Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ben çocukluğumu ve gençliğimin bir bölümünü cinselliğin tek boyuta indirgendiği bir toplumda geçirdim. Toplumun normali buydu ve bunun dışında bir tanımı da yoktu.

        Yeni oluşmakta olan duygularımla benim arayışım da doğal olarak toplumun normal olarak tanımladığı cinselliğe yönelikti.

        O dönemde bile bazı şeylerin eksik kalmakta olduğunu ve içimdeki bazı duyguların tatmin olmadığını hissediyordum, ama tabii ki bunu kendi başıma tanımlayacak halim yoktu.

        Bir taraftan tatmin edilmemiş duyguların baskısı öte yandan aranılmaya çalışılan normal cinselliğin bile bulunamaması üzerimde olağanüstü baskılar yaratıyordu.

        Bunlardan kurtulma yolum çok genç yaşta Amerika’ya okumaya gitmemle açıldı.

        Önyargılarımın aksine Amerika’ya ayak basar basmaz üstümdeki cinsel baskı azalmadı. Çünkü insan ne aradığını tam bilmezse o baskıdan kurtulması mümkün olmuyor.

        Uzunca bir süre o toplumda olmama rağmen cinselliğin tek bir tanımı olduğunu düşünmeyi sürdürdüm, empoze edilen normalle yetinmeye çalıştım.

        Cinsel zincirlerimden kurtulmam bir gün Manhattan’da bir seks dükkânına adım atmam ile oldu.

        Birden gördüm ki, normal diye tanımlanan şeyin yüzlerce normal durumu varmış. Bir önceki yaşamımda hemen “sapık” ya da “anormal” diye tanımladığım şeylerin de aslında normal olduğunu görmeye başladım ve bunlara bakarken kendi anormalliğimi de kendi sapıklığımı da gördüm, kendi normalimi öğrenmeye başladım.

        Kendi fetişlerimi öğrendiğim, keşfettiğim o gün benim gerçek anlamda özgürleştiğim gündür. O gün içimde baskı kalmadı; mutlu olmak için neyi aramam gerektiğini görmeye başladım.

        Cinselliği de bulmam daha kolaylaştı. Çünkü benim için önemli olan artık iki yetişkin insanın karşılıklı anlaşma yoluyla üzerinde hemfikir oldukları cinselliğin normal olduğuydu.

        Bunlar nerdeyse 50 yıl kadar önce oldu. Aradan o kadar yıl geçti. Türkiye bu konularda çok daha zengin olduğu, çok daha imkâna sahip olduğu halde hâlâ daha tek bir cinselliği normal olarak görmekte ısrar eden ve diğer insana özgü cinsellikleri “sapkınlık” diyerek yasaklamaya çalışan ve bütün bunların üstüne dinsel ahlaki baskıları da ekleyen bir toplum!

        Türk insanı üzerindeki cinsel baskılardan kurtulamıyor. Wilhelm Reich böylesi toplumların neye dönüşeceğini iyi yazmıştır. Cinsel baskılar, faşizmin kitle tabanının sürekli yaşadığı bir duygudur. İşte bu toplumda insanlar neyi aramaları gerektiğini tam bilmediklerinden “cinselliği arayacağız” diye Google’da tecavüz sahnelerini arıyorlar. Üstelik hastalık sınırını aşanlar ki bunların sayısı da hayli fazla, küçük yaştaki insanlarla cinsellik aramaya başladılar.

        Şimdi şaşıracağınız bir trendi size anlatacağım... Bilmem biliyor musunuz, cinsel ilişkide kadının kölesi haline gelmekten hoşlanan, oldukça hızla büyüyen bir toplumsal kesim var ve buradaki erkeklerin çoğu da eğitimsiz, yani tutucu düşüncelerin doğal insanları... Yani toplumda kadına karşı cinsel şiddet gittikçe artarken zincirlerinden kurtulmaya başlayan bir bölüm ise kadına köle olduklarında ancak tatmin olabiliyor.

        Diyeceğim o ki; keşke toplumda kanallar açılsa, herkes kendi dekadansını rahatlıkla mahalle baskısından korkmadan yaşayabilse, içindeki cinsel baskılardan kurtulsa da toplam olarak sapık bir toplum görünümü vermekten kurtulsak!

        Diğer Yazılar