Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İSPANYA’da global düzeyde katılımlı bir sivil itaatsizlik eylemi yapıldı. Binlerce insan ellerinde pankartlarla kongre binasının önünde izinsiz bir gösteri gerçekleştirdi.

        “Eee, ne var bunda?” diyeceksiniz, ama bu izinsiz gösteriye hiçbir polis müdahale etmedi, ne gaz sıkıldı ne cop kullanıldı. Atılan sloganlara kimse karışmadı, polis sadece seyretti.

        “Orası Avrupa, olsun o kadar” da diyebilirsiniz. İlke olarak haklı olabilirsiniz de, ama Avrupa’da da ülkelerde polislerin izinsiz olan gösteriye karşı hoşgörülü olduklarına dair elde hiçbir veri yok, ama izin alınarak her türlü gösteriye sonuna kadar izin verilir ve hatta polis o zaman göstericileri korumakla görevli olur.

        İspanya’daki gösteride bu da olmadı, hatta bir gösteri ortamından beklenebilecek alıştığımız hiçbir şey gerçekleşmedi orada. O gösteride tarih yazıldı.

        Sivil itaatsizlik tarihinde bir devrimdi o gösteri.

        İspanya’da insanların gösteri yapmasına ciddi kısıtlamalar getiren bir yasa hazırlığı var.

        Bazı gençler bu hazırlığa karşı çıkmak gerektiğini düşünmüşler. Aralarından bir tanesi “Artık bu ülkede insan gibi gösteri yapabilmeniz için hologram olmanız gerekiyor” demiş. Bu laf ağızdan çıkar çıkmaz “Neden olmasın?” denilerek işe girişilmiş.

        Hep anlatıyorum dijital devrim ile alıştığımız her şey değişti. Nasıl işadamı olacağımız, nasıl siyaset yapacağımız ve hatta nasıl protesto edeceğimiz bununla birlikte ne tür yasal değişikliklere ihtiyaç olduğu da baştan aşağıya değişti. Dijital uluslararası hukuk, profesörlerini, doktorlarını bekleyen yepyeni ve bakir bir dal olarak ortada duruyor. Artık gelecekte böyle olacak, şöyle yapılacak diye konuşamıyoruz, çünkü gelecek şimdi olmaya başladı bile. Yeni bir global düzende yaşamaya çoktan başladık.

        Sivil itaatsizlik tarihinde, bir dönüm noktası olacak anlattığım gösteri de, dijital devrimin sunduğu yeni imkânlar mobilize edilerek muhtemelen açık alanda toplanan binlerce insanın hologram görüntüleri o gece kongre binasının önüne nakledilmiş.

        Hatta bu gösteriye global düzeyde katılım da istenmiş ve dünyanın her yerinden katılım da olmuş. Düşünsenize Japonya’da yaşıyorsunuz ve İspanya’daki baskıcı yasaya karşısınız ve bunu protesto etmek istiyorsunuz. Kolayca bulunabilecek gerekli teknolojileri kullanarak saat farkını da hesaplayarak İspanya’da meydanda hologramlı protesto başladığında siz de Japonya’da örgütlediğiniz protestocuların görüntülerini o meydana aktarıp katılımı sağlıyorsunuz. Bu, o gece aynen oldu.

        Sivil itaatsizlikteki bu teknolojik devrimin demokrasiye ne kadar büyük imkânlar kattığını düşünebiliyor musunuz? Gerçi İspanya’daki göstericilerin amacı bu değildi, onlar hologram haline gelerek hükümete “Bakın bizi hayaletleştirdiniz” demek istiyorlardı, ama bu iş onların hiç hesaplamadığı yöne gidecek galiba.

        Hologramlı gösteride insanlar karşı çıktıkları konularda kendilerini anlatabiliyorlar.

        Otoriteler de bunu dinliyorlar, bu arada tek bir kişi yaralanmıyor tek bir stres olmuyor, kırılan vitrinler, yanan arabalar nedeniyle kimse zarara uğramıyor; yaralanan, tutuklanan da yok. Demokratik süreçler tek bir yara almıyor.

        Bu yeni durumun demokrasi açısından ne anlama geleceğini hayal edemiyorsanız şöyle düşünün; Gezi Parkı gösterilerinde bu hologramlı yöntemin kullanılsaydı... Bir düşünün, sadece o yöntem kullanılmış olsaydı bile bugün çok daha farklı bir Türkiye’de yaşayabilirdik.

        Hologramlı gösterinin internet sitesini de inceledim. Özgürlük için hologramlar sloganlı bu sitede ilk önce bir genç kadının hologramlı görüntüsü çıkıyor ve kısa bir konuşmadan sonra sizi katılıma davet ediyor.

        Ve insanlar ister hologramlaşarak, isterseler de sitede var olan sosyal medya imkânlarını kullanarak bu şekilde harekete katılıyorlar. (www.hologramasporlalibertad.org)

        Diğer Yazılar