Şımarık Angelina Jolie
Oscar ödüllerinde birbirine gülümseyen, öpücükler dağıtan güzel kadınlar, yakışıklı adamlar görürüz. Oysa bu insanlar gündelik yaşamlarında birbirleri hakkında acayip dedikodu yaparlar, kıskançtırlar ve ellerine fırsat geçtiği zaman birbirlerini arkadan bıçaklarlar.
Medyada dedikodunun, arkadan bıçaklamanın, vefasızlığın had safhada olduğunu düşünenler, bence bir de Hollywood’da olanları izlemeliler. Oscar ödüllerinde bize sunulan Hollywood’a bakanlar, kırmızı halı üzerinde birbirine gülümseyen, öpücükler dağıtan güzel kadınlar, yakışıklı adamlar görür. Bu insanlar gündelik yaşamlarında birbirleri hakkında acayip dedikodu yaparlar, kıskançtırlar ve ellerine fırsat geçtiği zaman birbirlerini arkadan bile bıçaklarlar.
Yıldızların egoları korkunç şişmiştir, burunlarından kıl aldırmazlar ve egoları davranışlarına da yansır. Sosyal ilişkilerinde çoğu çekilmez olur, insanlara havadan bakar ve küçük görürler. Yapımcılar, stüdyo yöneticileri ise Hollywood’un aslında isimsiz kahramanlarıdırlar. Starlara paraları onlar dağıtır, filmleri onlar planlar, yükü omuzlarına onlar alır. Ama onları kimse tanımaz. Ve onlar, starların karşısında egolarını hep baskı altında tutmak zorundadırlar.
İçlerinin kinle dolu olduğuna ve starlardan nefret ettiklerine emindim. Son olarak öyle bir olay ortaya çıktı ki, o yapımcıların, Hollywood stüdyo yöneticilerinin starlar hakkında gerçekten neler düşündükleri su yüzüne çıktı. Kendilerine “Barışın Bekçileri” (Guardians of Peace) adını veren hacker’lar grubu, Hollywood ünlülerinin e-mail’lerini hack’lediler ve bunları önceki gün yayınladılar. Böylece bizlerin de Hollywood’un perde arkasında nelerin olduğunu görmemize yardımcı oldular.
Örneğin, bir yapımcı, Sony stüdyoları yöneticisine gönderdiği e-mail’de Angelina Jolie için “O minimum kabiliyeti olan, şımarık bir yaramaz” diyor. Ve onun, film yönetmenliği yapma fantezisi uğruna kendisine önerilen “Cleopatra” filminde rol almayı düşünmeye bile tenezzül etmediğini söylüyor.
Angelina Jolie “Maleficent” filmini tamamladıktan sonra kendisine Cleopatra filmi için başrol teklif edilmişti. Bu teklifi yapanlar, filme çok önem veriyor ve büyük paralar kazanacaklarını düşünüyorlardı. Ama onların bu beklentilerine karşılık Angelina oralı bile olmadı, onlarla hiç ilgilenmedi.
Onları küçümseyen tavırlarla başrol teklifi hakkında tek bir laf bile etmedi. Üstelik oyunculuğa bir süre ara vererek film yönetmeye başladı. “Unbroken” adlı bu filmin beklendiği gibi bir yönetmenlik başarısı olmadığı dedikoduları da yapılıyor. Filmin güzelleştirilmesi için dışarıdan bazı insanların filmin üzerinde çalışmak zorunda kaldıklarını söylüyorlar.
Angelina ise bu söylentilerle ilgilenmiyor ve özellikle New York’ta filmi için inanılmaz bir kampanya sürdürüyor. Çevresi çok geniş olduğundan New York’un etkili çevreleri hemen her gece onun filmi için bir parti, bir konser veya gala düzenliyor. Eleştirmenler, filmi daha halk görmeden pek beğendiklerini yazıp kamuoyu oluşturmaya başladı.
Angelia Jolie’nin bu filminin “En İyi Film Oscar’ı”nı alacağı da söyleniyor. İşte tam bu ortamda bir yapımcının, yolladığı e-mail’de ondan “şımarık, yeteneksiz” diye bahsetmesi, gayet tabii ki New York ve Los Angeles gecelerinin başta gelen dedikodusu oluverdi.
Yapımcılar sadece starlar aleyhine değil, diğer yapımcılar aleyhine de konuşuyor. Örneğin, bir başka e-mail’de bir yapımcı, “American Hustle” filminin yapımcısının bir bipolar çılgın olduğunu ifade ediyor, üstelik bu sözleri niye söylediğini de açıklamıyor.
Tabii New York ve Los Angeles gecelerinde, Angelina Jolie için söylenenlerin yanında bir başka konu daha konuşuluyor. Hatta bunun en favori, en ateşli dedikodu konusu olduğunu da söyleyebiliriz.
Bir yapımcı, Michael Fassbender’le ilgili gönderdiği e-mail’de, “Onun cinsel organı, hepimizi kötü hissettirecek kadar büyüktür” diyor.
Bunun şu anda Hollywood’da en çok konuşulan, en merak edilen konu olduğuna emin olabilirsiniz.
Büyük paralar karşılığında ona bir porno filmde oynamayı teklif eden yapımcılar çıkarsa da kimse şaşırmasın. Çünkü şu anda Los Angeles’ta bazı film stüdyolarının bürolarında tam da bu konunun tartışıldığına eminim.
