Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SIRBISTAN’IN başkenti Belgrad’dayız. Mehmet Ali Aydınlar ve Acıbadem Sağlık Grubu yetkilileri ile oturuyoruz. Hürriyet Spor Müdürü Mehmet Aslan, Milliyet’ten Tayfun Bayındır, Vatan’dan İbrahim Seten, Sabah’tan Murat Özbostan ile az sonra imzalanacak sponsorluk törenini bekliyoruz. Arkamızda bir grup sohbette. Partizan Basketbol Kulübü Başkanı Predrag Daniloviç ve ekibi töreni bekliyor. Az sonra Kızılyıldız Basketbol Takımı Başkanı Nebojsa Covic arz-ı endam ediyor. İki grup birbirlerine bakmıyor ve selamlaşmıyor. (Bir yerlerden “Aynı bizdeki gibi” dediğinizi duydum!)

        Biraz ara bilgi: Partizan ve Kızılyıldız kuruluşlarından beri ezeli rekabette. Futbol ve basketbol takımları ayrı kuruluşlar. Basketbol başkanı, futbol kulübünde de yönetici aynı zamanda. (Hani Ünal Aysal da bu yapıyı istiyor ya!) 14 Haziran 2014’te bu iki kulüp karşılaşmış. 3. çeyrek sonunda taraftarlar ve oyuncular dahil herkes birbirine girmiş. Hakemler salonu boşaltmış, diskalifiye edilen oyuncular nedeniyle son periyodu Partizan 2; Kızılyıldız 4 oyuncuyla oynamış. (Bizde hiç olmayan şeyler!!) Bu maçtan 3 ay sonra ülkede kimsenin bir araya getiremediği 2 başkan, ilk kez aynı masayı paylaşacak. Aydınlar ortada; sağında Daniloviç, solunda Covic. İkisi de birbirine bakmıyor. Bu arada hatırlatalım; bahsettiğimiz ülke bizim gibi şiddetle yaşıyor ama sporda bizim gibi başarısız değiller. Törenden 2 gün önce basketbolda dünya 2.’si olmuşlar. Milli takımı karşılayanlar arasında Partizanlılar da var Kızılyıldızlılar da. Yani iş milli takıma gelince birbirini öldürmek isteyenler bile bir araya geliyor. (Alın size bir mesaj daha!)

        Törende Daniloviç, ”Acıbadem gibi bir dünya markası ile sözleşme imzaladıkları için çok mutlu olduklarını” ifade ediyor. Kızılyıldız Başkanı Covic ise Acıbadem’in Kızılyıldız Futbol Takımı’nın da sağlık sponsoru olduğunu hatırlatıp, “Basketbol takımının da sponsorunun Acıbadem olmasını istediğini” söylüyor. İmzalar atılıyor, tören, zoraki bir el sıkışmayla bitiyor. Bu kısacık törende bir kez daha anlıyoruz ki ‘endüstriyel spor’da önemli olan sektörün korunması. Çünkü biliyorlar ki; Yugoslavya çöktüğünde yaşamışlar ki, bir sektör çökerse ne kulüpleri kalır ne de kendileri. O yüzden birbirlerini görmezden gelseler de sponsorluk masasında oturuyorlar. Acıbadem de hem bu iki dev kulübe hem de Sırbistan Basketbol Federasyonu’na verdiği sponsorlukla ülkenin 1 numaralı sporunun destekçisi olmuş.

        Törenden ayrılırken aklımızda “Bizim büyük büyük başkanlarımız sektörlerinin yok olmak üzere olduğunu ne zaman anlayacaklar?” sorusu kalıyor.

        Aydınlar QPR’ı mı Nice’i mi alsın?

        Öğreniyoruz ki Mehmet Ali Aydınlar’a neredeyse 3 ayda bir “Bizim kulübü alın” teklifleri geliyormuş. Bergamo ve Cannes kadın voleybol takımlarının tekliflerinin yanı sıra Covic de iki arada bir derede Kızılyıldız basketbol takımının fiyatını söyledi Aydınlar’a. Sadece salon spor kulüpleri değil teklif getiren. Fransa Futbol Ligi’nden Nice de teklif getirmiş. Hatta bir ara iş imza aşamasına kadar geliyormuş; Acıbadem vazgeçmiş. Kısa süre önce de Premier Lig ekiplerinden Queens Park Rangers’ten “Düşünür müsünüz?” mesajı iletilmiş. Aydınlar’ın pek niyeti yok. Ama belli mi olur; bakarsınız bir gün Premier Lig’de bir kulübün Türk sahibi oluverir.

        Diğer Yazılar