Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Microsoft'un Amerika’da Seattle kampusunda bilgilenme seansları yaparken belki de 22’nci yüzyıla hazırlanıldığını gördüm. Dijital dünyanın akla gelebilecek ve gelmeyen gelişmeleri için bu kampusta çalışılıyordu. Gördüğüm hemen her şeyi çözümlemiş, kafamda bir yere oturtmuştum. Sadece bir tanesi hariç...

        Bizi ağır makineler üzerinde çalışan mühendislerin ağırlıkta olduğu bir bölüme de götürmüşlerdi. 20’nci yüzyıla ve hatta 19’uncu yüzyıla ait bu görünümün o ultra modern, bilimkurgusal ortamda işlerinin ne olduğunu doğrusu hiç anlayamamıştım.

        “Bunların burada işi ne?” sorusunu da kibar olmayacağı için soramadım. Ancak olayı birkaç gün sonra kavrayabildim. Kampusta edindiğim bazı bilgileri Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın söyledikleriyle birleştirince “o ağır sanayi makinelerinin orada ne işi olduğu” sorusuna cevap kafamda açıklık kazandı.

        ALETLERİN İNTERNETİ

        Microsoft “aletlerin interneti” (Internet of Things-IOT) programı çerçevesinde global düzeyde sanayi üretimini de dönüştürme işine giriyor.

        İşe sanayi üretimiyle başlayıp şu aralar kendini bir software şirketine de dönüştürmeye çalışan General Electric’in yaptığı hesaplamalara göre, dijital sanayi üretimi piyasası 2020 yılında 225 milyar dolar olacak. Aletlerin interneti sisteminin sanayi üretimiyle ilgili bölümünün yaratacağı gelir bu düzeydeyken bireysel tüketiciyi ilgilendiren “aletlerin interneti” piyasasının değeri 170 milyar dolar düzeyinde kalacak.

        Dijital sanayi üretiminin geleceği çok parlak, ayrıca bu işe giren şirketler gobal sanayi üretimine de yön verme imkânına sahip olacaklar. Kullanmakta olduğumuz aletler, en küçüğünden en büyüğüne (ister kahve makinesi olsun isterse arabamız ya da seyahat ettiğimiz uçaklar) kullanıcı hakkında bilgiler içeriyor. Dijital dünya bu işe el attığında tüm bu bilgiler o aletlerin hizmetlerini daha güzel yapmasında kullanılacak.

        AZURE CLOUD SİSTEMİ

        Bu büyük bir data kullanımı gerektiriyor. Tabii bu işi sadece dataların toplanıp kullanılabildiği bulut (cloud) sistemine sahip olan dev şirketler yapabilecek. Şu anda global “cloud” sistemine, Microsoft’un “Azure” sistemi ile Amazon’un “Amazon web services” bulutu hâkim durumda. General Electric de Amazon’dan öğrendiklerini uygulayarak onun yolundan yürümeye çalışıyor.

        Örneğin, bize anlatılan Microsoft’un, bir uçak üretim şirketinin üretimini bulutuyla kontrol ettiğiydi. Her uçağın bir yıpranma süreci var ve bu sürece vaktinde müdahale edilmediğinde hem masraflar çok artıyor hem de bazı durumlarda o uçak kurtarılamıyor. Microsoft, sistemiyle bu uçakları tek tek takip edip gerektiğinde müdahale de istiyor.

        Ayrıca uçak şirketlerinin en büyük masrafı akaryakıt olarak biliniyor. Microsoft yine sistemiyle her uçağın en az yakıt tüketimiyle uçabileceği yolları buluyor, ayrıca her pilotun yetenekleri de data sisteminde yer aldığından hangi uçuş için hangi pilot daha uygun seçebiliyorlar.

        Bunlar şu andaki bulut servisleri. Şimdi Nadella’nın attırdığı adımla şirket işi büyütüp geliştirmeye başladı ve önümüze yepyeni ufuklar da açacağını söyleyebiliriz.

