Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SÜPER Kupa geride kaldı. Maçtaki çirkinlikler; zırvalıklar, genel notu ‘zayıf’ olabilecek futbolun önüne geçtiğinden takımların teknik analizi bugüne kaldı. Önce bir teknik direktörü daha büyük teknik adam yapan kriterlere bakıp F.Bahçe ve İsmail Kartal’a dönelim.

        Dünyada tüm teknik adamlar 3 kriterden mesuldür:

        25 oyuncuyu sevk ve idare.

        Genel bir oyun planı ve taktik strateji belirleme.

        Fizik kondisyon-sağlık sisteminin düzgün işleyişi.

        ‘İyi teknik adam’ı sıradanlardan ayıran ise bu 3 maddeyi başarıyla uygulaması ve 4. kriter olarak eklenen oyun içindeki hamle yeterliliğidir. Ama ‘Büyük Teknik Adam’ olacaksanız hem 4 maddeyi uygulayabileceksiniz hem de maçlara ve rakibe göre strateji belirleyeceksiniz. Ayrıca hücum aksiyonlarında ‘özgürlük’ ve bireysel yetenek dışında çalışılmış farklı metotlar uygulayabilmelisiniz.

        ***

        Fenerbahçe çok uzun süredir ‘Büyük Teknik Adam’lar ile çalışmadı. İsmail Kartal ise bu seviyede tecrübesiz. Kartal ilk resmi maçında “Yanal ve Kocaman” karışımı bir sistem ile oynattı takımını. Ne Kocaman dönemi kadar bolca ve lüzumsuzca baygınlık veren yan pas oyunu oynattı ne de Yanal dönemi kadar tempolu, çok adamlı hücum etkinliğine başvurdu. Yanal maç başlar başlamaz şok pres isterdi; Kocaman’ın presle işi olmazdı. Kartal, zaman zaman şok pres uygulattı; zaman zaman top çevirtip aktif dinlenme yaptırdı. Yanal 2 beki de hücuma gönderirdi, Kartal biri çıkınca diğerini orta çizgiye yakın bekletti. Kocaman savunma hattını kale çizgisine kadar gömülü bekletir; Yanal orta çizgiye çıkarırdı. Kartal ikisinin ortası bir yol buldu. Kartal bu şekilde devam edecekse Yanal dönemindeki kadar pozisyon zenginliği yakalayamaz ama hücum aksiyonları Kocaman dönemi kadar da kabız kalmaz.

        Öte yandan Yanal dönemi gibi sıklıkla gol pozisyonu vermez; Karabük deplasman maçı gibi maçlarda beraberliği cepte tutmayı tercih eder. Bu bir stratejidir. Kartal bu şekilde yola çıkmayı tercih edebilir. Takım kendisine inandığından; başkan arkasında olduğundan ve bir hocaya daha ‘tü kaka’ deme lüksü kalmayan oyuncular ile çalıştığından kimya notu hep iyi olur. Ama Yanal döneminin en önemli unsuru olan fizik kaliteyi düşürmemesi gerekiyor. Çalışmayı fazla sevmeyen; Yanal’ı da çok çalıştırdığı için ‘sevmeyen’ oyuncu grubunun ‘salması’na izin vermemeli. Atletico Madrid’deki halinden bile daha fit gözüken Emre de, zayıflamış Volkan da Yanal idmanı yediler. Kartal’ın bu seviyeyi koruması şart. Yani fizik dersinden sınıfı geçmeli. Gelelim matematik’e. Yani rakip hamlesine karşılık vermeye. Emre kendisi çıkmak istemiştir. Alves-Kadlec değişikliği mecburiydi. Meireles de iki de bir yerde kalınca 3. değişiklik için uzun süre beklemesi doğaldır.

        Ama G.Saray’ın takımının üstüne gelmeye ne niyeti ne gücü varken 60’lı dakikalarda Webo’yu oyuna sürmesi daha doğru olurdu. Çünkü sadece Webo stoperlerin arasına girebilir ve kanat forvetlerini bekleriyle baş başa bırakabilir. Emenike topu alacak; yüzünü kaleye dönecek; bir rakibini geçecek; 2.’si gelecek onu da geçecek v.s. v.s... Oysa Webo, Sow’un yerine dahil olsa sağ tarafa evrilecek ama aslında 9.5 numara oynayacak Emenike de daha etkili olurdu. Ha keza Alper’e daha fazla hücum özgürlüğü de tanınabilirdi. Çünkü takımda dripling yapabilen tek orta saha oyuncusu o. Dripling ve çalıma karşı henüz bir savunma sistemi geliştirilmedi. Kartal, oyun içinde rakibin oyun planlarına göre hamle yapma konusunda tam bir fikir vermedi. Karabük ve Trabzon maçları hocanın ‘matematik’ notu hakkında fikir verecektir.

        HAFTAYA:PRANDELLİ 3’LÜ SAVUNMAYA DÖNMELİ

        Diğer Yazılar