Kürtler, Ortadoğu masasında
Gerçi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu sıkça dikkat çekiyorlar ama hepimizin PKK’nın ve diğer terör örgütlerinin, global güç merkezlerinin maşası, adeta birer oyuncağı olduğunu unutmamamız gerekiyor.
Benim Washington DC’deyken başlamış olan yazarlık hayatım, orada gördüklerimden sonra PKK’nın nasıl bir global oyunun aleti olduğunu anlatmakla geçti. Bazen yazmak, anlatmak yetmeyebiliyor; çünkü insanlar gözlerinin önünde apaçık oynanan oyunu görmeyi reddedebiliyorlar.
Bu nedenle arada bir tekrar edersek sizler de kusurumuza bakmayın. Ancak bu kez olayı farklı bir boyutuyla anlatacağım.
Eskiden Washington DC’ye Türkiye’den Kürt liderler (örneğin HDP eşbaşkanı gibi) gittiğinde Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nda bu kişiyle Avrupa masasından bir yetkili görüşürdü. Türkiye ile ilişkiler Avrupa masası bağlamında götürüldüğünden Kürt siyasetçiler de o masa yetkilisiyle görüşürdü. Ancak son dönemde bu süreçte sembolik önemi büyük olan bir değişim yaşandı.
Artık Kürt liderler Washington’a gittiklerinde “Foggy Bottom”da (ABD Dışişleri Bakanlığı’na lokal çevrelerde verilen ad) onlarla Avrupa masası değil Ortadoğu masası yetkilileri görüşüyor.
Bunun sembolik ve siyasi önemi büyük; çünkü bu durum Amerika’nın artık PKK meselesini Türkiye çerçevesi içinde değil bir Ortadoğu meselesi olarak ele aldığını gösteriyor.
Yani PKK meselesi Amerika açısından bir olası bağımsız Kürdistan fikrinin bir parçası. Bu masa değişimi, Amerika’nın tavrının resmen teyidi gibi bir şey.
VİCDANLARDA SAVAŞI KAZANAN TÜRKİYE’MİZ
Dünkü yazımda “PKK’nın vicdanlardaki savaşı kaybettiğini” yazmıştım. Gelen birçok tepkiden anladığım kadarıyla bazıları bunun hayli iddialı bir söz olduğunu düşünmekte. Hayır iddialı değil, hatta aldığım haberlerden sonra hayli sakin söylenmiş bir söz.
Sadece şu olaya bir bakın: Bu hemen her gün olandan sadece bir tanesi, ama yerel ortamda bunlar halk arasında biliniyor ve tartışılıyor:
Çatışmaların ortasında kalmış olan hamile bir Kürt kadını var. Güvenlik güçlerimiz üzerlerine açılan ateşe rağmen kadını güvenle alıp büyük ihtimamla hastaneye yetiştiriyorlar. Her şey düzgün gitsin diye kapıda nöbet bile bekliyorlar.
Kadın hastanede eve çıkmak istemiş, “Çocuğumu ev ortamında doğuracağım” demiş. Doktorlar izin verince çıkma zamanı gelmiş. Güvenlik güçleri yine son derece düzgün biçimde onu en rahat edeceği şekilde evine kadar götürmüşler ve evi herhangi bir rahatsızlığın yaşanmaması için uzaktan kontrol altında tutmuşlar. Acil durumda ulaşılabilir olmak istemişler.
Kadın doğumunu yaptıktan sonra (Allah analı babalı büyütsün) Türkiye’yi Avrupa insan hakları çevrelerine şikâyet etmiş.
Kim onu buna ikna ettiyse, hangi gözü dönmüşün vicdanı buna neden olmuşsa boyu bosu devrilsin inşallah. Avrupa insan hakları çevreleri de olayı araştırmadan Türkiye’yi bu gibi olaylarda eleştiriyorlar.
Ayıptır, günahtır bu ülkeye yapılanlar. Ama ne oluyor biliyor musunuz; kalbi temiz Kürt vatandaşlarımız, ülkelerini sevenler bu gibi hikâyeleri her gün duyup tartışıyorlar. İşte bu yüzden “PKK vicdanlardaki savaşı çoktan kaybetti ve sonuna yaklaştı” diye yazıyorum ben.
