Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gökhan Töre ve çevresindekilerin kurşunlanması hadisesi 2 farklı açıdan ele alındı hep:

        1- Şehir magandalığı.

        2- Futbolcunun o saatte barda ne işi var?

        Her iki konu başlığı da doğrudur ve tartışılması gerekir. Ben bu iki konuyu kısaca geçip asıl söylemek istediğime değineceğim.

        Bir kere bireysel silahsızlanma bu ülkede artık şarttır. Geriye bir tek okul basıp çocukları tarayan psikopat ergenlerimiz eksik kaldı.

        Evet bir oyuncunun sakatlığa en açık olduğu an; maçtan sonraki saatlerdir. Futbolcular bir maçın ardından, üstelik ertesi gün 11:00’de idmanı varken sabaha karşı saat 05:00’te gece kulübünde olamaz. Bu konuda Beşiktaş Kulübü, oyuncularına; F.Bahçe de Emenike’ye para cezası vermelidir. Gelelim asıl sorulması gereken sorulardan bazılarına: Sinan Engin, Beşiktaş’ın menajeri olsa tam 8 oyuncu maç gecesi; ertesi gün idman varken gece kulübünde olabilir miydi? Sinan Engin, Beşiktaş menajeri olsa 8 oyuncu bara gitse; Sinan Engin’in olaydan haberi, 5 dakika sonra mı olurdu sabaha karşı 05:00’te vukuat olduktan sonra mı?

        Sinan Engin, Beşiktaş menajeri olsa oyuncular izinsiz bir şekilde kulübe gitse önce masalarına meyve; sonra da “yarım saat sonra kalkın” diye mesaj gider miydi?

        Sinan Engin, Beşiktaş menajer olsa herhangi bir şehir magandası, Sinan Engin’in menajerliğini yaptığı oyunculara ‘sıkabilir’ miydi? Sinan Engin, Beşiktaş menajeri olsa oyunculara direkt sıkan ve hala bulunamayan şahıs yarım gün içinde bulunur muydu? Sinan Engin menajer olsa Veli ve Jones böyle bir vukuatın bir gün sonrasında Cihangir’de gezmeye çıkabilirler miydi? Sinan Engin menajer olsa olaydan sonraki basın toplantısında “gitmişler, ne yapayım” mı derdi; yoksa “ben gönderdim. Sorumluluk benim” mi? Sinan Engin Beşiktaş menajeri olsa bu kadar sakatlık olur muydu? Gece dışarı çıkma hastalığı bu kadar olamayacağından neredeyse hiç sakatlık olmaz mıydı? Sinan Engin menajer olsa Sezer Öztürk barda bıçaklansa; Fernandes 2 kez dayak yese; Oğuzhan ağzında sigara ile fotoğraf verse ve nihayet Beşiktaş takımının yarısı kurşunlanma olayıyla kaybedilecek noktaya gelse biz ne derdik?

        * * *

        Üzgünüm. Türkiye gerçeği budur. Her takıma Sinan Engin-Abdürrahim Albayrak gibi isimler Türkiye şartlarında ‘gerek şart’tır. Önder Özen bu ülkede futbolu çok iyi bilen 10 kişiden biridir. Benim gözümde harika bir futbol adamıdır. Ama ‘futbolun diğer unsurları’ konusunda açıkça sınıfta kalmıştır. Ya Sinan Engin gibi bir menajer göreve getirilmelidir ya da Önder Özen de bu konularda uzmanlık edinmelidir. Çünkü futbol; bilhassa Türkiye’de asla sadece futbol değildir.

        Passolig’i bırakın Adalet Bakanlığı’na bakın

        Diyelim ki Passolig’i aldım. Herhangi bir statta doğu tribünü B Blok F sırası 137. koltuktan bilet aldım. Sahaya da para attım. Nasıl tespit edilecek? Kamera sistemi yok ki!

        Diyelim ki tespit edildim. Statlara giriş yasağı olan 3.250 kişiden biri oldum. Ama her maç günü karakola gidip imza vermesi gerekip de imza atmaya gitmeyen yaklaşık 3 bin kişiden biri oldum. Hatta sahaya inip futbolcu tekmeleyen holigan gibi bir de derbiye gittim. Ne olacak ki? Cezai yaptırımı yok! Futbolda şiddetin önlenmesi için futbol ailesi üzerine düşenin yüzde 90’ını yapmıştır. Sorun devlet sorunudur; otorite sorunudur. Tekerlekli basketbol maçında engellilerin sandalyesini kıracak kadar gözü dönmüş adamlar holigan değil, teröristtir. Ne oldu onlara? Türkiye’de futbolda şiddet bundan sonra ancak ve sadece polisi (dolayısıyla İçişleri Bakanlığı’nı) ve savcıhakimleri (dolayısıyla Adalet Bakanlığı’nı) ilgilendirir. Her şiddet olayı bu iki kamu görevlisi topluluğunu ve bu bakanlıkları ilgilendirir. Gerisi ha Passolig’dir ha Hassolig..

        Diğer Yazılar