Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Zenit, Fenerbahçe'den daha iyi bir takım değil. Genel olarak aradaki farkı yaratan unsur hücumcu kalitesi.. Biz Zenit deplasmanında 'Boş Beleş Baş Parmak' Ayuv ile santrfor olarak çıkarken; rakip 2 farklı santrforu iki kanat forveti ile destekleyen 4'lü bir hücum hattı ile karşımızdaydı.

        Daha maç başlamadan yenik duruma düşüldü. Hasan Ali ve Jailson'un ortak hatasından gol geldi. Sonra bir toparlanır gibi olduk ama bal yapmayan arı şeklinde.

        Bu esnada Dzyuba ile rakip alanda top tutabilen; Serdar ile de akın yapabilen basit ama etkili bir hücum planı vardı. Nitekim topla driplingle gidebilen, teknik kapasitesi yüksek olmakla beraber harika yükselebilen İranlı adaşım yine HAK'ın hatasından 2'yi buldu. İlk yarıdaki 2 gol de pozisyon hatasından değil bireysel hatalardandı. Ama biz de harika bir bireysel beceri ile golü bulduk.

        2. devrede Ersun Yanal'ın şu ana kadarki olumlu etki eden tek değişikliği Tolgay ile yapıldı. Bu devrede Tolgay'ın devreye girmesi ile oyun üstünlüğü F.Bahçe'ye geçti. Temsilcimiz bir ara Zenit'i paralize etti ama yine pozisyon bulunamadı. Nitekim Moses ve M.Topal'ın yine bireysel hatasıyla 3. golü yedi F.Bahçe. Bu gol vuruşu dışında çerçeveyi bulup da gol olmayan sadece 1 top vardı zaten.

        Slimani'nin son dakikadaki bloklanan şutu dışında yine üretemeden maçı bitirdik.

        Ersun Yanal'ı çok fazla suçlayamam. Sadece bu kez başlangıç 11'ini eleştirebilirim. Bir de Moses konusunda bir formül üretmesi gerektiğini söyleyebilirim. Bu oyuncu kendisine biçilen bir rol olmadığında doğaçlama oynuyor ve tüm İngilizler gibi "Al götür.." modeli ile oynuyor. Pas oyunu esnasında Zenit oyundan düştü ama Moses de düştü. Adeta 10 kişi bir oyunu, Moses başka bir oyunu oynuyor gibiydi. Yanal'ın bu isimle ilgili bir formül üretmesi ve ona kesin hatlarla çizilmiş bir rol belirlemesi gerek.

        Bunun dışında bu tur geçilse bile santraforu ve kalecisi olmayan takım en fazla 1 tur sonra elenirdi.

        Dolayısıyla fazla üzülmeye gerek yok. Kadro bu.. Santrafor yok, kaleye gelen 4 toptan 3'ü de gol oluyor. Volkan varken de Harun varken de..

        İşin gerçeği şu.

        İsmail Köybaşı - Alper Potuk - başkanın favorisi Ayuv ve Slimani gibi isimlerin Fenerbahçe'ye bir faydaları yok. Bence ligde artık bu isimlerin de olmayacağı Soldado ve Moses üzerine kurulu bir hücum stratejisi ve dar kadro ile kalan maçlarda gereken puanları almaya odaklanılmalı. 25-26 kişilik kadrolara gerek yok. 16-18 kişilik odaklanmış bir kadro ile kalan 11 maça çıkılmalı. Sene sonunda da Kaleci-Stoper-8 Numara-Golcü bir forvet (10 ya da 9.5 numara) ve adam gibi santrafor'dan oluşan omurga kurulmalı.

        Elbette bu 5 tane çok ama çok önemli transferi Comolli-Batur/Ömer kliki'nin yapmaması gerektiğini söylememe bile gerek yok. Bu kliğin seneye kulüple tek işlerinin getirdikleri çöpleri temizlemek ile ilgili olmalı.

        Diğer Yazılar