TAYLOR SWİFT VİDEO OYUNU
Kim Kardashian bir video oyununa karar verince Glu Mobile adlı şirketle anlaşmıştı. Sonuçta “Kim Kardashian Hollywood” adlı oyun piyasaya sürüldü. 2014 yılında 74 milyon dolarlık satış yaptı. 2015’te ise 200 milyon dolara çıktı satış geliri.
Ve tabii video oyunu üreticileri, Kardashian’dan daha büyük ve satışı kesin olacak bir star arayışına başladılar. Sonunda popüler kültürün hiçbir alanını ihmal etmeyen ve her düzeyde profesyonel biçimde yer almayı beceren Taylor Swift bulundu. Onun video oyununu da Kardashian ile başarıyı yakalayan Glu Mobile şirketi yaptı.
Daha önce Katy Perry için üretilen video oyunu başarısız olmuş ve fazla ilgi görmemişti. Bu yüzden üreticiler, Taylor Swift oyunu için daha dikkatli çalışıyorlar.
Business Insider’ın raporuna göre, yatırımcılar Taylor Swift oyunundan çok ümitliler; çünkü Glu Mobile şirketinin hisse fiyatları son zamanlarda sürekli yükseliyor.
Swift’ten sonra sırada Nicki Minaj ve Britney Spears de var.
CIA’NIN ‘X-FİLES’I
Geçenlerde CIA herkesi şaşırtan bir adım attı ve elindeki uzaylılar ve uçan dairelerle ilgili tüm bilgi ve fotoğrafları kamuoyuna açtı.
Bu yıllardır çeşitli fanatiklerin, hayatını bu işe adayanların ve “gerçeğin orada bir yerde olduğuna” inanan insanların peşinde koştuğu, hatta elde etmek için cinayeti bile göze alabileceği türde bir dosyaydı.
Takip edebildiğim kadarıyla dosyada gerçekten çok ilginç bilgi ve fotoğraflar var. Ne kadarı gerçek ne kadarı üretilmiş haber bilemem, kaynak CIA olduğu için bundan hiç emin olamama ihtimalimiz de büyük.
Ama ne olursa olsun bu açılan dosyaların global düzeyde büyük ilgi çektiği de tartışılmaz. En azından X-Files dizisinin milyonlarca takipçisi, dizide anlatılanların bu şekilde gerçekleşmiş olmasından son derece mutlular. Bunlardan biri de benim.
X-Files tutkunu olmamın yanı sıra son derece sıkı bir casus romanları okuyucusuyum da. Bu yüzden bir casus örgütü böyle bir şey yaptığı zaman, yani “x-files” gibi bir dosyayı açtığında, asıl amacın dikkatleri başka bir yerde yoğunlaştırmak olduğunu da bilirim. Yani bir yerlerde öylesine muazzam bir operasyon yapılıyor olmalı ki CIA dikkatleri başka yere çekme silahını kullanmış olmalı.
‘KALİTE’NİN PEŞİNDE TAVİZSİZ 100 YIL
1914 yılında Kapalıçarşı’da küçük bir dükkânda antikacılık ve müzayede düzenlemeye başladı Yervant Portakal.
Portakal Ailesi dört kuşaktır aynı mesleği sürdürüyor. Bugün de Raffi Portakal, dedesinin açmış olduğu yolda ailesi gibi kaliteden hiç taviz vermeden yolunda yürüyor. Raffi çok rafine, ince zevkleri olan, yaşam gustosu hayli zengin olan bir insandır. Bu kalite, kültür ve bilgiyle birleşince mesleğinde daima en iyi oldu.
Raffi Portakal, ailesinin meslekteki 100’üncü yılını dört kitapla kutlamaya karar verdi. Hazırlık aşamasından biliyorum ki Raffi büyük heyecanla, kendisinden çok şey vererek girişti bu kitapların oluşmasına. Bugün Portakal Sanat ve Kültür Evi’nde gazetecilerle bu kitapları paylaşacak.
Sanatçı ve sanat ortamını değişik yönleriyle gün yüzüne çıkarmak için hazırlanan kitaplar, sanat piyasasına yön veren üç önemli sanat taciri Duveen, Vollard ve Portakal Ailesi’nin yaşam öykülerini de anlatıyor. Ayrıca Osmanlı döneminin çok yönlü ressamı Osman Hamdi Bey’in sanatçı defterlerinin tıpkı basımları da var kitapta. Raffi kardeşime hayatımıza kattığı kalite ve güzellikler nedeniyle çok teşekkür ediyorum.
