Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BÜYÜK umutlarla kurulan, çok başarılı olup kısa sürede büyük paralar kazanması beklenen bazı şirketler, kısa sürede fiilen ölü şirketlere dönüşüyor. Bunlar iflas da etmiyor, kapanmıyor da, ölü halleriyle kâğıt üzerinde yaşayıp gidiyorlar. Bunların durumunu anlatmak için yeni bir kavram üretildi. Bu tür şirketlere “zombi şirketler” deniyor.

        21’inci yüzyılın global ekonomisine özgü bir kavram bu. Çünkü zombi şirketler, daha çok internet ve dijital dünyada oluyorlar. Şu anda Silikon Vadisi’nin bu tür şirketlerle dolu olduğu ve vadinin bu zombiler nedeniyle neredeyse bir yaşayan ölüler vadisine dönüştüğü de söyleniyor.

        Arada bir duyarız ya, “Google veya Yahoo şu şirketi 10 milyar dolara satın aldı” veya “Şu yeni kurulan internet şirketi, 20 milyar dolara satıldı” diye. Bu haberler gerçektir ama çok nadiren olan gelişmeleri anlatan örneklerdir bunlar.

        İnternet dünyasında iş dalınızı ve teknolojinizi doğru seçerseniz ve iş modelinizi doğru kurarsanız, kısa sürede büyük paralar kazanma imkânı gerçekten vardır. Bunun örnekleri görüldü ve bazı gençler kısa sürede milyarderler haline geldiler.

        Zaten o dünyada herkes, kısa sürede bir Sergey Brin ve Larry Page (Google’ın kurucuları) veya bir Mark Zuckerberg (Facebook kurucusu) olmayı hayal ediyorlar. “Bunun olması imkânsız” demiyorum, ama bu örnekler kırk yılda bir olan, birkaç dâhinin kendini elverişli ve şanslı ortamlarda bulmasına da bağlı olan gelişmelerdir. Şimdilerde böylesine büyük başarılar belki olmuyor, ama bazı gençler yine de milyarlarca dolar kazanabiliyor.

        Ancak gerçekçi olmak gerekiyor, büyük çoğunluğun durumu farklı. Onlar da büyük umutlarla “Yakında büyük paralara satarız” diye şirketler kuruyorlar, yerler kiralıyorlar, personel filan da alıyorlar ancak beklenen o teklif hiçbir zaman gelmiyor. Ve bir süre sonra iş gelmediğinden, şirket makineleri ve personeliyle ağaçlar gibi ayakta ölüyor. Umutlar sürdüğünden tam da kapanmıyorlar ama yaşayan ölü haline geliyorlar. Silikon Vadisi’nde bu şirketlere “zombie startups” deniliyor.

        Ben bu zombi şirketler kavramını ilk kez, yeni başlayan şirketler hakkında New York’ta katıldığım bir seminerde duydum. Duyunca da hayli panikledim. Ben de güya yeni başlatılacak bir iş için planlar yapıyorum, stratejiler çıkarmaya çalışıyorum ya. Bu kararı duyunca aslında yapmaya çalıştığım işin ne kadar da büyük tehlikelerle dolu bir yol içerdiğini bir kez daha anladım ve ayağımı çok daha sağlam ve çok daha gerçekçi basmaya karar verdim. “Ne kadar çok öğrenirsem, bu tehlikeyi bertaraf etme şansım daha çok artar” diye düşünüyorum.

        Bu yüzden dönmek için hiç acele etmiyorum. Birçok insan merak edip, “Ne zaman döneceksin?” diye soruyor. Şans da yardım etti, dijital ve internet dünyası içinde kendime yürüyen bir düzen kurdum burada. Gereken bağlantılar da oluştu, insanları da tanıdım.

        “Bir daha böyle fırsatı elime geçiremem” diye düşünüyorum. O yüzden ne kadar fazla öğrenirsem, ne kadar farklı deneyleri anlar çözümlersem, kendimin de ileride bir zombi şirket kurucusu olma ihtimalimi en aza indiririm diye umuyorum. Hep sorulan soruya cevabım da şu: “Hedeflerimi tutturduğuma ne zaman tatmin olursam işte o gün döneceğim.”

        Pazar gününe değişiklik

        ÇOK iyi takip ettiğim ve çok da iyi bildiğime inandığım popüler kültür dünyasından bir süredir koptum. Ciddi konularda ciddi yazılar yazıyorum ve daha da kötüsü kendimi de ciddiye almaya başladım. Bu bence hastalıklı olan durumdan çıkmam gerekiyordu. Başlangıç için ilk değişikliği bu pazar gününden itibaren yapıyoruz. Bu pazardan başlayarak o gün ana gazetede değil, “Ek”te popüler kültür konuları hakkında yazacağım. Popüler kültürü ciddiye alsam da o yazılarda pazarlık eğlence sunmaktan başka bir amacım olmayacak.

        Diğer Yazılar