        Bunu daha önce yazdım ama bugünkü konumuz açısından yine yazıyorum. Microsoft’un felsefesi, “global düzeyde her isteyene kullanabileceği dijital gücü ulaştırmak ve ona bu güçleri açmak” şeklinde ifade edilebilir.

        DATA MERKEZLERİ

        Bunu bireysel tüketici çerçevesinde zaten yapıyorlar, ileride sanayi üretiminde de isteyene açacaklar. Bunu da tabii ki bulut sistemleriyle yapacaklar. Bulut sistemleri aslında olağanüstü fazla data içeren, bu datayı ve yenilerini çözümleyip öneriler getirmeyi sağlayan sistemler. İş dalınız ne olursa olsun bu sistemi kullanabiliyorsunuz.

        Tabii bu sistemi fiziksel anlamda dünyanın her yanına ulaştırma sorunu da vardı. Data merkezleri bugüne kadar karaya yerleştiriliyordu. Microsoft başlattığı bir projeyle bu data sistemlerini artık deniz altına koyacak. Ben bunların prototipini gördüm, üzerinde de konuştuk. Bu şekilde kullanıldığında daha fazla yere ulaşılabileceği, etkinliğinin de artacağı hesaplanmış. Bu data sistemlerinden biri Amerika’da çoktan denize gömülmüş bile. Onun performansına bakılıp global düzeyde uygulamaya geçilecek.

        GAME OF THRONES DAHA NE KADAR SÜRECEK?

        24 Nisan Pazar gecesi yeni sezonu başlayan dizinin üzerine kurulduğu kitabın yazarı George R. R. Martin “Dizi hakkında bir sırrım var” deyince hayranları bu sırrın ne olduğunu merak etmeye başladılar. Ayrıca dizinin daha kaç yıl daha süreceği ayrı bir merak konusu. Daha 5 yıl sürecek kadar senaryonun çoktan yazıldığı bile söylenirken dizinin 2 yıl içinde bitirileceğini öne sürenler de var. Acaba gerçeği George R. R. Martin biliyor olabilir mi ve bahsettiği sır bu mu?

        BEYONCE'NİN 'LİMONATA'SI

        Geçen pazar gecesi HBO’da yeni sezonuna başlayan Game of Thrones’tan önce Beyonce’nin üzerinde çok konuşulan “Limonata” adlı programı vardı. New York Times’ın bile kendisini tutamayıp sürekli haber yaptığı bu “Limonata” nın ne olduğuna bakmamak imkânsız hale gelmişti.

        Bu aslında Beyonce’nin yeni albümünün dijital ortamda piyasaya çıkarılmasıydı. Birçok soruna değinen ve Limonata programının görselinin de bir bölümünü bu problemlere ayıran Beyonce’nin albümünü kocası Jay Z internet streaming sisteminde satışa sunmuştu.

        Bu durum Spotify gibi şirketlerin pek hoşuna gitmese de yeni albüm kısa süre sonra iTunes’tan da satışa sunuldu. HBO’daki programda, üzerinde hayli çalışıldığı belli olan görüntüler eşliğinde Beyonce kadın haklarından kadın-erkek ilişkilerine kadar birçok sosyal soruna el atıyor ve içinde duyduğu öfkeyi dünyaya gösteriyordu.

        Bir sahnede eline aldığı beyzbol sopasıyla yolda park etmiş arabaların camlarını darmadağın etti. Kocası Jay Z’nin kendisini aldatmış olmasına çok ağır söz söyledi. ABD’de polis tarafından öldürülen zenci gençleri de güzel bir şekilde andı.

        Böylece bireysel öfkesi ile toplumsal öfkeyi çok güzel birleştirdi. Üzerinde çok konuşuldu, hâlâ tartışılıyor. Her haber kanalında onu görmek mümkün. Sonuçta albüm listelerde tabii ki birinci sıraya da oturdu.

        Diğer Yazılar