Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HABERLERDE fazla yer almayan, belki herkesi heyecanlandırmayan ama beni hayli heyecanlandırıp duygusallaştıran süreç bir süredir yaşanıyor. 1960’lı yıllardaki hippi hareketinin içinde yer alan isimlerin emeklilik yaşına geldikleri günlerdeyiz. Zaman ne kadar da hızlı geçiyor değil mi?

        64 yaşı ortalama olarak alıp doğum tarihini bulursanız, ortalamanın 1950 ve civarında çıktığını görürsünüz. Ve ortalama 1950 doğum yılı, hippi hareketinin yükseldiği dönemde onun içinde yer almanız, içinde yer almasanız bile aynı dünya görüşünü paylaşmanız için size uygun bir yaşı veriyor.

        Anlayacağınız, ruhen hep genç olarak kalabilmiş olan hippi kuşağının emekli olma yaşı gelmiş durumda. Tabii emekli olmak, hayatta aktif olmayı bırakmak anlamına gelmiyor. Aksine onlar daha da aktif olmayı planlıyorlar.

        “Yaşlı askerler ölmez, onlar sadece göz önünden çekilirler” sözü vardır; bunu ruhen hippi kalmış insanlara da uyarlayabiliriz: “Yaşlı hippiler ölmez, onlar sadece göz önünden çekilirler.” Söz güzel gelebilir kulağa, ama bunun olacağını da sanmıyorum. Çünkü burada gençliklerinden bu yana hayatlarının her aşamasında marjinal olanı, statükoyu sorgulamayı, empoze edileni kabul etmemeyi hayat ilkesi haline getirmiş insanlardan bahsediyoruz. Onların hiç de göz önünden çekilmek gibi bir niyetleri yok.

        Bir defa, “Hippi oldun mu hayat boyu hippi kalacaksın” diye bir kural var mı bilmiyorum, ama bir kural yoksa dahi pratikte, gerçek yaşamda böyle oluyor galiba.

        Hippiler emekli olurken de, gençliklerinde gönül verdikleri hayat tarzını, dünya görüşünü canlı tutarak, yaşatarak emekli olmak istiyorlar.

        Gençliklerinde birbirlerini tanımış olanlar, aralarında haberleşmeye başlamışlar ve kendilerine alternatif komünler oluşturup yaşama imkânlarını araştırmaya girişmişler. Bunu duyunca ben de bir hayal kurdum. Bir gün yazı hayatıma bu komünlerde devam edebilsem ne kadar da güzel olurdu. İleride yazmayı deneyeceğim romanı bir hippi komününde çok daha güzel yazacağıma ve orada çok mutlu olacağıma eminim ben.

        Gönlüm onlarla oldu olduğundan, “Şimdilerde ne tür beklentileri var, neler istiyorlar?” diye biraz araştırdım. Gördüm ki emekli olmaya hazırlanan hippilerin en önem verdikleri konuların başında emekliliklerini mariuhana satışlarının serbest olduğu eyaletlerde geçirmek geliyormuş. Evet, “Bir defa hippi oldun mu hep hippi kalırsın” lafı galiba gerçekten doğru olmalı.

        Ayrıca emekli olacak hippiler, bundan sonra yaşayacakları bölgelerde mutlaka doktor yardımıyla intiharın yasal olmasını istiyorlar. Anlayacağınız, özgür ruhlu bu insanlar ölürken bile özgürlüklerini bırakmak istemiyorlar. Kendi kararlarıyla, kendi yöntemleriyle ve kendi seçtikleri zamanda ölmek istiyorlar. Bu onlar için çok önemli. Anlayacağınız, ölüm artık hippilerin de gündeminde ve o konuda gerçekçi düşünmek zorundalar.

        Tespit ettiğim bir başka emekli hippi trendi ise bana ilginç geldi. Bunu onların içindeki sınıf bilincine bağladım. Emekli olacak hippiler, tıbbi ihtiyaçlarının doktorlar tarafından değil tecrübeli hemşireler tarafından karşılanmasını istiyorlarmış. Doktorları düzenin insanı olarak görüyorlar, bu yüzden bakımlarının da işçi sınıfıyla özdeşleştirdikleri hemşireler tarafından yapılmasını arzu ediyorlarmış.

        Bunların dışında hemen hepsi yaşadıkları yerlerde organik tarım ve çiftçilik yapmayı da düşünüyor. Çevrede kaliteli kahve içilecek yerler de bulunması onlar için öncelikmiş. Önemli bir bölümü kaliteli marka çay tüketimine de önem veriyor. Starbucks’ta çay listelerinin uzamaya başlaması da bu trendle ilgili tabii ki.

        Anlayacağınız, onlar uslu uslu bir kenara çekilip yaşamayacaklar. İlla topluma bir şeyler öğretecekler yaşam tarzlarıyla. Evet, yaşlı hippiler ölmez, ama göz önünden de çekilmezler. Bu iyi ki de böyle, aslan kardeşlerim benim...

        Simpsons

        BU arada Simpsons dizisi hâlâ popülerliğini sürdürüyor. Bunca yıldan sonra ilgiyi üzerine çekmeyi başarıyor. Dizi hemen her gece bir kanalda görülüyor, hakkında dergiler çıkıyor, yazılar yazılıyor. Baba Simpson karakteri, hippi kuşağında da çok popüler. Hippiler de onun hayata yaklaşımını, tavırlarını, boşveren yaklaşımlarını, göbeğini seviyorlar. Belki Simpsons’a ilginin bu kadar uzun sürmesi de hippi kuşağının sayesindedir.

        Diğer Yazılar