stada getirirken yanında ‘mafyoz kılıklı’, güvenlikçi adı altında birtakım hergeleleri getiriyor. Hergeleler gazetecilere saldırıyor, gazeteciler bunları bir güzel dövüyor.

        * Futbolculardan biri kamplardan birine gelir ve “O kara nerede o kara?” diye oda basmaya kalkar.

        * Takımın hocası futbolculardan bazılarını ‘formaya layık olmamakla’; ‘halktan özür dilemeyi gerektirecek olaylara karışmakla’ ve ‘şeref-haysiyet’ gibi ciddi kelimelerle suçluyor. Sonra zamanında kaleciyi stada geri getiren eski bir futbolcudan yardım isteme ayağına yatıp kaptanı arıyor ve “Seni çağıracağım” diyor; kaptan da “Ya hepimizi çağır ya ben de gelmiyorum” deyince seve seve halkın önüne attığı oyuncuları geri çağırıyor.

        * Aslen hocasını psikolojikman dövmüş olmasına, savaşı kazanmış olmasına rağmen kendini çok büyük gördüğünden olsa gerek hırsını yenemeyen kaptan, uçakta babası yaşında gazeteciye saldırıyor. Üstüne o gazetecinin şahsında para babası başkanın da hocasının da anasına karısına sövüyor. İki çalışanı arasında siyaseten daha güçlü olduğunu düşündüğünü tercih eden başkan, 62 yaşındaki adamdan “Dava açmamasını” istemekle kalmayıp yediği küfürleri de yiyip yutuyor.

        * Daha önce stadı terk eden kalecinin bir başka gazeteci ile kavgasında ‘yancı rolünü oynayan’ delikanlı sol bek (!) uçaktaki kavgada da yancı rolünü kimseye kaptırmıyor.

        * Olayı çıkardığı esnada küfürleri gökyüzünü aşan kaptan, 12 saat kadar sonra basın toplantısında “Başkanımız ve Hocamız” diyor.

        * Sadece 11 sıra arkasındaki olayı duymadığını iddia edip kendisine ve ailesine ağır derecede küfürler edilirken ‘fair-play’ ödülü alan hoca, bir yazlık beldeden diğer bir beldeye teee 320 km yolu mafya gibi mekan basmaya gidişini “Ailem...” kelimesiyle açıklamaya çalışıyor.

        “Yine olsa yine yaparım” diyerek kebapçı baskınını “aile - şeref - onur” ile açıklarken uçakta 50 metre ötesinde kendisine edilen küfürleri duymadığını iddia ediyor. Öne sürdüğü “kadına taciz” konusu ise basmaya çalıştığı mekan sahibi tarafından yalanlanıyor.

        Bilin bakalım bu hangi takım? Haa bir de bu kadar rezaletin sorumlusu günde 50 bin lira kazanıyor.

        Sonra bize de diyorlar ki “Bu sizin takımınız...”

        Hadi oradan siz de be!..

        ZÜLFİKAROĞLU RAHATSIZLIĞI

        Bana göre TFF’nin en temel taşı, Riva’nın hakimi, profesyonel ekiplerin lideri, başkanın kankası Cengiz Zülfikaroğlu, Demirören’e kırılıp 17 günlük telefon kapattığı tatilden dönmüş dönmesine de sıkıntısı sürüyormuş. Hem kendisinin ‘taca çıkarıldığını’ düşündüğünden hem de “hakkında ciddi şikâyetlerin artışından” olduğu söyleniyor. Demirören ile Zülfikaroğlu’nun arasına kara kedi girmişse bu işin 2 sonucu olabilir:

        A- Demirören’e “Bu Cengiz’i gönder” baskısı varsa ve sonuçta Züfikaroğlu giderse sırada Demirören vardır. Bu kesindir. Şu kesin kuraldır: Birini yemek istiyorsanız en yakın adamını yer ve onun koltuğuna kendi adamınızı koyarsınız.

        B- Zülfikaroğlu bazı uygulamalardan ya da atamalardan rahatsız olup geri çekilmiş olabilir. Her iki durumda da Demirören TFF’sinin başından beri en kritik isminin rahatsızlığı TFF’de cicim aylarının çoktan bittiğini gösterir.

        Diğer Yazılar