Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Aklıselim sahibi herkes Fenerbahçe'ye açık operasyon yapıldığına hemfikir. Aklıselim olmayanlarla işimiz olmaz. Lakin aklıselim olsa da bu işi bir maçlık feveran zannedenler için, bir kısım Fenerbahçeli için yazıyorum bu yazıyı.. Yukarıdaki kriterlere uymayanlar okumayabilir.

        Fenerbahçe 2011'de o gün muteber, bugün terörist olarak nitelenen bir organizasyon tarafından bitirilmeye çalışıldı. O günün muteberleri, muktedirleri kendilerinin de ifade ettiği gibi ilk kez bir toplumsal tepki ile karşılaştılar. Onların Karlofça Anlaşması idi bir nevi.

        Fenerbahçe o dönem tarihin en önemli şampiyonluğunu kazandı. Sonra otobüsüne tam profesyonel bir suikast girişimi yapıldı. Sonra Ali Koç'un Ersun Yanal'lı 2. sezonunda Trabzonspor-Alanyaspor maçlarında açık bariz operasyonlarla ligden koparıldılar. Yani 2011 3 Temmuz'dan bu yana bitmeyen bir kin ve saldırı var Fenerbahçe'ye karşı. Artık Fenerbahçe'nin buna tahammül edecek bir sabır tanesi bile kalmamıştır. F.Bahçe'ye mevcut müesses nizamın açıkça biçtiği rol şudur:

        "Sen bizim bu adi, rezil, kirli düzenli sistemimizi besleyen 2-3 ana sütundan biri ol. Ama seni ara ara döveceğiz o zaman da sus otur. Çünkü sen buna müstehaksın.."

        3 Temmuz'da bile istenilen şuydu: Fener küme düşürülmesin ama eli ayağı kesilsin..

        O günden bu yana değişen bir tavır yok. El ayak kesilmiyor belki ama dayak atılıyor. Artık bu saçmalığa, zorbalığa daha fazla tahammül etme dönemi bitmiştir.

        Fenerbahçe'nin sürekli tekmelenen, yıpratılan bir taşıyıcı sütun olmasının zamanı geçmiştir. Fenerbahçe kendi isteğiyle taşıyıcı sütunu olduğu sistemi yıkmasının zamanı gelmiştir.

        Bile isteye kendi rızasıyla küme düşmeyi tercih etmelidir.

        Fenerbahçe, Konya ve Alanya maçlarına çıkmayarak küme düşmeyi garantilemeli ve artık kendisini istemeyen bu sistemi yıkma yolunda ilk adımı atmalıdır. Fenerbahçesiz Süper Lig'i bir görelim.. 100 milyon dolar seviyelerine düşen yayın ihalesini bir görelim.. Havuz sistemini bir görelim.. Ülkede futbol ne kadar kalıyor bir görelim.. 1. lig mi fazla izleniyor hala kaldıysa Süper Lig mi bir görelim..

        Bana kalsa Fenerbahçe'nin ligden çekilmesi daha şık bir hareket olur. 1 seneliğine küme dışı kalmaktansa en az 4-5 sene üst seviyede olmaması sonucu ülkede 2.5 kulüp kalır. Biz de yepyeni ve adil bir düzenle yeniden başlarız.

        Ancak bir yöntem daha var. Fenerbahçe eğer bir sürü sebepten ligden fiziken çekilemiyorsa o zaman ülkeden göç eden binlerce beyaz yakalı gibi kendisine Avrupa'da başka bir yaşam arasın.

        Hull City'yi alıp Fenerbahçe yapsın. Championship'ten başlasın. (İngiltere'de mümkün)

        Fransa'dan bir takım alıp ismini Fenerbahçe yapabilir. (Fransa'da mümkün)

        Yukarıdaki örnek Hollanda'da da mümkün..

        İspanya'da da..

        Sadece Almanya'da bir kulübün yüzde 49'unu alabiliyorsun.

        Hatta ve hatta Fenerbahçe bizzat kendi ismiyle, başka liglere başvurabilir ve o liglerde oynayabilir. Yeter ki başvurduğu lig kabul etsin. Kabul etmediler mi satın alma yoku açık. Bu arada yönetim kurulunun yurtdışından takım alma izni var.

        Haa burada ne olacak? İsmi Fenerbahçe olan bir takım hala varolacak. Lakin buradaki takıma hiç yatırım yapmayacak. 8.'lik ile 12.'lik arasında rekabet edecek, ağırlıklı gençlerin oynayacağı yıllık bütçesi 3-4 milyon Euro'luk bir takım oluşturabilirsin. "Alın işte oynamaksa bu adi, kirli, rezil sisteminizden çıkmıyorum, liginizde de oynuyorum. Artık bu nasıl ligse.." dersiniz..

        Taraftarı, Fenerbahçe'sini Fransa liginde, İngiliz liginde, İspanya liginde izlesin. Buradaki takım, rekabette olmadığını bildirsin. Bakalım kendisini istemeyen sistem bu şekilde ne kadar ve ne şartlarda devam ediyor?

        Sistemi yıkmadan bu işten kurtuluş yok. Son dönemlerin maalesef ki popülerleşen tamlaması gibi;

        "Türkiye bir büyük takım kaybeder, Avrupa orta sınıf bir takım kazanır"

        Günün birinde bu adi sistem gerçekten yıkılırsa kesin dönüş düşünülür.

        Diğer Yazılar