Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        INTERSTELLAR filmini izlerken bir sinema şöleninden çok daha büyük bir şeyle karşı karşıya kaldığımı hissetmiştim.

        Bu film bence, Stanley Kubrick’in “2001: A Space Odyssey” filminden çok daha büyük ve güçlü bir bilimkurguydu.

        Nereye kadar bilim var, nereye kadar kurgu, bunu da çıkarmak hayli güçtü.

        Çünkü bunlar birbiri içine geçmiş, sınırlar belirsiz hale gelmişti.

        Dediğim gibi, bir sinema olayından çok daha büyük bir şeyle karşı karşıya bulunduğumu hissediyordum, ama bilgim yetersiz olduğundan bunun ne olduğunu tam çıkaramıyordum.

        Filmi gördüğümden bu yana üç ay geçti, ama bu düşünceyi beynimden atamıyordum.

        Nihayet aradığımın ne olduğunu buldum.

        “The New York Review of Books”un Mayıs 2015 sayısında, Priyamvada Natarajan’ın “Revelations From Outer Space” başlıklı makalesi, aradığımı bulmama neden oldu.

        Meğer Interstellar filmi, bilim tarihinde çok nadir rastlanılan bir iş başarmış.

        Genel görelilik, özel görelilik, kuantum teorisi ve uzaydaki solucan tünelleri hakkında ciddi teorik yaklaşımlar içeren bu filmde, zaman ve uzayda seyahati mümkün kılan teorik solucan tünellerinin irdelendiği sahnelerdeki görüntüler, bir bilimsel makale oluşmasına yol açmış ve bu makale şimdi fizik dünyasında tartışılıyormuş.

        “Wired” Dergisi’nde “How Building a Black Hole for Interstellar Led to an Amazing Scientific Discovery” (Interstellar İçin Oluşturulan Kara Delik Görüntüsü Nasıl Olup da İnanılmaz Bir Bilimsel Keşfe Yol Açtı) başlıklı makalede bunun nasıl olduğu detaylarıyla işleniyor.

        Bir astrofizik profesörü olan Kip Thorne, aynı zamanda filmin danışmanı.

        Daha önce Carl Sagan da “Contact” adlı filmde danışmanlık yapmıştı.

        Interstellar filmindeki kara delik görüntüleri, danışmanın etkisiyle hayli gerçekçi oluşturuldu.

        Filmin bu sahnelerinde ışık öyle açılardan kırılıyormuş ki, bu durum bilim insanlarının ilgisini çekmiş ve bu kırılmaların matematiksel formülünü yazmışlar.

        Şu sıralar bilimsel dergilerde bu formüller tartışılıyormuş ve bu tartışmaların hayli ilginç bilimsel sonuçlar ve buluşlar getireceği de söyleniyor.

        Eğer burada sözü edilen konularla ilgileniyor ve konu zor olduğu için keşfe çıkamıyorsanız size tavsiyem, BBC tarafından üretilmiş “The Unknown Universe” dizisini baştan sona izlemeniz.

        Eğer bunu yaparsanız, teorik fizik dünyasında bir eğitimsel keşfe çıkacaksınız ve sonunda çok tatmin olduğunuzu da göreceksiniz.

        Diğer Yazılar